Wednesday, January 20, 2010
Bir Albay'la "Face"lesme!
Asagida okuyacaklariniz “yandas media” denilen gazete, tv’lerde cokca yeralan, “Psikolojik Harp Dairesi”nde de gorevde bulunmus ve okuyacaksiniz bir cok isimle “gorev beraberligi” yapmis, Mayis 2004’de de TSK’dan emekli olmus bir Albayla facebook uzerinde yaptigimiz “sohbet”in “duzenlenmis” halidir. Bazi yerleri cikarttik ve kendisine de –okuyacaksiniz- “yayinlayacagimiz icin uzuuun yaziyoruz” dedigimiz icin buraya koyuyoruz.
Kendisiyle kendisinin “mesaji” ile bir “sohbet” basladi; yazilarin arasinda gorulen “Merak… Soru…” vs kelimeler Albayin mesaj basliklaridir. Aksi belirtilmedikce vurgular bize aittir.
Tatli tatli bir “sohbet” giderken gorulecegi uzere, “ani bir karari” ile “sohbet” bitmis ve ustelik bizi de “arkadas listesi”nden silmistir. Silme sebebi ise, soyledigine gore, Cok Kiymetli Cete Sefimiz OYLESINELAF@ Hazretlerinin, Mumtaz’er Turkone isimli “sey” hakkinda yazdigi yazidaki bir kisima olan “takilmasi”… Fakat okumamis belli ki, esas o “sey” utanmazca bir laf sarfetmis ve Cete Sefimiz@ de bunu “kibarca” anlatmis. Gecelim buralari; gecmeyecegimiz yer ise…
KAFASI KARISIKLAR oldukca fazla ve bu da NE GUZEL ALLAHIM!
“Sohbet”in “icerigi”nin oldukca onemli olduguna inandigimizdan (Necip Fazil, Buyuk Dogu, Engerek’on, Fetulah Gulen, Darbe, Teskilat-i Mahsusa, Ibda, Sistemin pislikleri, Fatıma Correa vesaire …..) “fayda” vardir diye sizlere sunuyoruz.
“Tabuurr: Oku!”
ARADABIR’CI@
I. CELSE
:))
Emekli Albay 09 Kasım 2009, 11:05
Necip Fazıl'ın bir sözü var, der ki; bizde anlamsız sorunun lüzumsuz cevabı verilmez.. İnsanlar öyle yazıyorlar, kırılmasınlar diye yumuşak bir üslupla bir şeyler ifade etmeye çalışıyorsunuz anlamıyorlar... Zannediyorum biraz da dengesiz biri.. Sildim gitti...
Bu arada...
Yanlış anlamayın, özel bir gayeyle sormuyorum; siz kimsiniz? :))
Emekli Albay 09 Kasım 2009, 11:07
Daha doğrusu sizi örtülü kimlikle yazışmaya sevk eden amil ne?
Arada Birci 10 Kasım 2009, 19:49
Wala Albayim, boyle ani teftisler yapmayiniz, daha ewwelden emir eriniz felan bi cıtlati verse de 24 saatlik gecikmelerle sizi karsilamasak :) Neyse, Allahdan ismimizle musemma gidiyoruz, “Aradabirci@”, o halde gecikmek de “ismimizin şanından” :)
Yaw, Bizim@ bir Cetemiz@ var Albayim, yok yok oole “organize”ye girecek Cetelerden diil, benim sayfada profilin altinda da blogumuzun adresi var, orada iste biseyler karalaniyor. Kimimiz haber toparliyo, kimimiz bilgi getiriyo, kimimiz de yaziveriyo, oyle birsey iste. Bunu niye yazdim, “niye oyle “takma isimler” diyorsunuz ya, Cetelerin adetiymis Albayim “nickname” kullanmak, bozmayalim dedik: )
……………..
28 Subatci hergeleleri gormek icin ciktik Networke, sonra bi baktik, isler bildiginiz gibi degil albayim, biseyler kotarilmaya calisiyor, en onemlisi de –bizim icin- Sabetayizm meselesiydi, orada bi cephe kurduk, direndik, su sizofren ve bunamis Yalcin Kucuk ve ekibiyle adam adama carpistik albayim. Tarih ve Demokrasi Forumu’nda baslayan isleri, Sandal Forum ve en onemli karagahlari TR-Forumda ilerletmeye calistilar. Gogus goguse kapistik albayim. Cunki biliyoduk ki bu adamlarin, bilinen ve cikarilabilecek olanlar haricinde milletin hurmet duydugu insanlara ve Sultanlara ve gunumuz musluman devrimcilerine ki burda en önemlisi bizim icin Ustad Necip Fazil’di, laf atmalari ve onlari birakin Sabati, Ibrani yapmalarinin “sebeb-i hikmeti”ni, Allah sizi inandirsin albayim blogumuzdaki yazilarimi sahitdir, o forumlarda yazdiklarimiz sahitdir, daaa ilk andan anladik ve dedik ki “bunlardarneye gidiyorlar, “DARBE İCİN KİTLE CALİSMASİ” YAPİYORLAR, KEMALİZM İLE DARBE YAPAMİYACAKLARİNA GORE, MUSLUMANLARİ BU SEKİLDE YANLARİNA CEKEMİYECEKLERİNE GORE, CAMUR AT İZİ TUTSUN, ADİ CİKSİN NUMERASİ YAPİYORLAR ve muslumanlari “kulturleri ve liderleri”nden, tarihlerinden sogutup, “1919 Sartlari” deyip “Gazi Mustafa Kemal Pasa Hazretlerinden baska bir kurtarici yok!” demeye getiriyorlar, dedik. Zaten, butun kabahati de Ismet Pasa’nin uzerine atmaya baslamislardi, boolece “Gazi Pasa”, “Parolo: Vatan; İsaret: Namus” denilerek zemzemle yikanmis bi halde onumuze dikilivericekti! Iste, -blogumuzda da var- “Reostra Operasyonu”nun belgesi de Bizim@ dogrulugumuzu ortaya koydu Albayim! AKP’ye “Musa’nin…..” serisi ile bodoslamadan ama desteksiz saldirislarinda da “darbe alt yapisi”nin bu “yani” vardi. Allah sizi inandirsin Albayim, o forumlarda ne mailler aldik, birebir gorusmek isteyip de elindeki bilgileri vermek isteyen hayirseverlerden(!)… Ne viruslu mailler geldi… Koskoca Network'de Proxy kalmadi inanin, forumlara girdigimiz her IP numarasi “banned” oluyordu: ) Fakat bunlar elbet 2005-2007 basinda oldu. Guvenlik dedik bizde, en onemli olna guvenlik ve asla birebir temas ve gercek isim yok! Wala, 7-8 senedir ayakta, hayattaysak, (iste o sordugunuz “niye mustear isim?” sorusunun cevabi da bu) “guvenlik”e azami dikkat sarfetmemizden.
Simdi de yine “guvenlik” onde… Cunki biliyoruz ki, su Engerek’on meselesi “anlasma” ile yani “eski” ekibin, “yeni” ekibin hakimiyetini tanimasi ve altinda calismayi kabullenmesi (eh tabi biraz –Veli’ler felan yani- tasfiye olacak elbet) ile bitiverince, SİRA BİZE@ GELECEK ALBAYİM :)
Su sildiginiz “raki sisesinde balik” arkadas var ya, facebookda bunlardan tonla var malum ve inanin bayilirim bunlara: ) Arkadas listeme bakarsaniz, her telden ama ozellikle “boyle” telden takilanlari goreceksiniz ve arttiracagim bunlari da insaallah. Hic ummadiginiz yerde hic ummadiginiz insanlarla karsilasiyorsunuz cunki :) “Balik agı” yani Albayim; “serpme”yi attik, bakalim ne vuracak!!! Ikı tane vurdu mesela Engerek’onculardan :) Simdi onlar dusunsun: ) Dusunuyorlarda…
Size niye bu kadar (bi do sesi verdiniz de ben size senfoni calarcasina notalar) yazdim, o kadar guvenlik guvenlik dememe ragmen?! Degil mi?
Wala Albayim, siz bilmeseniz bile biz tanisiyoruz, sizi biliyoruz. “Reel”den degil, networkden, 2006 felan galiba belkide 2007’nin baslaridir sizin networke girmeniz zannedersem, yahoogroups’larda dikkatimizi cekmisti yazilariniz, hatta bi grubda da yanyana kapismistik, agir bi zaiyat verdirmistik “darbeci”lere: ) Sizin yazilari daha cok “Ahmet Simsek” bey servis ediyordu groups’lara…
Neyse, iste boyle!
Daha yapacak cok is var Albayim, malumunuz; hele bir “Kurt Tenkili Harekati” tekrar baslasin, (…………………) etraf biraz da etraf hareketlensin, “reel”de de görüsürüz veya arkadaslarimizla, musait olursaniz tabii, gorusursunuz Albayim.
Biz@, "dost"uz.
Allaha emanet…
Aradabirci@
Hamis: Aklima geldi Albayim, siz, “DARBENİN CİCEK”İYLE AYNİ YERDE GOREV YAPİYORDUNUZ, simdi su “postayla gelen” ve GKB’nin “kurdugu ve fisledigi internet siteleri” meselesine dair sizin bi bilginiz var midir aveba? Gerci, emri 2000’de gelmis ama, o mostralik ve bes para etmez siteler 2005-2007’lerde felan kuruldu, aktive edildi. Egerci, o kurulan siteler GKB’nin emri ile kurulmus siteler ise ve fisledikleri siteler de gercekten karsilarinda parantez icinde yazilan sebeblerle ve o gelen malum emire binaen fislenip takip ediliyorsa… vay ki vay hem de vay! TSK’nin “savas kabiliyeti”nin niye bu kadar “dusuk” oldugunu anlamanin en guzel ve kesin belgesi, o “fisleme”dir:
Hicbirseyden anlamiyorlar!
Isin daha da guzel tarafi, TSK’nin boyle islerle isi ne ve kimilerinin rahmet okudugu Ecevit’in, hani cok bi demokrat olan bu adamin, normal bir adi vak’ayi polise-emniyete değil de TSK’ya vererek ne kadar demokrat olduğunu ortaya koymasi! Hayrli ugurlu olsun: )
Emekli Albay 10 Kasım 2009, 19:56
Cevabınız için teşekkür ediyorum.. Yordum sizi :)
II. CELSE
2
Emekli Albay 17 Kasım 2009, 13:47
Albay Abdülkerim Kırca Kimdi?
Abdülkerim Kırca’nın nüfus kayıtları ve görev yerlerini öne çıkaran, bir nevi kemiyete dayalı bilgileri önemli değildir. Asıl bilinmesi ve anlaşılması gereken, KIRCA’NIN KEYFİYETE DAYALI BİLGİLERİDİR. Yani onun nasıl bir ruh kalıbının adamı olduğu önemlidir.
Kırca, bu toprağın terbiye ettiği, bu toprağın yoğurduğu bir insandı. Yer sofrasının bereketine inanmış insanların terbiyesinden geçmişti. ASKERİNE “MEHMETÇİK” ADINI KOYMUŞ, ASKERİNİN YAŞADIĞI KIŞLAYA DA “PEYGAMBER OCAĞI” DEMİŞ BİR MİLLETİN EVLADI OLDUĞUNUN ŞUURUNDAYDI. Mensup olduğu milleti, “üç kıtayı bilen efendi millet” olmaktan alıkoyup, “varlık yokluk mücadelesi yapan bir millet” konumuna getiren sebepleri hecelemiş insanlardan biriydi.
Türk Milletinin tecrübe ve tefekkür dolu tarihi yolculuğunda, onunla kader birliği ve kader arkadaşlığı yapmanın, Mehmetçik’le silah arkadaşlığı yapmaktan geçtiğini bildiği için bu üniformayı giyinmişti...
Bu intihar üzerinden Kırca’yı Ergenekon denilen ucube ile ilişkilendirmeye çalışanlara belirtmek isteriz ki; milletinin bütün değerleriyle barışık bir ANADOLU ÇOCUĞU OLAN KIRCA’NIN HAYATA BAKTIĞI PENCERE, ASLA VE KAT’A ERGENEKON’UN PENCERESİ DEĞİLDİ.
Millet iradesine meydan okuyan ve milletin egemenlik hakkına ortaklık iddiası taşıyan örgütlü bir yapının mercek altına yatırıldığı şu dönemde, adeta konuyu başka bir kulvara taşımakla görevlendirilmiş itirafçı kimliği taşıyan bir kısım insanların kimler tarafından konuşturulduğunu araştırmak yerine, kendi milletinin tercih ve temayüllerini hor ve hakir görmenin sembolü haline gelen Ergenekon fitnesinin Diyarbakır ayağını Kırca’nın üzerinden bina etme yarışına girenler aldanıyorlar…
Bu Savaşı Kırca’lar Başlatmadı
Muhakkak ki, her sorunun siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve askeri boyutu vardır. Hangi pencereden baktığınıza bağlı olarak, her sorun mana ve mahiyet itibariyle farklı bir boyut kazanabilir. Türkiye’de kiminin Güneydoğu kiminin Kürt sorunu adı verdiği sorun için de bu geçerlidir.
Şurası gözden kaçırılmamalıdır ki; KIRCA’LAR, BU SORUNUN ASKERİ BOYUTUYLA İLGİLENMEKLE VAZİFELİ OLARAK BÖLGEYE GÖNDERİLDİLER. NE BİR TARİH ANALİZİ YAPMAK NE DE BU SORUNUN SİYASİ, SOSYAL, EKONOMİK VE KÜLTÜREL BOYUTUNU İNCELEMEK YA DA FELSEFİ DERİNLİĞİNİ BULMAK GİBİ BİR VAZİFELERİ YOKTU. DAHA DOĞRUSU, BİRİLERİNİN BÖYLE BİR VAZİFEYİ YERİNE GETİRMESİ GEREKİYORDU AMA BU ONLARIN VAZİFESİ DEĞİLDİ. BUNA VAKİTLERİ DE YOKTU…
Çünkü onlar soruna esas teşkil eden bölgeye ayak bastıkları vakit, güya Kürtleri temsil ettiğini söyleyen bir cinayet şebekesinin, en ücra kasaba ve köylerde dahi örgütlenmesini tamamlamış ve bütün hukuk kaidelerinin, silahların gölgesinde bizzat bu cinayet şebekesi tarafından askıya alınmış olduğunu, insanları zor ve tehdit altında dağlara doğru sürüklediğini gördüler.
Beşiğinde anne sütü özlemiyle ağlarken eşkıyanın kurşunu ile susturulan bebeklerin cansız bedenlerini fotoğraflarda değil, bizzat yerinde gördüler. Bunları yapan PKK isimli cinayet şebekesinin, kancıklık ve kalleşlikte, halk dilindeki şirret kadın tipini dahi aratacak derecede süflileştiğine tanık oldular.
Daha acısı ise, her türlü yol, yöntem ve kahpelikle Türk’e ve Kürt’e saldıran bu cinayet şebekesinin karşısına dikildiklerinde, devletin üst makamlarını işgal etmiş koca koca adamların, bu konuyla ilgili olarak uygulamaya koyacakları bir planlarının olmadığını gördüler.
Ülkenin bu yangına müdahale edecek bir hukuk çerçevesinin olmadığını, bir terörle mücadele yasasının dahi çıkarılamadığını gördüler.
Her şeye rağmen ya kendilerini feda etmeyi göze alarak bu yangına bir şekilde müdahale edecekler ya da bu yangını çıkaran cinayet şebekesinin Türkiye devletini yerle bir edişine şahitlik edeceklerdi. Onlar kendilerini feda etmeyi göze aldılar. Onlarca Mehmetçiği şehit verdiğimiz günde dahi, birilerinin, ülkede sanki hiç böyle bir sorun yokmuş gibi barlarda ve eğlence mekânlarında tepinmeye devam ettiğini gördükleri halde bunu yaptılar.
ÖNEMLE VURGULUYORUZ Kİ, İLK MERMİYİ ONLAR ATMADILAR, BU SAVAŞI ONLAR BAŞLATMADILAR. Onların bu cinayet şebekesi karşısında silaha davranmaktan ve meşru savunma haklarını kullanmaktan başka seçenekleri yoktu.
Kimi gün yoruldular… Biz bu örgütü haklarız ama sorun bitmez. İki arada bir derede kalmış şu mazlum halkın hatırına birileri bu sorunun siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutuna el atsın diye çığlık attılar ama çığlıklarını duyan olmadı. Bu çığlığa kulak vermesi ve işgal ettikleri kürsülerde seferberlik ilan etmesi gereken profesörlerimizin, 18 yaşındaki kızın başörtüsüyle uğraşmak gibi daha önemli (!) bir vazifesi olduğu için bu çığlığı duyamazlardı. Aynı kürsülerle anlayış birliği içinde olan, cumhuriyeti ve demokrasiyi başörtüsünün ucunda iğreti sallanan bir rejim sanmakla meşgul, devlet millet çatışması oluşturmaktan başka bir fonksiyon icra etmeyen devlet büyüklerimizin de bu çığlığı duyması, bu yangın sayesinde cumhuriyetin ve demokrasinin nasıl bir çıkmaza düştüğünü anlaması mümkün değildi.
Kısacası, Kırca’lar bu yangın karşısında kendi kaderleri ve inisiyatifleriyle baş başa bırakıldılar…
Medyanın İki Yüzlülüğü
Albay Abdülkerim Kırca’nın, medya tarafından hedef gösterilmesi ve linçe tabi tutulmasının, sadece son günlerde çıkan haberlerden ibaret olduğu sanılmamalıdır.
Her olaydan kendi grubu lehine bir sonuç çıkarmaya çalışan Ertuğrul Özkök, Kırca’nın intiharını müteakip, gazi ve şehitlerimize karşı herkesi “milli refleks” sahibi olmaya davet ediyor. İyi de, üç-dört yıl öncesinden Kırca’yı hedef tahtasına oturtan yayınları yapan sizin medyanız değil miydi? Bir yandan bunu yaparken, diğer yandan şehirlerdeki Kürt gençlerinde dağ özentisi uyandıracak şekilde, PKK’lıların dağlarda silahla değil de gitarla dolaştığı ima eden (10 Ekim 2004 tarihli Hürriyet’in Pazar ekine bakılabilir) siz değimliydiniz diye sormazlar mı adama?
Kırca Bilerek Hedef Seçilmiştir
PKK ve onun beslemelerinin Abdülkerim Kırca’yı hedef seçmesinden daha tabi bir şey olamaz. Çünkü fikrinin yüreğini Anadolu’nun serin yaylalarının sularında dağlamış vicdan sahibi herkes bilir ki, Kırca’lar olmasaydı, PKK denilen cinayet şebekesi, en başta Kürt nüfusun yarısını katletmiş olarak Doğu ve Güney Doğu’yu çoktan zimmetine geçirmiş ve haraca bağlamıştı.
Bunları söylerken, Kırca’lar hata yapmaz, Kırca’lar sorgulanamaz demiyoruz. Ama bu ülkede Kırca’lardan daha önce sorgulanması gereken pek çok şey olduğunu biliyoruz.
Birileri, devletine ve milletine kendini adamış ya da sistemin zaaflarına rağmen adamayı gerekli görmüş, Türkün ve Kürdün kardeşliği uğruna ölümü göze almış Abdülkerim Kırca’ları bu role soyundukları için sorgulamak mı istiyor?
Aha mezar orada, buyursun sorgulasınlar…
Sorgulasınlar ama bundan daha önce, bu ülkeye yıllarca doğru dürüst bir Terörle Mücadele Yasası sunmayan, sunamayan iradeyi sorgulasınlar…
Sorgulasınlar ama bundan daha önce, bu süreçte, devletin teşkilatlanma biçiminden kurumlar arası koordinasyona, devlet vatandaş ilişkilerinden toplumsal ve siyasi mutabakat sürecine kadar uzanan bir kısım derin zaaflar içinde olduğumuzu görüp de buna karşı tedbir geliştirmeyen iradeyi sorgulasınlar…
Sorgulasınlar ama bundan daha önce, PKK terörü ortaya çıkınca, bütün emniyet ve asayiş güçlerinin “gerilla harbini” yürütebilecek şekilde yeniden teşkilatlanması ve eğitilmesi gerekirken bunu yapmayan, askeri kışlalarda, “önce dur diyeceksin, durmazsa havaya ateş edeceksin” şablonuyla eğitilmiş, ateş ettiği mermilerin boş kovanları kendisinden geri istenen Mehmetçikleri, yıllarca, bir nebze dahi merhamet hissi taşımayan bir örgütün karşısına çıkaran ve orduyu zabıta kuvveti haline getiren iradeyi sorgulasınlar…
Kısacası, Abdülkerim Kırca’ları bu role memur ve mecbur eden şartları sorgulasınlar da ben onların yiğitliğini o zaman göreyim…
Ve… En Önemli Konu
Abdülkerim Kırca’nın intihar etmesinden çıkarılması gereken bambaşka bir ders vardır ve o da şudur:
BU ORDUNUN ESAS NÜVESİNİ OLUŞTURAN, LAKİN ORTALIKTA FAZLA GÖRÜNMEYEN, GECESİNİ GÜNDÜZÜNÜ VAZİFESİYLE MEŞGUL OLARAK GEÇİREN BİR SUBAY TİPİ VARDIR. BU subay tipi; Türk Ordusunun geleneklerinden habersiz bazı densizlerin ortaya attığı “Genç Subay” şeklindeki o ucube kavramı şiddetle reddeden, memleket aynasında kendisini seyrederken dahi, o aynada gördüğü her şeyden kendisini mesul sayan subay tipidir…
Bu subay tipi; milletinin tarihinde yaşanan bütün acı ve tatlı hatıraların, Türk Ordusu’nun hatıra defterinde yazılı olduğunu bilen ve o hatıra defterini kalbinin üzerinde taşıyan subay tipidir…
Hiç kimse bu subay tipini, canı sıkıldıkça konuşan, orayı burayı cephanelik haline getirmiş, milli iradeye kafa tutmakla meşgul, kendi Genelkurmay Başkanını dahi takip ve dinlemeye alan komitacı subay tipi ile karıştırmamalıdır.
Bu subay tipi, konuşmayan düşünen, lakin konuştuğunda da hangi harf ve heceyi nerede kullanacağını iyi bilen esas ve büyük çoğunluğu temsil etmektedir.
O küstürülmemelidir.
Arada Birci 17 Kasım 2009, 14:33
Simdi cikiyorum albayim, fakat gonderdikleriniz hakkinda bi iki kelam yazacagim sonra. Su yazdiklarinizdaki "asker ruhu"na dair "askerlik vazifesi"ne dair... Birsey soyluyum yalnizca, Suleymaniye "cuvallamasi", bu millete (Millete!) yapilmis en buyuk hakaretdir! Bir subay bilirim ki, orada teslim olanlari da egiten biridir, oradaki yetkili subaya sonradan telefon acip, "intihar etmeyi de mi dusunemediniz serefsizler!" ddemistir, teslim olmalari uzerine; bu subay, ne gariptir ki "Yurtsever Cephe"de simdi ve ne gariptir ki Karabekir Pasa'nin "takipcisi"... Diyelim ki "emir geldi" ve teslim oldular, bu ise, "TSK'nin Stalingrad'i" demektir! Alcakcadir!
Biz "dostuz" Albayim. Konusmak gerek.
Arzederim.
Arada Birci 18 Kasım 2009, 17:30
Albayim, konu ne PKK ne Kürt ne bu sirada dizilebilecek “ameli” şeyler degildir gordugumuz kadariyla; konu SISTEM HATASIDIR! Konu, sistem hatası, REJIM SORUNUDUR. Yazdigim mesaja verdiginiz cevapda soyle diyorsunuz:
“-SİZ ŞURDA YANILIYORSUNUZ.. BİR BARAJ VAR, KAPAKLARI BİRİLERİ TARAFINDAN AÇILMIŞ, SEL HALİNDE DALGA DALGA BİR SU GELİYOR.. BİRİLERİ BARAJIN KAPAKLARINA KOMUTA EDEN DÜĞMEYİ ELİNDE BULUNDURANLARA BAĞIRIYOR VE DİYOR Kİ, KAPATIN ŞU KAPAKLARI SEL HER YERİ YUTACAK.. BARAJIN KAPAKLARI KAPATILMADIĞI GİBİ DAHA DA AÇILIYOR.. BUNUN ÜZERİNE BİRİLERİ GELEN SUYU BAŞKA BİR İSTİKAMETE AKITMAK İÇİN SETLER ÖRMEYE BAŞLIYORLAR.. ÖRÜLEN SETLER SUYU KISMEN BAŞKA YÖNE DOĞRU AKITSA DA BU ARADA ZARAR ZİYAN GÖREN BAŞKA ALANLAR OLUYOR...
ŞİMDİ.... SUÇLU KİM?
DEVLET ŞU ANDA BARAJIN KAPAKLARINI KOMUTA EDEN DÜĞMEYİ ELİNDE TUTAN VE KAPAKLARI AÇANLARLA HESAPLAŞIYOR... SİZ DİYORSUNUZ Kİ, SELİN ÖNÜNE SET ÖRENLER DE SUÇLUDUR ONLARLA DA HESAPLAŞILSIN.. İKİSİ FARKLI ŞEY.... “
Albayım, ne menem bir “devlet” ki, bir “barajına” dahi sahip olamiyor demeyeyim, fakat, “baskincilarin” ellerinde silahla zorla “barajı basmalari”nin sözkonusu olamayacagi, yine ayni Devlet tarafindan orada gorevlendirilmis oldukları şuphesizdir; sorun iste burada: ORTADA BİR DEVLET OLSA, “YİKİL KARSİMDAN!” DER VE MESELE HALLOLURDU, FAKAT ARTİK O DERECE “GUCLENMİS, ZİNDELESMİS” Kİ O BARAJİ ELLERİNE GECİRENLER, “AYRI DEVLET” GİBİ CALİSABİLİYORLAR VE GALİBA BU, DEVLETİN KENDİ SUCU! VE DAHA GUZELİ, ACABA O “BARAJ” GERCEKTEN GEREKLİ BİR BARAJ MİDİR? Yanlıs yerde yapilmis, zaten belli araliklarla kapaklarinin acilmasi gereken bir “baraj” olamaz mi? Bizde “dun dundur!” diyen “baraj krallari” var malum, onune gelen her yere bi baraj kondurmus, uygun mudur, gerekli midir fizibilitesini yapmadan insa etmis, edilmis olamaz mi? Acaba bu “uygunsuz baraj” ozellikle insa edilmis, “bu milleti kendi haline birakmamak lazim, sonra ya davulcuya ya zurnaciya varir!” diyen “KONTROLCULER” tarafinda ozellikle “kontrol” icin yapilmis olmasin?
Her ne kadar “yeni yetme” ve sade suya tirit “tarihci” Mustafa Armagan baska turlu oldugunu soyluyorsa da, Milli Sef’in, “unutmayin halk da bizim dusmanimiz!” lafi, onun Seflikden once ve sonra yaptiklariya “anlam” olarak bile dogru; “halkın dusman” ilan edildigi bir memlektte “kontrol” icin “parti”ler kurdurulur, nasil simdi Sarigul’e, Sener’e, Haberal destekli “yol veriliyor” ise, “EMREDİN CEVİK PASAM!” DİYEN AMA “BASUSTUNE KARADAYİ PASAM!”DA KARAR KİLAN TAYYİP BEYE DE RP-FAZİLET’İ “BOLMESİ” İCİN YOL VERİLMİSTİ, “ulkede demokrasinin yerlestigini gostermek” maskesiyle nasil Serbest Firka ve Terakkiperver Firkaya “yol verilmisse”; boolece Ebedi Sef de “muarizlarini” tek cati altinda toplamis ve ardindan “925 Izmir Suikasti Davasi” ile ezmisti! Izmir Davasi’nda malumuzdur Albayim, Milli Sef bile “Karabekir Pasayi birakin!” dedigi icin once tutuklanmis fakat Ebedi Sef’in emriyle serbest birakilmis ve o da “sindirilmis” ve islerini “saman altindan” planlamaya baslamisti.
BAHSETTİGİNİZ “BARAJ” KANATİMİZCE YUKARİDAKİ DEVİRDE “İSLETMEYE ACİLMİS” BİR BARAJ OLSA GEREK. O baraji yikmak icin, “luzumsuz, gereksiz ve zararli bir baraj” denilerek bir cok faaliyet gerceklestirilmis, kanaatimizce bu faaliyetler 1938-1938 Dersim Katliami’na kadar devam etmis ama artik “kontrolculer” bu isyani barbarca bastirip “barajin emniyetini” saglama aldiktan sonra da cepheden sadirilardan ziyade, artik o “isyancilar” dahi “kontrolculer”in “sizdirdiklarina” uymaya basladiklarindan “tali” ve aslinda “baraji saglamlastirici” ataklar baslamistir.
TC, 1923’de felan diiil, 1938’de kuruldu Albayim!
“Kurucu Onder”, Dersimde –Harbiye Marsi’nda soylenen sekliyle- “kanla” kurdu bu Cumhuriyeti; orada akitilan “kanlar”, TC’nin “de facto”sunu “de jure” haline soktu! O TARİHE KADAR GERCEKLESEN “İSYANLAR” HEP “DİNİ”DİR; 1938’DEN SONRA İNKİTAYA UGRAYAN İSYANLAR, “OZGURLUKCU” OLDUGU İDDİA EDİLEN 60 ANAYASASİNİN “ACTİGİ YOLDA” İLERLEYEN SENELERDE VE (YUKARİDA YAZDİGİMİZ, “O “İSYANCİLAR” DAHİ “KONTROLCULER”İN “SİZDİRDİKLARİNA” UYMAYA BASLADİKLARİNDAN” LAFİNİN ACİKLAMASİ HALİNDE) BU SEFER “AGALARA, SEYHLERE, MURSİDLERE, İRTİCAYA, FEODALİZME KARSİ MARKSİST” BİR “KİMLİKLE” ORTALİK YERE DOKULMEYE BASLADİ. “TC AYDİNLANMASİ”NİN “TABİİ” HALİDİR YANİ “MARKSİST KÜRT ISYANLARİ”… Ve, “aslinda “baraji saglamlastirici” ataklar” dememizin sebebi de anlasilmis olsa gerek: “Baraj” tartisilmiyor, baraja saldirilar “sorun” oluyor! “Baraj” iyicene “saglamlastirildi boylece!
Arada Birci 18 Kasım 2009, 17:31
(II)
Albayim…
Siz de az degilsiniz hani:) derler ya, oyle! Erseverler, Kırcalar, Cicekler maasallah hep arkadas cevrenizden: ) Seneler once, bi dostum demisti ki, “namlu mesafesinden uzak dur!”; yani birisiyle arkadas olacaksan o kadar “samimi” olma, ara ara git, hal hatir sor ama o kadar icli-disli olma, sonra fena vurulursun!
“Ates dustugu yeri yakar” ve inanirim buna, kim olursa olsun, olenin-oldurulenin “cocuklarini” dusunur ve o cocuklarin acisina saygi duyarim ve “arkadaslik bagi”nin da bazi durumlarda “konusmamayi-gormemeyi” sagladigina inanirim.
Albayim…
“Biz, yazdığı kitabının başına; “Bu kitap, Türkiye Cumhuriyetinin birliği için Türk ile Kürt kardeşliği uğrunda her türlü ihanete karşı dövüşerek şehit düşen tüm asker, polis ve hainlerce katledilen masum sivillere ithaf edilmiştir” notunu düşen Ersever’in ve onun görev arkadaşı Kırca’nın, bu köhne sisteme rağmen devlete verdiği buruk selamı biliriz… Türk ve Kürt kardeşliği uğrunda mücadele eden bu insanların, hukukun terazisinde değil, bu kardeşliği bozmaya ahdetmiş bir cinayet şebekesinin sunduğu terazide tartılmasındaki acıyı biliriz…” (demissiniz.)
Inaniyorum, “o aciyi” bildiginize. Cunki “o aciyi” size hissettiren onlarin arkadas cevrenizden olmasi; fakat Cem Ersever’in niye “istifa ettikten sonra” gidip konustugu ilk yerin Perincek oldugunu anlamakda zorluk cekerim! (Perincek, Ersever’den once mi yoksa gorustukten sonraki bir zamanda Bekaa’ya gitmisti, hatirlamiyorum.) Perincek, TIIKP davasinda, “devletin hizmetindeyim” dedigi, “Apocularin adreslerini tek tek verdigi” icin “yandas” gorulup gidilmis olabilir, mumkundur boyle bir ihtimal ama, bu adamin 71’de yaptiklari ortada, nasil, nasil, nasil gidilip konusuluyor, diye de sorarim Albayim, izninizle.
Kirca’nin “Engerek’un Diyarbakir ayagi” olarak “itirafcilar” eliyle resmedilmesine itiraziniza da –yukarida bahsettiğim sebeble- hak veririm, fakat bölgede o derece onemli bir vazifeyi yurutmus birinin hakkinda dolasan iddialarin her ne olursa olsun buyuk bir titizlikle arastirilmasi gerektigine inanirim. Aygan denilen –her doneme uygun- “itirafcilar” elbette kendi suclarini baskalarinin uzerine atmak, “emir kuluyduk!” demek icin abartacak, sucu olmayanlari bile suclayacaklardir belki, fakat bunlar “itirafcilik kurumunun tesisinin geregi” olarak faaliyette bulunmus ve her turlu barbarligi “devlet gozetiminde” gerceklestirdiklerine gore, onlara bu “emniyeti” verenler ve “ise gonderenlerin” de sigaya cekilmesi gerekir.
KIRCA, EĞER DENİLDİGİ GİBİ, “ABDEST ALİP KAFASİNA SIKTIYSA”, “PRUSYA GELENEGİ”Nİ İCRA ETMİS DERİM, “SEREFLİCE OLMEYİ” TERCİH ETMİŞ. Belki, Mehmet Agar’in, kendisini Susurluk’da yargilamak isteyenlere o muthis kibriyle “1000 OPERASYON YAPTİK, MGK EMRİYLE” demesi gibi, -her ne yaptiysa Kirca- “MGK emri” olmasina ragmen “sigaya cekilip, damgalanmak” gururuna ters gelecegi icin intihar etmeyi tercih etti, belki sucsuz-hicbir sey yapmamasina ragmen adi karistirilip baskalarinin kurtarilmaya calisildigini anladigindan “intihar” etti, her ne ise, butun bunlara ragmen yine de Kirca “tartisilmalidir”…
1993-1995 arasi bolgede gerceklesen faili mechul cinayet ve eylemleri Marslilar yapmadilar ise, bunun buradaki “ayaklarini” bulmak gerekiyor. Bunlardan birisi mesela Sarizeybek; Lice’yi topa, kursuna bogdugunu, “devlete bagliliklarini saglamak icin elbette oradakilerin”, itiraf etti! Ama ses seda cikmadi bi yerlerden! Butun faili mechulleri ve eylemleri “dis mihraklar” gelip de kendi elleriyle yapmadilarsa, KIM YAPTI ALBAYIM ONLARI? Derler ya, “yurdum insani merak ediyor!” (Daha dogrusu “merak ettiriliyor.”)
Albayim…
“Şurası gözden kaçırılmamalıdır ki; Kırca’lar, bu sorunun askeri boyutuyla ilgilenmekle vazifeli olarak bölgeye gönderildiler. Ne bir tarih analizi yapmak ne de bu sorunun siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutunu incelemek ya da felsefi derinliğini bulmak gibi bir vazifeleri yoktu. Daha doğrusu, birilerinin böyle bir vazifeyi yerine getirmesi gerekiyordu ama bu onların vazifesi değildi. Buna vakitleri de yoktu…”
Mesele, “baraj” meselesi!
Evet haklisiniz, onlar bir”asker”di; asker ise ust’une tabi, emir ne ise onu yapar. Onlarin vazifesi “terorle mucadele” idi, gerisi onlari ilgilendirmiyordu. Fakat o “gerisi”nin SİNİRLARİ NEREYE KADARDİR? Biliyoruz ki Cem Ersever’in, istifa etmesine sebeb olan hususlar, meseleyi sadece “askeri” olarak ele almamasi, bolgeye dair birtakim isteklerinin olmasidir. Simdi oralarda bir yerlerde “devletcik” sahibi olmus Talabani-Barzani agalariyla konusmalari, gorusmeleri, tepe’lere “raporlari” var.
Surasi bir gercekki artik sadece “saldiri ve savunma” ile ilgilenen asker yok; herseyle ilgilenen ve bunlari “savunma ve saldiri” icin degerlendiren asker tipi var; savaslarin ok ve kılıcla yapıldığı bir devirde birinci tip asker makbul olsa da simdi karmasiklasan ve a-simetriklesen savas’da sadece “askeri teknikle” dusunmek bastan yenilgiyi kabul etmek demektir; ALBAYİM, SİZİN, “ONLARİN VAZİFESİ DEGİLDİ” DEDİGİNİZ HUSUS, BU OLMASA GEREK. CUNKİ ONLAR BUNUN TERSİNİ YAPMİSLAR. FAKAT İSİN TATLİ TARAFİ, “BARAJİ SAGLAMLASTİRMAK”DAN BASKA ELE BİR SEY GECMEMESİ! FAİLİ MECHULLER, OLOGANUSTU HALLER, PKK’NİN DAHA DA KİTSELESMESİNE SEBEB OLDU, BUYRUN, MECLİSE BİLE GİRDİLER!
Fasil arasi verelim Albayim ve ozetleyelim:
1) O “baraj” kurulmayacakti, ama kuruldu.
2) Baraja hakli olarak itirazlar gerceklestirildi ve bunlar da barbarca bastirildi.
3) Itirazcilar “aydinlanma”dan gecirildi, “gericilik”den kurtarildi, care bu sanildi.
4) Bu sefer Marksist itirazlar yukseldi.
5) Baraj unutuldu, “son turk devleti”ne yapilan “bolucu saldirilar” konu edildi.
6) PKK Meclise girdi!
7) Baraj hala orada!
Arada Birci 18 Kasım 2009, 17:31
(III)
Albayim, TSK icinde “yurt savunması” vazifesi yapmis birisi oldugunuzu unutmadan yaziyorum, “haritalarin tekrar cizileceginin” deklare edildigi ve bunun Irak’da “uc parca” halinde pratize edilmesinin yolunun acildigi bir donemde, “Yeni TC” diye Fuller’in kitabinin –hem de Timas’dan!- ciktigi bir anda, o baraj yikilacak, buna hic suphe yok, AKP zaten bunun “partisi”, buna hic suphe yok, ama kurulacak olan “yeni devletin” eskisinden bir farki olmayacagi da acik. Aksine “yeni 28 subatlari” getirecegine dair isaretler sozkonusu.
O halde yeni devleti BIZ kurmaliyiz!
Hayal degil mi?
Gucun ne, takma isim altinda yazan birisisin, baska nesin, diye sorulabilir.
Su Engerek’on operasyonundan, millete pompalandigi gibi, bir netice cikmayacagi, eninde sonunda bir uzlasma icinde ve “eski”lerin “yeni”lerin hakimiyetini tanimalari ile nihayete erecegi apacik! Tipki Aygan gibi, “dun” yaptiklarini “yarin” yapmaya da devam edecekler onlar.
Biz, “Sevr paranoyasi” icerisinde degiliz; onun “umaci” oldugunu biliyoruz, Engerek’oncularin lafi oldugunu goruyoruz; devletin “bolunmesi” degil tam aksine “buyumesinin” planlandigini eskiden beri yazariz, soyleriz. Irak’in kuzeyi nin su veya bu sekilde “yeni devlete” baglanmasi gerceklestirilmeye calisliyor. Amac bu. Biz, buna, BOP’un Buyuk Dogu Ideolocyasiyla benzerligini vurgulayan AKP’lilere dedigimiz gibi “sahte BD” ve “Siyonist Osmanli Devleti” diyoruz.
Haritalar cizilirken, nice firsatlar cikacagina inaniyoruz; “onlarin planlari varsa, Allahin da plani var” buıyuruluyor, biiznillah, kurdurmayacagiz, “yeni”sini Biz kuracagiz.
PKK’nin uzeerinde durulmasinin sebebi de bu plandaki menfi durumu. Bugun FBI Baskani geldi Ankaraya; eroinci olarak ilan etmislerdi malum PKK’yi, simdi de daha pratik adimlari hesaplamaya geldi; PKK’yi Norvec Plani’na razi olmaya zorluyorlar. Olmayacak. Olmasi demek, kendi kendilerini inkar demektir. Ona ancak Aygan gibiler razi olurlar.
OYSA NE KADAR BASİTDİR ALBAYİM, HAYAL GİBİDİR AMA PRATİKDİR, ANLAS PKK İLE, KUZEYE BASKİ YAPMAYA BASLA, IRAK’İ “KENDİ-BAGİMSİZ İRADENLE” DİZAYN ET, “ANTİ AMERİCAN HAREKET” SENİN CATİN ALTİNDA TOPLANSİN, BUTUN ORTADOGUYU DİZAYN EDERSİN.
Fakat bunu yapacak lider nerede? Millete degil, baskalarina guveniyorlar!
Bahaneleri de hazir: Ambargo yaparlar, boykot yaparlar, ekonomik olarak cokertirler bizi!!! Yahu memleketin 450 milyar dolar borcu var be! Ode ode bitmez bu! Bu cokmek degil mi? Bir kere “onurluca” hareket et, butun millet arkanda olur, batarsak da birlikte batariz! 1 trilyon dolar borc mu cikarirlar basaramazsak, cok da dertti! 450 milyari “odeyecek” olan onu da oder : )
Albayim, tam ozet:
Bu devlet milleti birbirine kirdirdi; bu kirdirmayi da “devlet icin” yaptirdi. Ama artik sonun sonunda. Boyle firsatlkar 1000 senede bir gelir. Ve her devletin kurulusu “kanla” kutlanir; bu millet her 80 senede bir kanini icen vampirlere mecbur mu, cunki planlanan yeni devlet kuruldugu takdirde, PKK su veya bu sekilde etksizlestirilmis olacaktir o zaman, iceride tekrar “gericilere” sehpalar gösterilecektir!
BUNDAN HİC SUPHEM YOK VE HİC SUPHEMİN OLMADİGİ BİR BASKA SEY DE TAYYİP BEYİN DE O DEVLETİ GOREMEYECEGİ “SEHİT” OLARAK YAFTALANACAGİDİR! “Yeni” devletin “temeli” oyle atilacak gibime geliyor. Engerek’onlarla arasi nanay, Pensilvanya ile arasi nanay, Israil ile arasi nanay; nanay gulum nanay, bunun neticesi belli yani.
Ortaya kaarisik birsey oldu ama dedim ya Albayim, artik meseleler sadece kendi sinirlari icerisinde ele alinamayacak kadar ehemmiyetli; “kürt meselesi” (ve Filistin meselesi) bir kilit. Kim acarsa muhur onda ve “Suleyman” da o!
Arz ederim.
Allaha emanet olasiniz.
Hamis:
1) Ozel bir soru albayim, wala merak ediyorum sadece, yani etrafimda zaten onlardan var, aramiz iyidir ve zati “siyasetle” felan da ilgilenmezler, “hizmetleri” sadece “gazete, dergi aboneligi” o kadar, gerisine karismiyorlar, demme o ki, avf’ola, “Pensilvanya” ile muhabbet dereceniz nedir? Yok yani biraz malumatim var, o taraflarda gzokuyor, gaste, tv’lerinde konusuyorusunuz ya, onun icin. Gerci Etyen Mahcupyan da, Mehmet altan da cikiyor, hatta bi ara “rakici” Emin Gurses cok cikmisti Stv’ye, onlar da mi onlardan diye sormak abes elbette.
Ama yine de… merak iste. Arz ederim.
2)..... T......'yi nasil bilirsiniz?
Emekli Albay 19 Kasım 2009, 17:59
Bu kadar derin açıklamalara bu kısır sorular gitmedi :))
Arada Birci 20 Kasım 2009, 20:55
:)
N'apalim Albayim, Biz@ "basit" insanlariz:) Boole basit sorular sorariz, sormazsak meraktan catlariz ya hu:)
"Derin" dediniz "aciklamalarim" sade suya tirit:) Nasil derler "kestirmeci", cok lafa gerek kalmadan, ivirip-kivirmadan dobra dobra... Aslinda bunun boole oldugunu, yani "derin aciklamalarim" gibi oldugunu yasananlarin uc-asagi bes yukari herkes gorur. Fakat bunu dillendirebilme sekli farkli olur, ayri mesele...
Allah askina siz, Albayim, su yasadigimiz hadiselerin, bu devletin hukumetinin kolluk kuvvetlerine verdigi "bagimsiz iradi karari" ile olduguna inaniyor musunuz? Ben Engerek'oncu degilim; Basbakanin da, Cumhurbaskaninin da, Anayasa Mahkemesi Baskaninin da "davasi" olan -isterse bi devirler olsun- BUYUK DOGU'CUYUM; hatta son ikisinin daaa da ileri gittiklerini, liderleri cezaevinde olan IBDA ile "alakalari" olduklarini da bilirim. Anayasa Mahkemesi Baskaninin, bu hususda ortaya atilan hakkindaki "iddialara" verdigi cevapla kendi kendini fena halde bagladigini bilirim. Yaalancinin mumu yatsiya kadar yanar, derler Albayim; H. Kılıc'in "aksam vakti" su an:)
(Perincek adisinin bu ise yuklenmesinin ardindaki sebeb, "islam"a olan dusmanligi; fakat, aldigi "koku" dogru bir koku.)
TC DEVLETİ "DEGİSTİRİLİYOR", BU APACİK. "BUYUTULECEK"... "DEVLET" DENİLEN MEFHUMA EGER SADECE "DEVLET" OLMASİNDAN OTURU BİR "BAGLİLİK" SOZKONUSU İSE KİSİLERİN, BUNA İTİRAZİ OLAMAZ VE HATTA DESTEKLER. Fakat "devlet", "vatan" gibi mefhumlara, su 80 senelik "inkita devri"nin evvelindeki, mesela Abdulhamid Han, mesela Yavuz sultan Selim, mesela Fatih devrindeki gibi bir anlam yuklenerek bakilirsa... isin mecrai degisir albayim.
Rahmetli Ustad NFK'nin "Cumhuriyet sonrasi KAVRUK NESILLER" tabiri vardir; buna bi sekilde "FABRIKASYON HATASI" da diyeblrisiniz:) Zati kendisi de oyle degil mi? Ne umutlarla gonderildi Batiya ve NASIL geldi? O hataya dahil olanlardanim Albayim, serefle arzederim.
Memecan'in "Bizim City"sine nazire, "bizin tayyip", bilmeden oyle seyler yapti ki "kavruk nesiller" bunu "cok yaklastik!" olarak degerlendirdiler. Davos'da yapilan harika cikis (ve bence spontone, serde Kasimpasalilik var cunki ve o Moderator zati saginda oturuyordu, elinin tersiyle bi tokat yemedigine sukretsin), ora insaninin "Turk'e oaln baglliligin" tekrar olcmemize ve gostermelerine yaradi, daha evvel soyledigim gibi Albayim, bolgeye Abdulhamid Han'in yikilis ile dolan zorbalari ve kuyrukcularini atmanin TEK YOLU, Filistn ve Kürt meselesinde alinacak tavirdir. Filistinliler de bunun "yolunu" gosterdiler. Fakat "bizimkiler"in idrakleeri "kirlenmis"...
Acik soyleyeyim albayim, Fetulah Gulenden hic haz etmem:) ONUN YURT DİSİNA KACİSİNA SES CİKARTMAYANLARİN, "MUHACERET BİLMEMNESİ" FELAN DİYE OVGULER DUZENLERİN, DALAN'İN KACİSİNA SES CİKARTMASİNİ DA ANLAMİYORUM. SİZ ANLİYORSANİZ, DİNLERİM:) NETİCEDE İKİSİDE HAKLARİNDA YAPİLAN TAKİBATLARLA "HİCRET" ETTİLER:)
Buyuk Dogu'nun onundeki bir engel olarak goruyoruz Fetulah gulen'i; zaten 1990'larda bi suru "Nur Risalesi konferan-semniner-sempozyumu" yapilmasinin sebebi de, Buyuk Dogu-NFK'ya karsi muslumanlarin onune, taaa "Yukselis Kolejleri" ile "nurla Suleyman"in gudumune girmeye ve tahrif edilmeye baslanmis, "kontrollu Nurculuk"u dikmek degil miydi?
Allahaskina Albayim, bugun hangi Nur baglisi, Fetulah Gulen baglisi "Risale-i inna ateyna"yi biliyor veya okumustur? Onu okusa veya "Sikke-i Tasdik-i Gaybi"yi okusa, hic oyle "Abant Toplantilari" tertipler mi, hic oyle "nurlu suleyman"in pesinden giderler mi? Gecen sefer bahsettigim "kontrolculer" ve "kontrol atina alinma" meseleleri...
Neyse Albayim, dedim ya Biz@, "basit adamlariz", avf'ola yani...
Arzederim.
Emekli Albay 21 Kasım 2009, 00:42
Ben her hangi bir cemaat veya başka bir oluşuma mensup değilim.. Ülkücü gelenekten geliyorum AMA ARTIK SANIRIM o da değilim.. İnancım gereği inançlı insanları severim.. Bunlar ayrı..
BU OPERASYON VE DEĞİŞİM (Engerek’on kastediliyor/AB@) BİRİLERİ TARAFINDAN DEĞİL, BİRİLERİNE RAĞMEN YILLARDIR DEVLETİN KILCAL DAMARLARINDA SABIRLA BEKLEYEN KADROLARIN BAŞLATTIĞI BİR HAREKETTİR.. Perinçek doğru koku aldı, evet doğru ama o sizin düşündüğünüz doğru koku değil.. Aydın Doğan imparatorluğu da doğru koku aldı ve onun aldığı koku sahiden doğru.. Onun için hep birden direniyorlar..
Ben NFK'nın bütün ama bütün kitaplarını bazıları bir kaç kez olmak üzere okudum.. Kimbilir belki de şu an onun dediği oluyordur.. Hani demiş ya: YA OL, YA ÖL.. SİZ DE SAHİDEN OKUDUYSANIZ, EN AZINDAN GÖNÜL GÖZÜNÜZLE OKUDUYSANIZ, BİLMELİSİNİZ Kİ, BUNUN ARTIK DÖNÜŞÜ YOK, BUNDA ARTIK TEREDDÜT YOK.. Türk Milletini ırgatlık makamına layık görenlerin devri bitiyor, bitecek.. Başka çare yok...
III. CELSE
Soru
Emekli Albay 02 Ocak, 00:03
Özel bir soru soracam ama samimi cevap istiyorum.. Büyük Doğu idealine bu denli gönül vermiş biri olarak, sizdeki bilgiler ve kanaatlere göre, NECİP FAZIL TEŞKİLAT-I MAHSUSANIN CUMHURİYET DÖNEMİ KADROSUNUN ÜYESİ OLABİLİR Mi?
Arada Birci 02 Ocak, 22:03
Albayim, gece gordum yazdiginizi fakat biraz mesgale vardi, ancak simdi…
Sorunuza, “keske oyle bir baglantisi olsaydi” diye cevap vermek isterim: ) Ama –bildigim kadariyla yok… Yazdigi “BABIALI”, “YENİCERİ”, “O VE BEN” isimli kitaplari hatirlayiniz, bunun ustune “VAHIDUDDIN”, “IDEOLOCYA ORGUSU”, “IMAN VE ISLAM ATLASI”, “SAHTE KAHRAMANLAR” kitaplarini ekleyiniz, simdi boyle bir adam, “derin devlet” anlamindaki “teskilat-i mahsusa” icine alinir mi diye de sorunuz…
“Babiali”de, butun yasadiklarini, “-eski- bohem hayatini”, “munevver cevresi”ni ortaya koymus, cikardigi “BUYUK DOGU DERGISI” ile aslinda bu “derin devleti” desifre etmeye (Dedektif X takma ismi ile) caba gostermis, bugun tartisilan “sorunlari” o gunlerden ortaya koymus birisidir Ustad…
Demokrat degil (eh, ben de degilim zaten) demokrasiye de inanmiyor, bunun bir “maske” oldugunu soyluyor, “IHTILAL” isimli bir eser de yaziyor :) Duzen degisiminin “opucukle” olmayacagina inaniyor, bunun icin de tamamen legal-kanuni yollari ZOR’layarak yayilmaya calisiyor.
Onu hep “sair” olarak gosterirler ama eksik kalir o zaman…
Aslinda o bir “ihtilalci”…
Daha dogrusu “inkIlapci”; Marasel Cakmak’a “ihtilal yapma” teklifini iletmistir, bunlar son senelerde orataya cikan ve konusulmaya baslanan seylerden artik. Onun “askeriye” icindeki gucunden (isminin gucunden) faydalanarak bir “ayaklanma” tertibine girismistir. Kabul etmemistir Marasal, zaten kalibini adami olmadigi da emeklilik devrindeki “maskara hale dusurulmesi” ile ortadadir malum.
Karabekir Pasa’ya teklif etmistir “ihtilal” teklifini… Yine ayni sekilde “Karabekir’in cocuklari” imajini “test” etmek icin. O da kabul etmemistir.
Hulusi Turgut’a yazdirdigi “anilar”inda Alpaslan Turkes de aciklamistir, ona da teklif edilmistir. “Fikir bizde, kol sizde!” diyerek “ihtilal” teklifi iletilmis, oturup da konusulmustur da hani bir kac defa ama olmamistir.
Dikkat ediniz Albayim, IHTILAL TEKLIFIDIR BUNLAR ve teklif edilenler de orada buradaki kiytirik dernekler, gazete yazarlari, hiyerarsiyi bozarak aslinda “meslege” ait olmadigini ortaya koyan birkac muvazzaf subay felan degil. Isin ozu Ustad ETKILEYICILERI ETKILEYEREK isi halletmeyi denenistir. TSK icinde (buna dikkat!) “hizip” olusturarak, “etme-bulma dunyasi” lafinin kendi uzerinde de ortaya cikmasina firsat vermemis, tevessul etmemistir.
Ustadin dedesi malum, Abdulhamid Hanin hakimi, devrinin Yargitay baskani diyelim… Su “bomba suikasti”ndeki mahkemenin baskani… Sultan Hamid’e muazzam bir sekilde baglilik icinde ve “torunu”nu da oyle yetistiriyor; “ABDULHAMID’IN ANLASILMASI, HERSEYIN ANLASILMASI OLACAKTIR!” der, “Ulu Hakan”da Ustad, “makedonyali serdergelere” prim vermez, “Ihtilal” kitabina tekrar bir goz gezdirirseniz, 1908 darbesini ihtilal olarak ele almaz, Sultan’in “merhameti” sebebiyle darbenini-hall’in gerceklestigini soyler, IT Firkasinin memleketin basina nasil bir bela oldugunu ortaya koyar, 1923 darbesinin de (Anadolu Ihtilali de denilen Kemalist Devrimi) “Islama ihanet” oldugunu soyleyerek karsisinda yer alir; bos bir karsi cikis degildir, BUYUK DOGU IDEOLOCYASI ile fikri olarak “tez”ini hazirlar.
ISİN ENTERESAN TARAFİ, DOGAN AVCİOGLU, YALCİN KUCUK SİLSİLESİNİN, 9 MART’İ YAPMAYA KALKİSAN EKİP DİYELİM, YAZDİKLARİ “TARİH” VE “TEZ”LERE BAKARSANİZ, BUYUK DOGU’NUN “TARİH MUHASEBESİ” KİSMİNİN DİLİNİN DEGİSTİRİLİP, “SOL JARGON”LA AMBALAJLANİP PİYASAYA SURULMESİ OLDUGUNU GORURSUNUZ.
Adamlar “darbe” veya “devrim” yapacaklar ve biliyorlar ki “darbenin fikri zemini” olmali; ici bos-tamtakir Kemalizm ile bir adim dahi atilamayacagini goruyorlar ve “sol kemalizm” denilen nesnenin temelini atiyorlar. Kemalizmi, sosyalist bir asnlayisla yorumlayip kirik-cikik da olsa bir “ideolojik arkaplan” olusturmaya calisiyorlar. Dikkat ediniz, 9 Mart hakkinda anilari, kitaplari okuyunuz,(Ertugrul Alatli’nin “9 Mart cuntasi” kitabi iyi bir dokumanter kitapdir mesela) aslinda darbeyi gerceklestirememelerinin asil ve en onemli sebebi, “fikirsizlik”, cunta icinde yeralan her grubun “kafasina gore” bir “sey” (onlar buna “program” diyorlar!!!) ortaya atmasi ve bunun uzerinden tartismalarin çıkmasidir. (Bunlar ayri bahis Albayim, gecelim.)
(to be continued)
Arada Birci 02 Ocak, 22:04
(devam insaallah:)
Ustadin “genclik teskilatlari” ile ilgilenmesinin sebebi de iste bu “ihtilalci” yapisinin bir yansimasi-gorunusu… Devamli olarak “genclik” ile ugrasmis, onlari “fikir kabina davet etmis”dir. Hani Ustad icin, “MSP ile kusunce, MHP’ye gitti!” lafi vardir ya, bu lafdan “camiamizin” (buna sizin de dahil oldugunuz “muhafazakar” ve “mukaddesatci”lar diyelim) ne kadar “cocukca” bir yapiya sahip oldugunu cikarabilirsiniz; hala bunu tekrarlayan kokskoca “entel”leri ile “tel”i bile “en” aptallar olarak! Ustad, “ariyordu” sadece, ariyordu… Onunun kesildigini, kesilecegini hissettigi yerde hemen digerine el atiyordu. “MUKADDESTACILAR KURULTAYI”nın kurulmasini istemesinin, “Raporlar” isimli “dergi”sinde Genclik uzerinde ozellikle durmasinin temel sebebi hep bu!
Dikkat ediniz Albayim, Ustad, “ihtilal” icin degisik “etkileyicilere” teklif yapmistir ama hep bir tarafa yoneliktir bu teklifler: O donemki jargonla soylersek, Mukaddesatcilar tarafi! Cakmak-Karabekir-Turkes…
Simdi bu teklif yapilanlarin ortak yonlerine bir bakin ve Onun, sordugunuz gibi “teskilat-i mahsusadan olup olmadigina” siz karar verin! (Yasi ititbariyle zaten teskilata girmesi soz konusu olmaz; ustelik bahsettigim gibi, dedesinden gelen bir IT karsitligi, Sultan Hamid “farki” var, dusunulemez bile boyle bir konu kisaca aslinda)
Albayim…
Ustadin bu teklifleri devri dusunun; hatta 90’lara kadarki devri dusunun. Fikir, ideoloji, dunya gorusu vs mevzularinin konjusuldugu, bunun “gereklilik” oldugu donemleri… Simdi? “Ideolojilere hayir!” donemi!!!! Yani, “ideolojilere hayir ideolojisi” donemi!
Engerek’oncularin o kadar darbe planina ragmen bunu pratige dokememelerinin TEMELI de aslinda bu. Darbenin fikri yapisi yok. Insanlari pesine takabilecegi, bahane kilabilecegi bir seyleri yok. TamtakirKemalizm ile isler yurumuyor. Bir de kanlarindan gelen “islam dusmnaligi” sebebiyle ve “yandas medya”nin da bu bire bin katma becersisi ile halkin onune koydugu “Islama hakaret ve kufurleri”ni de dusunurseniz, hic sanslari yok. Fakat, ayni sey, siz her ne kadar ziddini dusunuyor olsaniz da AKP-F. Gulen Cemiyeti’nin basinda bela!
HALKA (TV’LERDE KONUSAN “GOREVLİLERE” DEGİL), EVİNİZDDEN CİKTİKTAN SONRA –MESELA- İKİ SOKAK OTEDEKİ BAKKALA, YANİNDAKİ BERBERE SORUN MEMLEKET MANZARASİNİ, “DEMOKRASİ İCİN BUNLARİ HALLEDİLMELERİ GEREKLİDİR!” DEYİN BAKALİM, NE DİYECEKLER! “KİM TAKAR DEMOKRASİYİ” ALBAYİM! ONUN İCİNDE ZATEN ACİGİ KAPATMAK İCİN “YANDAS MEDYA” DENİLENLER, “EK KLASOR”LERDEN BULDUKLARİ NE KADAR BALDİR BACAKLİ, KUFURLU, HAKARETLİ, ISLAM KARSİTLİGİ İLE ALAKALİ LAFLAR VAR DEVAMLİ ONLARİ ORTAYA CİKARİP, BU “ZOKA” UZERİNDEN MİLLETİ KENDİNE CEKMEYE CALİSİYOR! FAKAT BOSA CABA, SİMDİDEN SOYLEMEK LAZİM.
Engerek’oncularin “YARIN” cikaracaklari “belden asagi” goruntuler butun hepsini bir kalemde siler atar! Ve bunlarin cikacaklarina da inaniyorum! Belden asagi meselelrden dolayi kavgalar (hani derler ya “kiz mevzusundan kavga etmeler”) daha Bldy. Bskn. Doneminde hem de “makam kapisi” onunde baslamistir! Bu adamlari fi tarihinden beri izleyenler elbette bunlari “gormuslerdir”; bir de su var, RTE’nin ve AG’nin etrafinda yeralan, “danismanlari”, bilmem bilir misiniz, neredeyse hepsi, donemin “IRANCI-HIZBULLAHI” takimindandirlar. BIAT A.S.’nin basi olan –o donem elbette- Mehmet Guney vardir, bunun cevresinde “is adamlari-dernekler-sirketler” orgutlenmistir; bu adam eski Akincilar Dernegi Baskani idi, RTE ile ta o zamanlardan bir tanisikliklari vardir, belediye baskani olduktan sonra da “sirketlesmeler” baslamis ve belediye ihalaleri ile bunlarin “bitleri kanlanmistir”. (Dedikodu degil bunlar, bilinen gerceklerdir, o cevrelerden birisine sorun anlatsin size, hatta Rusen Cakir’a bile sorsaniz, o size yalin gercek halinde bunlari anlatir.) Bitler kanlaninca elbette “kadin” istegi de artiyor ve bunlarin “hizbullahi” olmalari, “muta nikahi” denilen REZALETI yapmalarina –guya- hem de “ser’i” olarak fetva sagliyor! Buyurun gecenlerde evlenen “basbakan bas danismani” Yalcin Akdogan, 90’larda nerelerde yazilar yazmis, kimlerle muhabbetliymis bir bakiniz. (…. Bld.’ne niye “gelmis”, sonra oradan niye “gitmis” ve sonra nasil “RTE danismani” olmus?!) Bunlar “eyyamci” oldukarindan, “yarin”i hic dusunmediklerinden , İNANİN ALBAYİM, “BİR YERLERDE” BUNLARİN “BASROLDE” OLDUKLARİ “HARİKA VİDEO”LAR VARDİR, BUNA EMİNİM. (“Yakinda” bunlarin cikacagini da tahmin ediyorum. 2010 “hayrli” gececek insaallah.)
Mevzuyu gayet guzel “dagittik” degil mi Albayim:)
Toparlayalim.
Ustadin, “teskilat”dan olma ihtimali, samimi inancim ve bildiklerime gore olamaz; eger “teskilat”dan kastinizi, simdi “desifre” edilerek “ehlilestirilmeye” calisilan “darbeci” ekip olarak aliyorsaniz, onu kastediyorsaniz, O zaten bunlari IMHA etmek icin “tekliflerde” bulunup durmus birisi! Yukarida anlattim, kendi dunya gorusunu iktidara getirmek icin “cigerinden kan damlarcasina” kendini vermis birisi; bu noktada, aslinda boyle bir soruyu Ustada sorabilseydiniz size fena halde kizacagina da eminim, aradaki “kalite” farki var en azindan, su “darbecilere” bir bakin ve Ustada bakin! Hani derler ya “kibirli” idi; “fikrinin haysiyeti” icin ortaya koyudugu bir “normal tavir”dir ki, “fikir haysiyeti” nedir bilmeyenler, “kibir”i de bilmediklerinden bunu oyle birsey zannederler: )
Yahu Albayim, rahmetli Ustadimiz, vefat ederken, gozleri gormez, kalkacak hali yokken, gercekten de “teskilatdan” oldugu belli Ayhan Songar tarafindan darbeci Evren’e yazilan “af dilekcesi”nin bile reddi gerekecek, en ufak bir iyilesmesinde hapishaneye tikilacak kadar “tehlikeli” birisidir, nerde kaldi “teskilat”… Uzerindeki ceza da, Vahiduddin isimli eserinden oturu 5816’dan gelen bir 2,5 senedir.
Kisaca : )
Yoktur Albayim.
ARADABIRCI@
(Isin sakasi bir yana, hem "kisa" yazamiyorum, hem de kendi sayfamizda da "yayinlanabilir" birsey olmasi icin biraz "mufassal" oldu. Elbette sizin isminiz olmiycak yayinlarken Albayim, baska bir isimle gececegiz. Hayrli geceler.)
Emekli Albay 02 Ocak, 23:51
Şimdi şöyle...
Siz Teşkilat-ı Mahsusayı son oluş şekliyle değilde ilk oluş şekliyle değerlendirerek ve bir nevi İttihat Terakki ile özdeşleştirerek cevap yazıyorsunuz.. Öyle bir mantıkla N. Fazıl'ın bir ortaklığının olması tabiki mümkün değil.. AMA TEŞKİLATI MAHSUSADA DAHA SONRA TOPLUMCU FİKİRLERİYLE TEMAYÜZ ETMİŞ BİR GRUP VAR.. Bunlar yanıldıklarını daha hayattayken görüyorlar (mesela İsrailin kuruluşunu görüyorlar.. Sultan Hamidin ikazlarını utanarak hatırlıyorlar) ve bunların bir kısmı 60'lı yıllara kadar yaşıyor.. Yayınladıkları hatıra ve eserlere baktığında milliyetçi muhafazakar bakış açısı hakim.. STRATEJİK ALGILARI ÇOK YÜKSEK.. ÜÇ KITADA BAĞLANTI VE İRTİBATLARI VAR.. Yanılmış olmanın acısı vicdanlarını sızlatıyor ve kin dolular.. Öyle oturup torun severek vakit geçirecek tipler gibi de değil bunlar.. N. FAZIL İLE DİRSEK TEMASINDA OLMAMALARI DA MÜMKÜN DEĞİL.. BEN HALA İDDİALIYIM...
Emekli Albay 02 Ocak, 23:58
Büyük Doğu Cemiyetinin / Fikir Kulülerinin ilk açılma şekli, zamanı ve gelişimiyle, Büyük Doğu dergisinin ilk yayınıyla ilgili en muteber kitap hangisi?
Arada Birci 04 Ocak, 19:49
Albayim...
"Bugun"den "dun"e bakarsak, "ben hala iddialiyim" demenizi makul ve mazur gorebilirim.
Fakat söyle dusunmeyi denemek gerekir:
TC yeni kurulmus, ama nasil kurulmus? Dul kadinlar, oksuz cocuklar diyari... Munevver kesim belli sehirlerde obeklenmis... Aslinda bu "ortam", "yeni rejim"in kendini hemen kok saldiracak bir ortam. "Kadro" hareketi, Koy Enstituleri bunun aceleci tarafi... Ortaya koyduklari tek fikir "eski nizama nefret"; enstitulerden cikanlar da bu "nefret"le buyutulmus "aydin"lanmis, "oksuz cocuklar"... Neseben bir oksuzlugun yanina "ruhen oksuzluk"...
Istanbul ise munevver halkalarinin oldugu yer... Kemal Pasa'nin uzun sure buraya avdet etmemesinin sebebi de bu; "eski nizam" hala bıralarda gecerli... Bunlar icin de Istiklal Mahkemeleri var elbette; fakat bu munevverlerin "cocuklari" onemli... Onlarin "donusturulmeleri" gerekli... "Batiya tahsile" gonderilen cocuklarin ekserisi bu ailelerden... "Medeniyet gorecekler" ve "eski nizam"la yetismelerinin "tutuculugunu" birakacaklar... Pratik fikir, diye buna derim. Ustad da bu gonderilenlerin arasinda... O donemki hayatini kendi kaleminden kitaplarinda yazmis oradan okumussunuzdur.
Buraya gelmis, Is Bankasinda hemen calismaya baslamis; Beylerbeyinde konakda oturuyor, Beyoglundan cikmiyor... Agac dergisinde yaptigi "cikis", orada yazan munevver kadrosu, Onun o devirdeki "durumu"nu gosterir, hissettirir size...
Bahsettiginiz "teskilat-i mahsusa"nin teklifi yapilsa yapilsa o donemde yapilabilirdi; genc yastaki birisi Abdulhak Hamidi bile kendine meftun yapabiliyorsa, boyle bir "eleman"in "devsirilmesi" veya "memleket menfaatleri icin calismasinin temini" icin teklifler yapilmasi akla mantiga uygundur.
Buna dair ne kendisinden ne de o donemde yasayanlarin hatiralarindan (dedikodu seviyesinde bile) boyle bir sey sozkonusu degil... (Bu, "tu ka ka teskilat-i mahsusa" icin gecerli.)
FAKAT SOYLE BİR SEY VAR...
TAM DA BUGUNLERDE ONA BİR "TESKİLAT" TARAFİNDAN ULASİLİYOR...
Vapura binip Beylerbeyine giderken bir aksam, etrafinda "ESRARENGİZ BİR İNSAN" ortaya cikiyor. Havadan sudan bir konusma; Ustad meseleyi "tasavvufa" getiriyor ve o esrarengiz adam, "her cuma Beyoglu Aga Camii'nde Abdulhakim Arvasi hazretlerinin vaazlari oldugunu, orada aradigi cevaplari bulacagini" soyluyor... O "esrarengiz adam"a bir daha rastlamiyor Ustad; demek ki O "ESRARENGİZ ADAM", "GEZİCİ ELEMAN"di, (hani filmlerde felan da vardir ya, bir Fransiz filmi var “Devlet sirlari” diye mesela, orada bunlari anlatiyor) piyasada dolasip, "teskilat"a alinabilecek eleman adaylarini bulan, bir sekilde iliski kurup onlari bir "ust elemana" kavusturan "kasif-bulucu eleman"di ve bir daha onunla yuzyuze gelmek zaten cok zordur. Zannimca bu tip "kasif eleman"a, Islami literaturde "HIZIR" diyorlar:)
Neyse gecelim...
Bahsettigim gibi "tu kaka" olan "teskilat-i mahsusa"nin ona teklif yapmasinin imkani yok; gecen seferde bahsettim bundan ve siz de simdi, "ben onu degil, daha sonra olusan grubu kastediyorum" dediniz ve ondan olabilir, bunda da "israrliyim" dediniz ve israrinizi gecemeyecegimi BILSEM de bildiklerimle yine de oraya bir dalalim...
Teskilatlar, kurumlar, bir tabelayi kaldirip o tabelayi koymakla "degisebilirler", DT'nin BDP olmasi, RP'nin, FP-SP olmasi gibi, eskiden IT Firkasinin, Teavvun Partisine, sonra Osmanli bilmenesine, ardindan "Kuvva-yi milliye"ye donusmesi mesela... (Burda da "degisiklik"in "nasil" oldugu akla gelebilir o ayri konu.) Fakat INSANLAR? ANLAYISLAR? FIKIRLER?
TABELAYİ UC KURUSA YAZDİRİR VE "DEGİSTİRİRSİNİZ", IDRAKLER?
Mesela siz? "Beyninizin gozu" acilmaya basladigindan itibaren "askeri okullar" icindesiniz! Ogretim "askeri", egitim "askeri", hayat "askeri"... zorlu gorevler... sonra ayrilis... UNİFORMA CİKTİKDAN SONRA "SİVİL" OLABİLİYOR MUSUNUZ? Yani o "tabela"yi (asker-subay) indirip bu (sivil-demokrat) tabelayi takarak "sivil"lesebiliyor musunuz? (Oyle vallahi deyip de hevesimi kirmayin hemen "Albay"im, daha yazacaklarimin yarisindayim.)
Tabela "degisiyor" sadece...
Kuruluş'a donelim; bir gece evvel "hasmetli Sultan efendimize" diye konusanlar, sabahinda "Basbakanin emriyle..." diye konusmaya baslayabilirler, bu "mumkun", fakat "zihinleri-idrakleri" acaba oyle mi konusur?
Hafiye teskilatlari turk devletlerinde oldukca guclu malum; iyi bir haberalma servisi mevcut, fakat "iz birakan" bir teskilat ise "YILDIZ TESKILATI"... Mimari kim bu "elemanin pesine eleman takarak kili kirk yarici istihbaratci?..” ULU HAKAN!
[Samimi ajanlari oldugu gibi "cift tarfli" elemanlari da var ve bugun biliyoruz ki (bunu "dun" de biliyorduk, "ULU HAKAN" kitabinda Ustad bunlari anlatmisti ve o zaman bu bilgilere "asiri mubalagali" denilmisti. kimin "asiri" laf soyledigi ortada "simdi".) ULU HAKAN bunlari biliyor ve bilmesine ragmen "para" ile de destekliyordu. (Bunun "nasil" birsey oldugunu "Bulgar Kilisesi" meselesindeki politikasindan anlayin. Isin lezzetli tarafi, IT Firkasi iktidara geldiginde "Kiliseler Birligi politikasi" ile onun siyasetini yoketmeye calistiysa da (ardindan gelen Balkan Savasi zaten IT Firkasinin bu polistikasinin hatali oldugunu ortaya koymustur.) beceremedi ve "bugun" hala Bulgar Kilisesi bir "sorun" olarak ortadadir; Fener ile Bulgar Kls. "davali"dirlar.)]
ULU HAKAN'in kurdugu bu teskilat "memalik-i osmaniye" uzerinde her yerdeydi. Hatta biraz "komplo teorisi"ne girelim, bu teskilatin alman gizli servislerine “ilham” oldugunu, ikinci savasdan sonra da alman yahudisi USA askeri gorevlileri sebebiyle OSS’den CIA’ye, Ordu Istihbarat subayi Gnr. Gehlen tarafindan “ilhandan da ote” kullanildigi felan anlatilir. SİZİN ZANNEDERSEM “MUHALİF GRUB” OLARAK SOYLEMEYE CALİSTİGİNİZ KUSCUBASİ’NIN Balikesir’de “Mr. Staddford” ile “hatırlari uzerinde konusmasi” ve onun da bundan “asilamayan kitap” oldugu söylenen “teskilat-i mahsusa”yi yazmasi da bu devirler… Kuscubasi, Etem beyle birlikte “Yunanlilara siginan” ve 150’liliklerde ismi bulunan biri… “Nedamet duymus” mudur Sultan Hamid’e yaptiklarindan bilemem ama soyismi bile babadan gecen “meslegi” icra ettigini gosteriyor ki bu isde de israrli olmasi bakimindan becerili… Derler ki, “Mr. Stadford”a, Yildiz teskilati’nin ve Teskilat-i mahsusa’nin “bolgedeki” elemanlarinin listesini vermistir. VERMİS MİDİR VERMEMİS MİDİR, YANLARİNDA DEGİLDİM, bilemem ama, ikinci savas ertesinde filistindeki gelismelere bir bakiniz derim. KUDUS MÜFTÜSÜ’NUN YAPTİKLARİNA, ONA YONELİK “ABLUKA” VE “KONTRESPİYONAJA” BAKİNİZ. Bosnaklarin Almanya yaninda alaylar hazirlayarak savasa istirakinin sebebi de bu Müftüdür belki; cümki, Cetniklerin kiskirtmalarini ta Berline giderek ve direkt Hitlerle goruserek anlatan ve Bosnaklarin biraz rahatlamasina sebeb olan o… (Malum, yugoslavya savasin en sert ve vahsi gecen bolgesidir ama kimse bunu gormez) Muftu, Ortadoguda da Almanlarla isbirligi yapmis; Ingilizlerin savas ertesinde neler yapabileceklerini, birinci savas sonunda gordugunden Ingiliz karsitligi icinde…
Neyse uzun hikaye, gecelim…
“Muhalif kanad” icinde bir de Mehmet Akif gibi “pasizifze” olanlar var. Bakin bu adamin “nedamet” getirdigini anlayabilirim. Ama baska hicbirseyini anlamam; hele ki damadinin “mason” olmasi, oglunun “berbat” hali ve torunun da Yalcin Kucuk’un “ekibi” icinde isi -simdi- TKP Genel Baskanligina kadar gorutmesi… aman aman aman… uzak dursun ve sizin “muhalif kanad” diye bahsettikleriniz bunlar olmasa gerek, diye de iyicene dusnurum.
(to be contiuned)
Arada Birci 04 Ocak, 19:50
(edeben ve daimen devam insaallah)
Albayim…
Bir de Said Nursi Efendi var. Malum o da teskilatdan… Ilk baslarda “zoka”yi yutanlardan, meshur “zalimler icin yasasin cehennem” lafi bile aslinda Ulu Hakan’a… Fakat, “Medresetul Zehra Universitesi” istegi uzerine “timarhane”ye kapatilmasi ve ardindan gelen 1909 darbesi ile gercegi anlamaya basladigina eminim. Hele o kadrolarin TBMM’de toplandiklarini gormesi, “Pasa, Pasa, namaz kilmayanin sozune guven olmaz!” diyerek Kemal pasaya ve ekibine kafa atmasi tam bir “kopus”dur… muhalifligini, okudunuz mu bilmem, “SİRR-İ İNNA ATEYNA RİSALESİ” ile DORUK NOKTASINA tasimisdir! Gel gorelim Pensilvanyada bile aglayan adam onun yolundan gittigini soylemesine ragmen “UC SUFYAN” uzerinde asla durmaz!?
Belki Nur hareketinin uzerinde ilk devirlerde olusan baskinin ve “cesedinin kaybedilmesi”nin sebebi de bu; muhalif ekibden olmasi ve belki talebeleri icinde tekrar bir “aksiyon plani” icine girmesi… Kim bilir. Ama Said Nursi Efendi’nin, ustada karsi daima hurmetkar oldugunu, Onun “Son Devrin Din Mazlumlari” isimli kitabında “tenkid”de bulunmasina ragmen maddi olarak da manevi olarak da desteklemesinin sebebi kendisinde devamli varolan “aksiyon ruhu”… Malum, Rahmetli Seyhulislam ile de (Mustafa Sabri Efendi) devamli yazsirlardi said Nursi Efendi, Seyhulislamin da “Kemalist inkilaplara” nasil baktigi malum… Ama acidir ki, bunlarin hepsi “tasfiye” olunanlardan… DERSİM İSYANİNİN VAHSİYCE BASTİRİLMASİYLA ARTİK TC’DEKİ SİLAHLİ AYAKLANMALAR DONEMİ BİTMİS, DEVLET KENDİNİ GARANTİYE ALMİSTİR. ISTE BU NOKTADA DA “MUHALİFLER” ARTİK “FİKRİ ZEMİNE” KAYARLLAR… RİSAELERİN OKUNMASİ, KURAN KURSLARİNİN KURULMASİ FELAN…
Sabri Efendinin Ustadla mektublasmalari vardir, bunlar Ustadin ogullarindadir, bazilari da ufak ufak sizmistir, onlarda Sabri Efendinin Ustada karsi olan tutumu dikkat cekicidir; Buyuk Dogu ideolocyasi ile alakali ssozleri vardir, bunlari O’nun ogullari aciklamali…
Baska “muhalif”?!
Karabekir Pasayi size anlattim gecen sefer ama onu siz galiba “muhaliflerden” kabul etmyorsunuz veya albayim dedim ya “israrinizi gecemeyecegimi biliyorum” DİYE ZİHNİNİZDEKİ “KURGUYU” FENA HALDE SAHİPLENMİSSİNİZ VEYAHUT… BİLEMİYORUM İSTE..
Bildigim tek bir sey var Albayim, eger buna yonelik en ufak bir “bilgi” olsaydi, bunun simdiye kadar coktan piyasaya verilecegi, en basitinden Tuncay Ozkan tarafindan –MIT tasdikli olarak- yazilan kitapda ballandira ballandira anlatilacagidir!
DEDİM YA “TASFİYE EDİLMİSLERDİR” VE USTADİN BUNLARLA İSİ OLMAZ. O “BASKA TESKİLAT” TARAFİNDAN ZATEN “KERVANA KATİLMİS”, BASKALARİNİN “TESKİLATİ”NA GİRMEK DEGİL AMA BASKALARİNİ O TESKİLATA SOKMAK İCİN DE OLENE KADAR CİRPİNMİS…
Benim diyeceklerim bunlar Albayim; eger sizin elinizde “somut” birsey varsa, dinlemek isterim. Ama dedim ya, olsa simdiye kadar coktan ortaya cikarilirdi, hele simdi su “Engerek’on dalgasi” esnasinda, herseyi, tum karsitlarini “Engerek’oncu” olarak damgalamaya kalkisanlar bunu coktan “kapak yapmis” uzerine de birsuru dedikoduyu yerestirmis olurlardi:)
:) Isin komik tarafi ne biliyor musunuz, onu bunu “Engerek’oncu olmakla” suclayan, “ajan” olmakla ithan eden adamin kendisi oyle!!!
Su adrese bakiniz, ki bu face’imde de var: “Gülen tarikatının yeni rolü, küresel ajanlık”:
www.rojaciwan.com/haber-55216.html
Olmadi, suraya bakiniz; eh herhalde Ozkek’den sonra oraya geldigine gore “degerli” biridir:
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=-11566&yazarid=6
Olmadi, yeni blogumuzdaki su yaziya bakiniz:
http://hafimevzular.blogspot.com/2009/12/tuncay-guneye-gore-fetulah-gulen-ve_23.html
AMA ALBAYİM, USTADİ OLMADİGİ BİR SEKİLDE GORMEKTE İSRAR EDEREK, BANA “PSİKOLOJİK HARP” UYGULAMAYİNİZ :)
Dedim ya varsa elinizde “somut” bir sey, (o onunla cay icti, bu onunla yemek yedi felan olmasin elbette) dinlemeye fikretmeye hazirim.
Kaliniz saglicakla…
AB@
Hamis: Albayim, oteki sorunuzu "israrli" olmaniz baglaminda gordugumden yukaridaki cevaplarlarin yeterli olacagini dusunuyorum. ama soyle bir de dipnot veeyim: Cevat Rifat Atilhan... Dernek de o da var. Ama onun "cinnet Mustatili"nde anlatilan durumu da var. Mason olan amcasi vasitasiyla aldigi veskalri yayinlayip aslinda "tersinden hizmet" etmistir masonluga; Erenkoyde evinde olurken bile "gelecekler... beni alacaklar..." diye paranoya icindedir.
Fakat supriz olan sudur: Oglu! Atilla Atilhan... Bir arastirin bakalim nerede:)
Veya kizi …. kimle evli? Bu ….. ki, 1960'da, Ustad'i Davutpasa'ya aldiklarinda, ……. dolmusuyla O'nu doven adamdir! Ve elbette bu …., Istanbul'da 60 darbesine cani gonulden katilan ekibden... Pensilvnayada bile aglayan adamla Camlica'da defalarca oturmus, yemek yemis, sohnet etmis bir adamdir da! Buyrun bakalim:)
Okuyacasaniz, IDEOLOCYA ORGUSU'nu, IMAN VE ISLAM ATLASI"ni okuyunuz. YENICERİ'yi ve ULU HAKAN'i ise "fikri alt yapi" niyetine tekrar hatmediniz:)
AB@
(fine)
Emekli Albay 04 Ocak, 22:08
Hala anlamadınız...
Ben hepsini okudum.. NECİP FAZIL'I OKUMUŞ İNSANLARDAN KENDİMİ ONUNLA ADETA ÖZDEŞ HALE GETİRDİĞİM YÖNÜNDE İLTİFATLARDA ALMIŞIMDIR.. Ben bunları Necip Fazıl'a menfilik atfederek sormuyorum.. Tam tersi müspetlik.. HATTA A. HAKİM ARVASİ HAZRETLERİ BİLE BU RABITANIN İÇİNDE OLABİLİR.. YOKSA BU SU BU YOKUŞU AŞAMAZDI.. Aşıran birileri var... Madem öyle deyip, geri plana çekilip bu kilimi ağır ağır ören birileri.. Bu fiili örgüt üyeliği gibi bir mensubiyet değil.. Bir dayanışma adeta ama planlı bir dayanışma..
ÖYLE ABD BAĞLANTILI ANALİZLER FALAN ÇOK BASİT VE YAVAN KALIYOR.. SİZDE ÖYLE BİR EKSİKLİK GÖRÜYORUM. Ne olduğuna bakmıyorsunuz da menfilik tahmini içinde ne olabileceğine bakıyorsunuz... Adeta bir senaryo algısı.. Ve biraz da ekol taassubu.. Necip Fazıl'da bile olmayan bir taassup... Herkes kötü.. ABD'deki insan kötü.. Hükümettekiler de topyekün kötü.. Diğerleri de.. ŞU AN MEMLEKETTE YEŞEREN ÇİÇEKLERİ İBDA'CILARIN İHTİLAL RUHU MU YEŞERTİYOR? GEÇECEKSİNİZ BUNLARI.. O MANTIĞA KALSAYDIK, BİR 50 YIL DAHA KAYBETMİŞTİK..
Arada Birci 05 Ocak, 05:41
Albayim yani ne desek begendiremedik ha:)
Eh yani bundaki neden, "asker" yani "disiplin" yani "disiplinli dusunce" egitimi almamis olmamiz olabilir; "serbest" dusunuyoruz, gerci simdi "a-simetrik" seyler felan oluyor ama olsun…
Sorunuz suydu albayim, arzeerim izninzle:
“Özel bir soru soracam ama samimi cevap istiyorum.. Büyük Doğu idealine bu denli gönül vermiş biri olarak, sizdeki bilgiler ve kanaatlere göre, Necip Fazıl Teşkilat-ı Mahsusanın Cumhuriyet dönemi kadrosunun üyesi olabilir mi?”
Bu sorudan, bu tamamen “secret” isleri soran bu sorudan “Hatta A. Hakim Arvasi hazretleri bile bu rabıtanın içinde olabilir..” gibi bir anlami kastettiginizi, sunca facebook-dasligimiz esnasinda “face”inizde “rabita” gibi bir mesele ve alakali olabilecek konularla alakali birsey goremedigim, elbette nasil anlayabilirim?! Allah askina kendinizi benim yerime koyunuz!
Bizim Mukaddes ve Muazez Cetemizi@ “vareden” Efendi Hazretleridir; hepimiz, O’nun sayesinde Ustadi tanidik! “Isin basinda O var!” dememiz, oyle sallama degil. Bir de “TANRI KULUNDAN DINLEDIKLERIM” var; orada Ustad, “ben yok; O var!” diyerek O’nu konusturur! “Isin basinda O var!” cunku…
“Ben bunları Necip Fazıl'a menfilik atfederek sormuyorum.. Tam tersi müspetlik..” diyorsunuz ya Albayim, oyle kabul etmeseydim size o kadar UZUN VE HAKİKATEN SAMİMİ NİYE YAZAYİM? Niye ugrasayim?
Evvelki yazdigimda var, “bir gece evvel "hasmetli Sultan efendimize" diye konusanlar, sabahinda "Basbakanin emriyle..." diye konusmaya baslayabilirler, bu "mumkun", fakat "zihinleri-idrakleri" acaba oyle mi konusur?”; zorunluluktan beraberlik yasayanlar vardir ve bunlar sonradan “geri donmus” olabilirler, “Stratejik algıları çok yüksek.. Üç kıtada bağlantı ve irtibatları var.. Yanılmış olmanın acısı vicdanlarını sızlatıyor ve kin dolular.. Öyle oturup torun severek vakit geçirecek tipler gibi de değil bunlar.. N. Fazıl ile dirsek temasında olmamaları da mümkün değil..” (diyorsunuz) ; niye olmasin ama butun bunlara RAGMEN yaziyorum, NEREDELER?
60 darbesi olur, Ustad iceride!
71 olur, Ustad tarassut altinda! Ustelik kurulmasini sagladigi partinin (MNP) yon degistirmesi icin onu kapatip malum MSP’nin kurulmasini “guvencelerle” saglarlar. (T. Sunalp-Isvicre-Erbakan)
80 darbesi olur, dergisi kapatilir, ayaga kalkacak halde degilken, kitabi bahane ederek hapise atmanin yolunu doserler; evini devamli gozetime alip, geleni-gideni kontrol edrler…
NERDELER?
Ha, bilmedigim, vakif olmadigim bir iliski vardir, (onca “yakini” bunu gorememistir!) ama size birsey diyeyim Albayim, Ustad bunlara asla prim vermez! “Yer gosterilecek” adam degildir O, “yer gosterecek” olandir cunki!
Fakat, evine gidip gelen askerleri, kendisine bilgi-haber getirenler olmadigini soylemeyem, bunu kendisi de zaten kitaplarinda yazmistir; bir sekilde “iliski” vardir ve bu iliski O’nun istedigi miktar ve ayardadir. Simdilerde uc tane yazisi internetde cikanin “aydin” oldugu bire memleket degildi o vakitler; disiyle tirnagiyla kaza kaza “USTAD” olmustu ve bu “cazibe merkezi” olmasini tabiatiyle getirmisti.
Mahkemelerde, savciliklarda elbette ahbablari, belki “koruyuculari” vardi, olmalidir, fakat butun bunlari, “Son Devrin Din Mazlumlari”nin dibinde kendisi anlatir ve onun soyledigini “turkceye” tercume edeyim albayim, “NERDELER”?
DİKKAT EDERSENİZ ALBAYİM, SİZİN DEDİKLERİNİZİ SON YAZİNİZDAN SONRA ANLADİM, BASKA KULVARA GECTİM, HAK VERDİM AMA HALA “ESKİ YAZDİGİM” SEKİLDE DEVAM EDİYORUM. YANİ, “NERDELER YAHU?” DİYORUM!
Bunun sebebi ise…
Anlatilir okumussunuzdur sizde, Afgan “cihadi” baslama arefesindeyken oradaki mucahid teskilatlarindan O’nu ziyarete gelen olur. Iste soyle hazirlik, boyle hazirlik (askeri hazirlik yani) anlatirlar, onlara soyledigi tek sey, “IDEOLOCYA ORGUSUNU ALIN VE OKUYUN!”
Fikrine davet ediyor; mucadelenin “dunya gorusu”ne yaslanmasi gerektigini yoksa vur-kac’dan baska, kan dokulmesnde baska bir netice elde edilemeyecegini “ususlunce” anlatiyor. Tabii tik yok! Uzanlarin gazetesinin yayinladigi bir resim vardir, RTE’in Hikmetyarin sandalyesinin dibinde oturmasini gosterir hani,o gun Ustad onlarabunu teklif ederken, RTE ve “o parti” sandalye dibinde oturarak, Allah bilir “keleslerin sesi cok mu sert hocam…?” diyerek pohpohlamislardi:) “Bugun”den de bakilsa, “dun”den de bakilsa Afganistan’in “ne” olacagi Ustadin o teklifi ile ortadaydi ve oyle oldu!
Simdi sizin bahsettiginiz, ihtimal verdiginiz mesele de “boyle”dir; İCLERİ KİN VE NEFRET İLE DOLU, “YANILMIŞ OLMANIN ACISI VİCDANLARINI SIZLATIYOR VE KİN DOLU” OLANLAR, BU “TEKLİFİ” KABUL ETSELERDİ, O’NUN YANİNDAYDİLAR VE AMA BUNU GOZE ALAMADIKLARINDAN DA NERDELER DİYORUM!
Her isin basinda Efendi Hazretleri!
Bilir misiniz, Efendi Hazretleri Yesilkoy, Florya taraflarinda denize girmekden, “deniz banyosu” yapmakdan hoslanirmis… Bu adeti senelerce de yapmis.. Ta ki adamin birinin Florya’da “kosk”unden denize girmeye baslamasi ile birlikte “MARMARANIN DENIZI KIRLENDI, KARADENIZE DOGRU CIKALIM!” diyerek , Hisar’a, Kavaga dogru yonelmis! O adamin tekine, “en habis” dermis, Ustad da bunu bize AHBES olarak gostermistir. Buyuk Dogu Ideolocyasi, bastan sona, BAS MUHABBET KUTBU VE BAS NEFRET KUTBU uzerine klurulmus ve ask’dan ziyade Dusman isaretlenerek “orgulestirilmistir”… Bas Muhabbet Kutbu malum, Efendi Hazretleri; oteki ise, “adamin teki” diyelim cikalim Albayim.
MADDİ ZEMİNDE İDEOLOCYA VARKEN İSİN ARKA TARAFİNDA DA EFENDİ HAZRETLERİ VAR; HEDEF İSE “TOPRAK SEVİYELİ” BİR “İHTİLAL” DEGİL ELBETTE USTADİN DEDİGİ GİBİ, EGER OYLE OLSAYDİ, İNANİN ALBAYİM, DERT SADECE V”İHTİLAL” YAPMAK OLSAYDİ, USTAD, O DİLİYLE, O HİTABETİYLE, O AJİTASYONU İLE BİR DEGİL BİN İHTİLAL YAPARDİ! Hem de sizin ihtimal dediklerinizi, mevcuttan hafif bile rahatsiz olanlari da “tavlayarak”… Buna muktedirdi.
Sizin “musbet dusuncenizi” elesitirye tutmamin, olamayacagina dair isaretleri saymamim sebebi bu!
Ve gercekten Albayim, bahsettiginiz gibi oyle birileri varsa, simdi neredeler? Blogumuzdaki yazilari okursaniz, simdi “iki tarafin” kavgasi gibi gozuken yasadigimiz hadiseler icinde oyle seyler oluyor ki, bir ucuncu tarafin da oldugu izlenimi veriyor. Sanki “kizistirmak” isteniyor ve “ortalik iyice karissin” isteniyor. (“dis mihrak” meselesi degil.) Biz@ buna inaniyoruz. Umudumuz da o “ucuncu taraf”da…
Inancimiz odur ki, Efendi Hazretleri ile “halka tamamlanmis”tir; Ustad bunu soyler. Toprak altindan da “daimen ve eneden devam”dadir ve “isi elinde tutmaktadir”…
Butun kirli camasirlarin gercekten de bir mucize gibi bir anda ortaliga dokuluvermesi, bunun isareti sayilsa gerek…
Inaniyopruz ki, “birileri” cikip BUYUK DOGU’yu haykiracak, :) mesela Bizimle@ temasa gececek…
Evet, USA kokenli veya USA aciklamali “teoriler cok basit ve yavan kalir” ve ama ben oyle yapmadigimi biliyorum. USA’dan bahseden ben degilim. (FG’yi kastediyorsaniz o apayri birseydir.)
Kisaca Albayim, belki cok beklersiniz dersiniz, ama diyecegim o ki, BUYUK DOGUCUYUM diye ortaya cikmayan kimseden hicbir hayr-hasenat beklemiyorum, beklemiyoruz. Fakat, ADAM BASKA BİR “KOKENE” SAHİP OLUR AMA SİYASETEN BOLGENİN VE MEMLEKETİN KURTULUSUNUN BUYUK DOGU’DA OLDUGUNU SOYLER, BAS-GOZ USTUNE, SURSUN ATİNİ MUSULA, BAGDATA, RİYADA, SAMA, FİLİSTİNE, YAYAN GİTMEYEN NE OLSUN!
Bu tassasp mu? Boyleyiz ne yapalim; “gel ne olursan ol gel!” diyen bile “gel ve burda eri!” demis, gayrisini soylemek bize dusmez…
Iyi geceler-sabahlar Albayim.
AB@
Hamis:
“Necip Fazıl'da bile olmayan bir taassup... Herkes kötü.. ABD'deki insan kötü.. Hükümettekiler de topyekün kötü.. Diğerleri de.. Şu an memlekette yeşeren çiçekleri İBDA'cıların ihtilal ruhu mu yeşertiyor? Geçeceksiniz bunları.. O mantığa kalsaydık, bir 50 yıl daha kaybetmiştik..” (demissiniz)
Ibda baglisi degilim, Bizim Cete@ (bir kisi haric) BUYUK DOGU baglisidir… Fakat S. MİRZABEYOGLUNU okurum. Allah icin soyleyin, kim var apaacik, dobra dobra, yamuksuz, kivirmasiz Buyuk Dogu’dan, Ustad’dan bahseden? Baska birisi varsa buyrun soyleyin, onu da okuyayim! Iclerinde tanidigimiz bir ikisi disinda kimseyi tanimayiz, yaptiklarina kefillik yok yani. AMA MİRZABEYOGLUNU BİR KENARA KOYUYORUM. SADECE KİTAPLARİ VE ROPORTAJLARİNİ OKUDUM, TAMAMEN ANLADİGİMİ PEK SOYLEYEMEM, Kİ USTADDA DA OYLEYİMDİR, KALDİ Kİ O’NU “ANLAMİS” OLSAYDİK SİMDİ BUNU DEGİL TOPLUM OLARAK BASKA SEYLERİ KONUSUYOR OLURDUK.
Mirzabeyoglu’nu 1999 galiba tutuklarken, sirketinde veya isyerinden degil de evinden almalari, bir yazar olmasina ragmen bu tutuklamaya karsi bir iki kisi disinda hic ses cikmamasi, Metrisden yuzu gozu yara bere icinde cikarilmasi, inanin Albayim, samimiyeti bakimindan bana yeter de artar! Fikirleri? “Basyucdelik Devleti sistemi” diyor, acin, okudugunuz Ideolocya Orgusunde de bu yaziyor zaten…
Ve o da Efendi Hazretleri diyor! Eh bu da bana ayricana yetiyor…
“Şu an memlekette yeşeren çiçekleri İBDA'cıların ihtilal ruhu mu yeşertiyor?” diyoesunuz ya, onu bilmem, bu adamin hasbi olarak Efendi Hazretlerine ve ustada bagli olduguna eminim ve Allah’in ve Velileri de ne kadar eksik-gedik olsa da farz-i muhal, bu “”kanal”dan “islerini” goreceklerine inanirim, yani niye olmasin diyorum, “vesile” oluyorlar, eh Biz@ de vesile oluyoruz, aksini ispat ediniz desem Albayim :)
“50 YİL KAYBETMİSTİK” DİYORSUNUZ YA, USTAD BEKLEDİ, MİRZABEYOGLU DA BEKLİYOR, İNANİN BEN DE BEKLİYORUM VE DİYORUM Kİ, SU MEMLEKETİN SON 10 SENESİNE BAKİN, “NORMAL” GORDUGUNUZ BİRSEYİ BANA GOSTERİN?
Firsat ayagimizda.. Yeter ki “hepci” olalim…
(Siz biliyor musunuz “kuskunleri”?)
AB@
Emekli Albay 05 Ocak, 14:59
Akan bir suyu bir kanala kanalize edilirse hem nereye akacağı kontrol edilir hem de istenirse bir set örmek suretiyle önü tıkanabilir...
Ama aynı su geniş bir alanda yayılmış olarak akarsa hem daha çok alanı sular, hem de önünün tıkanması zordur...
Necip Fazıl şu an evlerde, gönüllerde, beyinlerde. fikirlerde ana rengi şekillendiren bir boya misali akmaya devam ediyor.. ONUN BİR KANALA İNDİRİLMESİNE MÜSADE ETMEYİNİZ...
Emekli Albay 13 Ocak, 04:54
“- Cem Akkaya : İYT bunada bi mektup yollar herhalde adam az bile yazmışız diye be yaw türkiye faşizime doğru gidiyor acıkca kv denilen Akp yalaması dizide bunun bir yansıması tüm yahudileri katil gibi gösteriyor israil dış işlerine kızıyordum başta ama az bile yapmışlar bu bedevilere
Fethiye Temiz : onlar simdi Ataturkculere hesap sormakla mesgul
Fethiye Temiz : Icim yaniyor... Tarih'ten ders almayanlar her zaman ezilmeye mahkumdur.. Araplarin sirtindan bicaklamadigi zaman mi olmus Turkiye'yi.. simdi de bir Arap sevdasidir gidiyor.. olan guzelim ulkeme oluyor. Vize kaldirilmis, ulan Lubnan vize verse ne olacak, vermese ne olacak.
Fethiye Temiz : Dogru soyleyeni artik dokuz degil 99 koyden kovuyorlar. Ataturk akilli adamdi, bir tek gun bile yanasmadi Araplara.”
ŞU SÖZLERİN SAHİBİ OLAN VE BU SÖZLERLE YAHUDİLERE YALAKALIK YAPAN ŞU KALTAK, MAİL GRUPLARINDA BU HÜKÜMETİ İSRAİL UŞAĞI İLAN EDİYORDU.. SİZ DE TUTTURMUŞSUNUZ YOK FG BİLMEM NE.. BEN BU TÜR KISALTMA VE NİTELEMELERİ ŞU LAĞIM KUSAN AĞIZLARDA GÖRDÜM.. BUNLARA GAZABIM ÖYLE BÜYÜK Kİ... (Buyuk harf vurgusu albay’a aittir./AB@)
IV. CELSE
Merhaba
Emekli Albay 12 Ocak, 03:35
Merakımı mazur görün..
Eğer sizdeki algı genel bir İBDA algısı ise (ki sanıyorum öyle), neredeyse ulusalcı algı ile birebir örtüşen bazı tezahürlerin sebebi nedir? Sizler neyin peşindesiniz?
Arada Birci 12 Ocak, 04:57
Estagfurullah Albayim, size daha evvelden sormustum hatirlarsaniz, o da benim icin bir "merak konusu" idi, FG ile araniz nasildir demistim, siz de cevap vermistiniz, "Ben her hangi bir cemaat veya başka bir oluşuma mensup değilim.. Ülkücü gelenekten geliyorum ama artık sanırım o da değilim.. İnancım gereği inançlı insanları severim.. Bunlar ayrı.."
Tepkilerin, reflekslerin bazi anlarda veya cogu anlarda-olaylarda bazi yerlere "birliktelik-birlesiklik" gostermesi, tepki verenlerin "ayni" oldugunu gostermez; size sordugum soru ve verdiginiz cevap orneginde oldugu gibi...
Biz@, "BUYUK DOGU BAGLISIYIZ"; baska bir sey degiliz; Ibda ile iliskimiz, Ustad'in kaldirilmasi imkansiz su iliskisi ile alakali ve "kadar"dir: http://ideolocyaorgusu.blogspot.com/2007/05/xii-ek-byk-dou-ideolocya-rgsne-ek.html
Ama "ulusalci algi ile birebir ortusen tezahurleri" ("neredeyse" ve "bazi" kelimelerini sildim gitti) anlamadim. Biz@'le Ibda arasinda bir "iliski" kuruyorsunuz Albayim, ardinda da bunun "Ulusalci tezahure benzer" oldugunu soyluyorsunuz... "Baglanti"daki resme bir bakar misiniz? Hic o adam "ulusalci"ya benziyor mu?
Bizim@ takip ettigimiz ve tasvip ettigimiz Ibda, ozellikle Engerek'on (bakiniz, Engerek'on diyoruz!) F……'nde "tezahur" eden...
bakiniz: http://furkandergisi.blogcu.com/ismailaga-cemaati-bizi-furkan-la-tehdit-etti/5057323
http://furkandergisi.blogcu.com/e-tmg-ali-ihsan-gurcihan-dan-furkan-a-mektup/4846372
http://furkandergisi.blogcu.com/ergenekoncu-hakim-ve-ibda-mimari-nin-cezasi/4629205
Eger bunlarda ufacik bir "Engerek'onculuk-Ulusalcilik" gorsem, gorsek, sileriz!
Albayim, acaba diyorum, siz Bizim@ bloglar yerine baska bir yere felan mi bakiyorsunuz diye imsak vaktine yaklasirken bir espri yapayim:)
http://oylesinelaf.blogspot.com/
http://hafimevzular.blogspot.com/
bunlar Bizim@ yerler... Orada bana bir tane "ulusalci" bisey gosterin?
Albayim, -yazdik evvelden- 2000'den beri, Sabatay SeviDonmelik uzerinden "Darbe" yolu dosemeye kalkisanlarla (Ergun Poyrazin yazdiklarinin daha akillicasi diyelim) su network'de ugrasitk durduk; niye mustear isimdeyiz yahu, Allah askina! Hala da ugrasiyoruz, surada http://www.facebook.com/group.php?gid=7637943726&ref=ts , Ahmet Almaz isimli birisinin kitabi uzerinden yine "dejavu" dedirttiler bize, birseyler yazdik, hem kitabi kaldirdilar hem de bize hakaretleri:)
Fakat su var ALBAYİM, SİZDE, "SİZİN ZİHNİNİZDEKİ"LERİN DİSİNDAKİ HERHANGİ BİR "SEYİ", HEMEN "ULUSALCİ" KATEGORİSİNE SOKMAK GİBİ BİR YAKLASİM VAR.
Ayiptir soylemesi Albayim, adamlar kitabini bile cikarmislar malum, Timas'dan, "YENI TC" diye, eskinin ustune bir carpi cekilmis malum zaten, fakat niye "yeni"si ile ugrasalim?!
Hayal ediniz albayim!
"Yeni" devlet hayal ediniz. eskisinden haz almadim, su artik herkesin bildigi "yeni"sinden de asla... Hep bunlar "tepeden inme"ci... Hep "kirli"lerin isleri... Niye "halk"dan degil, niye Biz yapmiyoruz?
Bunlar "amerika merkezli senaryolar" uzerine yazilmis seylerv degil; Allah askişna goz var nizam var yahu Albayim, su hukumet ve FG'nin arkasinda kim var? Ve bana ne?
Bugun STV'de denk geldi, A. Serdar Sacan hakkinda bir haber vardi. Onun daha evvleki faaliyetlerinden bahsederek "Veli Kucukun mafya baglantisinin oldugunu" soylediler!
surasi bir gercek Albayim, STV'dekiler isi biliyor, bir haberi nasil "ters dondurerek" ve "vay be!" diyerek verebilirler, bunu biliyorlar. "Mutfak" kisminda gercekten profosyomneller var. Ama sunu degistiremezler. A. SERDAR SACAN'İN T. GUNEY'DEN ALDİGİ İFADE UZERİNE KURULU ENGEREK'ON İDDİANAMESİNDE 1 KISI EKSİK! FETULAH GULEN! (hafimevzular isimli blogda bu var.) ASSacan’in ifadelerini dogru kabul edersen, FG hakkindaki kismi da alip koyman lazim! Ama yapmiyorlar ve ustelik, ASSacani iceri tikiyorlar:))))
Simdi bunu soylemek "ulusalci tezahur" mu?
Bu iddianameden hicbirsey cikmayacagini soylemek?! (Bunu daha ilk iddianame ortaya ciktiginda yazdik; ama Engerek'on da dedik!) 5 bin sayfalik iddianameyi, bilmem kac yuz ek klasoru neredeyse okudum albayim. Hele o ek klasorler... Komedi! Savcilar gercekten ellerindeki malzemeden anlamamislar ve curuk carik bir sey ortaya cikarmislar. Verilecek ceza en fazla, su Kuvvaci keslere "eroin meroin"den verilecekler haric, devletin gizli evrakinin disariya cikarmak'dan baska birsey olmaz! Veli Kucuk de dahil! Ve bolyece "aklanacak" ustelik! Adamin telefon tapelerine bir baksaniz, koyumde koyum diyor, tek derdi neredeyse kafasini sokacak bir daire ve parasizlik... gulmekten oldun onlari okurken... Hele Sedat Pekerle yaptigi konusmalar...
Simdi bunlari soylemek "ulusalci tezahur" mu? oyleyse, yapacak birsey yok...
“Neyin pesindeyiz?” (diyorsunuz)
Albayim, elbette BUYUK DOGU'nun! Oturmus, cay ve sigara icerek face'de, groupslarda, forumlarda dolasip, "TENCERENİN KAYNAYİP KAYNAMADİGİNİ" KONTROL EDİYORUZ, baska birsey degil yani... Arkadaslarla, dostlarla iki satir mesajlasiyoruz... vs. vs. vs. Ama bildigim bir gercek var ALBAYİM, SU "KAVGA"DAN KİM GALİP CİKARSA CİKSİN (ki "berabere" bitecek galiba) GELİP "ARADABİRCİ@ YAHU Bİ EL AT DA SUNU HALLEDELİM!" DEMEZSE, BOSA KUREK CEKMİS OLUR:) BUYUK DOGU'suz artik hicbirsey olmaz, olamaz Allahin izniyle!
Ve ben de gece-gunduz bekliyorum Albayim; pesinde oldugum da bu...
PEKİ YA SİZ ALBAYİM?
Iyi geceler.
ARADABIRCI@
İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ: XII: EK. : (Büyük Doğu İdeolocya Örgüsü'ne Ek - AKINCI GÜÇ-İBDA KADROSUNA İTHAF)
ideolocyaorgusu.blogspot.com
Emekli Albay 12 Ocak, 08:04
Şu yenilmez ve aşılmaz ABD saplantısı beni yiyip bitiriyor...
Arada Birci 12 Ocak, 15:07
Tamam albayim, Amerikalilar sadece soya fasulyesi ve pamuk uretmekle mesguller, Ceyar, Lusi'nin pesinde kosmaktan bitap dustu, Bob bu durumlara fena halde icerleyip, kendini "fishman" haline soktu, "According to Jim" ve "Married and Children" tamamen gercek Amerikan hayatidir ve USAlilar saadece striptiz ve viski ile (Obama ve Cheney de dahil) omur tuketen, F 31-32 "Sahra talimatnameleri" i,le hic ugrasmayan leylek leylek tiplerdir.
Senator Upshow, "Mustafa Kemal, kafatasci, hain, barbar, zalim biridir" diye bir lafi Lozan'in, Temsilciler Meclislerinde gorusulmesi esnasinda, hangi sebebe bagli olursa olsun soylememistir, kuru iftiradir.
Kendini sosyalist sanan Kemalist bile olamayan salak Deniz Gecmis mahkemede bu lafi THKO'nun cikis sebebi olarak soylememistir.
Yamyam condaliza Rice "haritalar degisecek" diye bir laf etmemistir.
Yedud Ohen'in "3 ISRAEL PLANI" diye bir raporu ve bu rapora gore Ortadogunun "dizayni" sozkonus bile degildir.
USA, Iraka girmemistir; Iraklilarin canlari sIkilmis kendi kendilerine USA Army uniformasi giydirmis ve ciiuv ciiuuv diye dengmancilik oynamaktadirlar.
Afganistandakilerin isi daha kolay, nasilsa sariklilar, "secret acan" halinde oraya buraya bomba koymaktadirlar...
Bu memleketteki "ykselme sehveti"ne tutulmus olanlar, Londra uzerinden NewYork ve Washinton'a asla ve kata gitmemektedirler.
Bunlarin hepsi beynimin oyunlari, akil oyunlari, paranoyaklasmamim tezahurleri. Hatta su anda sizle mi yazisiyorum yoksa sizin adiniza actigim fake bir hesap ile paranoyak paranoyak yazisiyor muyum, emin degilim, cunku aklim oyun oynuyor...
BOP'a karsi Buyuk Dogu demem de yine tersinden USA'yi bir "kuvvet" olarak gormemin "halusinasyonik dizayni"... Kahrolsun, bu bile bir halusinasyon olabilir... hatta bu bile... Hatta bu bile... Hatta bu bile... hatta bu bile... Hatta bu bile..............
Arz ederim Albayim (veya fake hesabim)
ARADABIRCI@
“Allahu ekber”... Her gun 5 vakit bu terennum eder minarelerden ve ben de Allahu ekber diyerek baslarim namaza... Kim yenilmez, kim asilmaz?!
Arada Birci 12 Ocak, 16:09
:)
sizdeki bu "rahatlik" sebebi n'olaki? Tamam ben "buyutuyorum" diyelim, siz ise fazla "kucultuyorsunuz" gibime geliyor. Isin sirri ne biliyor musnuz albayim, USA ile oturulur ve konusulur... "Ticaret adamlari"dirlar neticede, benim cekindiklerim, bunlari arkalarina alanlarin "provokasyonlari"... (Okusaniz yazdiklarimizi bunlari yazdiklarimizi bilir, bana habire "yenilmez USA imaji" diye laf atmazsiniz:)
Yiiyim amerikasini der bizim bir arkadas... Aynen oyle Albayim.
Emekli Albay 12 Ocak, 16:17
Konu o değil.. Bu ülkede ortaya çıkan her türlü potansiyelin şu veya bu şekilde ABD ve İsrail ile ilişkilendirilmesi ve onlar müsade etmezse bunlar olmaz kompleksiyle karşı karşıya bırakılmamızı kast ediyorum...
Daha dün üç kıtanın idare edildiği merkez olmamızın unutulmasını kast ediyorum...
Özel bir bağım yok ama, Fethullah Hocaya sen de saldırıyorsun, İsrail de.. Yıllardır içinde bulunduğum devlet çarkının içindeki bir sürü soyu ve kanı bozuk adam da...
O pencereden bakacak olursan, PERİNÇEK EKİBİNİN N. FAZIL'I ABD UŞAĞI VE SÖZCÜSÜ İLAN EDEN SÖYLEMLERİNE DE Mİ İTİBAR ETMEMİZ GEREKİYOR...
Aydınlık dergisi bu hükümeti, Necip Fazılı kast ederek ve üstadın yazısını değiştirip yayınlayarak resmen iftira ile, ABD uşağı hocalarından ilham alıyorlar diyerek itham ettiğinde, ya da Vural Savaş Yeniçağ'da üstadın yazısını değiştirerek aynı şeyi yaptığında susup da bu kadrolar hakkında şüphe uyandırmak mı oluyor mücadelenin adı...
TÜRKİYE TARİHİ BİR FIRSAT YAKALAMIŞKEN, YANDAN CIMBIZLA KIL KOPARMA HAMLELERİ YAPMANIN BİR MANASI YOK.. En azından Fethullah Hocayı değerlendirirken, hatta bir adım ötede hükümeti değerlendirirken, ulusalcı taifenin terminolojisi ve kısaltmaları veya hitap tarzları ile cümle kurmanızın bir gayesi olsa gerek... ZORUNUZA GİDEN NE, BUNU ANLAYABİLSEM.....
Emekli Albay 12 Ocak, 16:26
Bendeki rahatlık şu... Ülke örtülü işgalden kurtarılır ve mesela İsrail'in bu ülkede emirle hükümet değiştirmesinin önüne geçilirse, çok şeye gücümüzün ve imkanımızın olduğunu biliyorum... Ben de diyorum; SADECE YEMEM, UFALARIM ABD'SİNİ İSRAİLİNİ.... (Vurgu Albay’a ait/AB@)
V. CELSE
Arada Birci 12 Ocak, 18:40
Simdi kutuphane ile ugrsiyorum Albayim, "uyku tutmadigi zaman" yazisiriz da, bir adam ve yaninda "iki disi", bir adam daha yaninda yine "iki disi"; birininkiler (4'e kadar yol varmis, kim karisir, 1 yeterli olarak bela olmamis demekki ki 4 almis, onun sorunu) "nikahli esi"; digerinin yanindakiler ise "escort girl"... Fiziki olarak ayni "sey"i yapiyor olabilirler ama sadece bir "NIYET" her seyi degistirebiliyor iste.
Bir de... "Emeklilik"de neyle istigal ediyorsunuz, tembel tembel oturamam emekliler gibi deyip "haber ajansi"nda felan mi calisyorsunuz; vallahi Vural Savaslar, Yenicaglar, degistirirlen Necip Fazil yazisi... "Arsiv" isi:)
BİR DE... IBDA NİYE SİZE BU KADAR İTİCİ?
Bir de... "Ortulu isgal-PEREST" olmayan etkili-yetkililerden kim?
Hani vardir muhakkak, 40senedir onlari beklerim de... (Ama lutfen, Pensilvanyadan bahsetmeyin, uzulurum)
Nerdeler?
ARADABIRCI@
Emekli Albay 12 Ocak, 23:17
BANA HER HANGİ BİR ŞEY İTİCİ DEĞİL.. HER NE ADINA OLURSA OLSUN BANA İTİCİ GELEN ŞEYLER, DOĞRU BİLE OLSA, YERSİZ SÖYLEM VE PRATİKLERDİR... VELEVKİ ŞU ORTAMDA...
Vallahi yanlış anlama da...
Üstadın da kendine göre bir muhasebesi ve bazılarına göre günah ikrarı var biliyorsun.. Bana onları örnek verenlere hastirin derim, diyorum.. K. Mısıroğlu'na, kendisiyle tanışmama vesile olan tepkim de benzer bir tepkiydi..
Kıssadan hisse diyerek;
Biri bizi şu bataklıktan çıkarsın, bizi şöyle kendimize getirsin, şu milletin önünü açsın, YA OL YA ÖL"ün gereğini yapsın var ya, ben cehennemde yanma pahasına ona değil ki 4, 8'in bile fetvasını verecem... Yeter ki olsun...
Arada Birci 14 Ocak, 06:20
Albayim...
Ustadin, "Ihtilal"de, dunyadaki ihtilalleri vasiflandirmasi vardir. "toprak seviyeli ihtilal"ler der ve icine Rusunu, fransizini, Cinini felan koyar, hatirlarsiniz. Bir de bunun haricinde bir baska ihtilalden de bahseder. Simdi orasi...
Ustadin "anlasilamadigina" inandigim bir yonu... Daha evvelden bahsettik, birtakim kisilere "gel ihtilal yapalim" tekliflerinden. Veya Menderes, Demirel, MNP, MHP ile "dans"ini... Ustad, "pratik zeka" bir insan; inaniyorum ki, dileseydi, bu memlkette bir degil bir kac ihtilal yapabilirdi. ama dilemedi. Istemedi. "Toprak seviyeli" olmasindan, ihtilalin, ruhlarda bir inkIlaba dayanmasinin ve donusmesinin "vaktinin gelmedigini" gordu ve "inkılabın recetesi" mahiyetinde Ideolocya Orgusu'nu yazdi, iste o turden girisimlere girdi, bir nevi yarinki maratona hazirlik icin "kultur-fizik hareketleri" ile "sondaj"lar yapti.
"Ya ol ya öl" meselesi... Tamamen "ruhi" bir aksiyon... Menderes'i okursaniz orada da gormussunuzdur zaten. Ona elestirileri de boyle. Ol'mak zaten "fiziki" kasitdan ziyade "ruhi" bir terim... Ruhen OL'amiyorsak, ÖL'uruz... Kole oluruz, parya oluruz, "ortulu isgalde demokratik demokratik yasariz" vs...
Blogumuzdaki yazilarda, bizim forumlarda yazdiklarimizda, mesela 3 Mart tezkeresi, Irakin kuzweyine "giris" (tampon bolge vs.) meselelerinde dediklerimiz, albayim beni gunlerdir itham ettiginiz seyi de yerlebir edici olsa gerek ornek olarak verdigim yazilarimizda var:
http://oylesinelaf.blogspot.com/2009/01/rte-ayakda-alkisliyoruz-seni.html
http://oylesinelaf.blogspot.com/2009/01/tatilcileri-boswer-rte-ne-yapmali.html
http://oylesinelaf.blogspot.com/2008/12/erkek-adam-araniyoooo.html
Bekara kari bosamak kolaymis derler, bizim dediklerimiz de belki oyle gozukur oralardan ama, butun mesele NIYET VE IRADEDE... Milletlerarasi hukukmus!!! Oyle birsey olmaz! Boyle bir "hukuk" olmaz. Bir hukuk'un "dayatmasi" vardir ve burada da "guc-kuvvet" sozkonudur. Buna var misiniz? Mesele bundan ibaretdir.
Dedik ki, Haburdan girip, Zaho-suleymaniye-Bagdat yapip bir aci kahve icicp nefes aldiktan sonra Basraya, oradan "olmayan devlet kuveyt"e oradan "olmayan devlet Urdun"e ve oradan da filistin'e gecip, Lubnan ustunden suriyeyi gecip Hataydan tekrar memlekete avdet etmiycekesiniz, OTURUN OTUDUGUNUZ YERDE! yok, bunlari yapacaksaniz, serefsiziz, en onde Biz@ gider, size de gogsumuzu siper ederiz!
Verdigim ilk web adreisne bakarsaniz -damardan vereyim albayim- “RTE”nin davos'daki gercekten beklenmedik ve erkekce tevri ile alakali dusuncelerimiz var. Ona bu yonde ilk once destek verip de sonradan yan cizenler gibi degiliz, hala "ordayiz!"
bu millet "erkek" istiyor albayim! Bu millet, "kahraman" bekliyor Albayim. Bu millet, "emperyal" olmak istiyor Albayim. Ve bunlarin hicbiri, kendi kabina sIkIsip kalmis, iceride kayikci dovusleri ile vakit gecirirken milletin "ayranini kabartici" laflari "sallamakla" olacak sey de degil bu. BU MİLLETİ "BOS BİRAKİRSAN", "DAVULCUYA DA ZURNACİYA DA VARİR" ALBAYİM, "HUKUMETİ DEVİRME PLANLARİ" DA YAPAR, KANİT DA KESİN OLARAK BULUNAMAYACAGİNDAN BİR VARMİS BİR YOKMUS MİSALİ HERSEYİYLE HER KURUMUYLA ("HER" KURUMU!) KENDİ KENDİNİ REZİL EDER ALBAYİM!
Ol'mak mi? Fetihci derler ya, veya "emperyal", bunu bu millete gostereceksiniz... "Eski" gunleri "hatirlaatacaksiniz"; ardindan da bunu "Sistem" ile destekleyeceksiniz. Bu da, demokrasi-memokrasi-insan haklarina saygilimaygili felan filan birseyle olmaz! Bunlar "ithal mali" seyler; bunye bunlari almiyor! Bu, bu kadar gercek! "Diktator" olunmali da demiyoruz, hep boyle anlatilmis, anlatilmaya da calisilmis. Demokrasiyi istemiyorsan diktatoryal bir sey istiyorsun!!!! 600 sene, daha genis bakarsak ona da bir 700 evvel koyun, o kadar sene bu topraklar nasil idare edilmis, hem de herkes nasil "hur" olmus, onu istiyoruz. Bunu yolu da BUYUK DOGU diyoruz.
Yumruk'un emrinde Fikir degil, fikrin emrinde yumruk... Cumle bu... Ol'mak veya Öl'mek de buna bagli...
"Biri bizi şu bataklıktan çıkarsın, bizi şöyle kendimize getirsin, şu milletin önünü açsın, YA OL YA ÖL"ün gereğini yapsın var ya, ben cehennemde yanma pahasına ona değil ki 4, 8'in bile fetvasını verecem..." (diyorsunuz)
Hak haktir ve "mubalaga" bile yapilmaz albayim, 4'se 4'dur; ama dediklerinize eyvallah. Ama nerede?
Hep "toprak seviye", hep o! Yahu inanin "kokusu" gelirdi baska yurlusu olsa! Keske dedikleriniz gibi olsa! Keske! Dedik ya onlerinde siper olur gideriz! Mamafih bunu goremiyoruz, goremiyorum Albayim... Su Tayyip beyin, zapsu haric, hani basdanismanlari var, gecenlerde evlendi, bir iki tanesi daha, bunlar onun "kafasi" oluyorlar, cemaziyulevvelerini derlerya, iste oyle Albayim, bilirim. Nerelerde dolastiklarini, ne pislikşeri olduklarini, vs... o gecen evleneni, eh artik tanidfik vardir, ……….. Belediyesinden bir sorun! Eski Baskan E………'ya bir sorun! Nasil oraya gelmis, sonra "niye" gitmis? Sonra E…….'ya aslinda baska seyler de sorun:) Tayyip Bey-Cevik Bir meselesini, "masaya yumruk meselesini" mesela:)
"Adam degisti!"... Bilemem Albayim... Insaallah derim. Ama Davos'daki meselesen oturu boynuna ip gecirildi, ona kaniyim. Ya Ol'acak ya Öl'ecek... Ama o Ol'mayi baska turlu de anliyor olabilir. RTE su anda aslinda "terk edilmis ruhiyati"ndadir galiba... Tam orta yerde... Ne yapacagi bilinmez bir halde... Bunu yaninda Gul... Aslinda... neyse...
Piyasada baska kimse olmadigindan bunlari konusuyoruz iste. Ama bu halk icinden birilerini cikarmali... Veya cikartmasina yardim edilmeli... Acikca yaziyorum Albayim, bu devlet (sistem olarak) bitmistir, bu devletin uzerinde bir hesap-kitap icine girmek manasiz, bosa zaman; bu topraklar uzerinde YENI ne olacak, bunun uzerinde durmak gerekiyor. Yuzyilda bir gelen firsat derler ya Albayim, simdi o andayiz galiba... HERSEYİYLE "BOLUNMUS" BİR DEVLET ORTADAYKEN, BURADA "AYİKLAMA" YAPMAK YENİ'Yİ BUNLARLA AMA YEPYENİ SİSTEM İLE İNSA ETMEK... BUNUN İCİNDE, BU "AYİKLAMA" İCİNDE BİRİLERİNİN BURUNLARININ SURTULMESI GEREKİYOR.
(to be contiuned)
Arada Birci 14 Ocak, 06:20
(2)
Ben-Biz@, su engerek'on meselesinde de, siz daha iyi bilirsiniz, "asker, emir kuludur", belli tiplerin haricinde alt seviyede yargilanmaya calisilanlarin aslinda belki sadece "emir" uzerine calismak sucunu islediklerine inaniyorum. Kimsenin vatanseverligini sorgulamak niyetinde degilim, bu vatani seven herkesle oturup sohbet ederiz, ederim, BU ENGEREK'ON DAVASİNİN HER İKİ TARAFDA DA BİR "COZULME" OLUSTURACAGİNA, İSTE ASİL O ZAMAN "SAMİMİ" OLANLARİN ORTAYA CİKACAGİNA İNANİYORUM. DAVA, BELLİ BASLİ TİPLERİN REZİLLİKLERİNİ ORTAYA KOYMASİ BAKİMİNDAN GAYET GUZEL, AMA ASLİNDA BELKİ DAVAYİ ACANLARİN BİLE UMMAYACAGİ BİR NETİCE VEREBİLİR.HER ZAMAN HER YERDE "KUSKUNKLER", "UMUTSUZLUGA DUSENLER" OLMUSTUR VE OLACAKTİR, MEMLEKEGİMİZDE BUNDAN İRAK DEGİLDİR:)
2010 senesinin bayagi bir hareketli olacagina inaniyorum; gerci oyle seyler oluyor ki ne hareketi olacak daha demek mumkun ama, galiba "daha hicbirsey gormedik"... Cozulmeler, belki hatta "kalkismalar" ve suikastler bu donemde olabilir. Bela istenmezmis, oyle ogretildi bize ama, bunlar da olmali galiba. Olmali ki, bir "silkinme" ortaya ciksin...
"Yanlış bir algı içinde de soruyor olabilirim ama.. Sizin merkez ya da çevre halkadaki bazı insanların ya da grupların bu Cem Yaren ile ilişki veya dialogu neye dayanıyor?" (diyorsunuz)
:)
"Alginiz" yanlis:) Ama sorunuz, elbette bir "soru" olmasi sebebiyle, yanlis bile olsa dogru:)
alginiz yanlis, cunku bir "on kabul"unuz var, "acaba" diyerek bunu soru halinde ortaya cikariyorsunuz; oysa Ben@, upuzuuuuuun yazarak o algiyi yerlebir etmeye calisiyorum:) yahu Albayim, "ENGEREK'ON" diyoruz, daha ne olsun!? Ama bunu da kabul edemesem de anlayisla karsilarim, netice de 0 1 0 1 0 1 0 1 0 1 0 uzerinde kodlanmis "sanal" bir yerde sohnet ediyoruz:)
Bende Tuncay Guney de var Albayim:) Onunla da mesajlasirim, hatta ona sorular da sormustum, Blogumuzda yayinlariz diye, "ilginc sorular Arda, takipteyim" diye atlatmayi tercih etmisti. Bir ………….. var:)))) 10 lafindan 8'i yalan, geri kalaninin icinde yalan karisik:) Eh artik "dogru" nerede ve nasil, bul cikar durumunda yazdiklari:) Bir de ………… var.
Simdi bunlardan ne cikar Albayim?
el-cevap: Ne kadar "ariza" varsa burda:))))
Cem Yaren de boyle... Bu ve Bizim@ "Robertli cayci" dedigimiz Behic Gurcihan, aslinda "degisik" kislikler. Bir seye tam olarak oturtamiyorsunuz, "genelleme" yapabilirsiniz ama ozel olarak farkli seyler...
Su anda sizin "arkadaslara" bakiyorum da, ilk uc soyle siralandi facebook tarafindan: Aydogan Vatandas (Kilic)... Fatima Correia...(meshuuuuuur) Gökten Mert Aydogdu... Zeki Bingol'u saymiyorum, Aygan'i hic gormuyorum:))) hele Fatima Correia'yi hic sormuyorum Albayim:)
C. Yarenle "ozel" bir yakinlik ve iliskimiz YOK... Kendisinin de zaten bizimle bir iliskisi olacagini zihninden gecirdigini tahmin bile etmem. En son yapilan kongrede DP'nin "basin yayin" bolumunun sorumlusu olmustu, simdi ise "olmus"... Oyle diyorlar. Bu adamin Hulusi Turgutla da "akrabaligi" varmis... Mustear bir isim degil, gercek bir sahsiyet ve "Guney"de bir yerlerde "bar isletmecisi"miydi, "garson" muydu neydi... Face'indeki resim de onun resmi degil malum... DP de "oldu" diye bir aciklama yapmadi galiba hala, o zaman bu "olme" hadisesi biraz "karisik"...
Yaren'in "pareleli", sizin de benim de "arkadasim" olan Aydogan Vatandas (Kilic) "Mikser"lik isi icin kullaniliyorlar midir nedir, bilemem, siz daha iyisini bilirsiniz. Aydogan'a "gicikligimiz", Istanbul Depremini "USA-Israel denemesinin hatali neticesi" olarak ortaya atmasi ile baslar. HER İSDE , HANİ BANA SOYLEYİP DURDUGUNUZ "YENİLMEZ YİKİLMAZ AMERİKA SARTLANMASİ" VAR YA ALBAYİM, İSTE ONU İLK BASLATAN VE HALA DA DEVAM ETTİREN VATANDAS'DİR!
YAREN DE "BİRTAKİM VİDEO VE SES KAYİDLARİ"NDAN BAHSEDİP DURUR, aynisi …….’de de var... Merak iste Albayim, "GONDERİN DE VATANA MİLLETE HİZMET İCİN YAYİNLAYALİM!" DİYORUM, "vakti gelmedi" deyip cikiyor isin icinden.
Malum bir de bu turden bir iddia, Engerek'on davasinin zabitlarina da gecti, Uzan'in gastecisi HAYRUILLAH MAHMUDda var. Boyle seyler var mi yok mu? Bilemem... Ama Melih gokcekin, Tayyip beyin ses kasatleri ortaya cikmaya basladigina gore, "dinleme" gerceklesmis, o halde "ihtimal" veririm. Tayyip beyin "iliskilerini" kurmasina yardim eden Hasan Koni idi. MGK basdanismani idi o donemler. Elbette o bile birseyler yapmis olabilir. Ama iddia edilenler "belden asagi" kayitlar... Buna gercekten -Tayyip bey icin- inanmak zor. Bunu yapabilecegine ihtimal vermiyorum. O kadar dustugunu zannetmem. Ayni sekilde Ergun Poraz'in, Emine hanim ile alakali bir iddiasi vardir, bu da ayni.. Bunlar elbette "kontespiyonaj" mi derler oyle birsey olabilir ve bunlari yayici da iste Cem Yaren... Ve adam rahat rahat yayin yapiyordu:) Agzina geleni soyleyerek hemde:) Nasil ve nicin?
Iste butun bunlardan oturu, Ilhan Selcuk da "darbe donemi kapandi ama sivil diktatorluk basladi, bunu desifre edelim" demis ya, secim donemi de geliyor, bu halkin "akcali isler" sebebiyle pek "hosnutsuzluk" gostermedigi de ortada, onun icin simdi "kari-kiz davasi" ile alakali bilgilerin "ortam hazirlama" sebebiyle (dogru, yanlis, montaj, hic onemli degil) piyasaya surluecegini dusunuyoruz. Bizim icin bir mahsuru yok:) 2010'un "hard" gecme ihtimali de bu yuzden biraz fazla...
PEKALA ALBAYİM, BİZE "YA OL YA ÖL" DEDİRTECEK OLANLAR BUNLAR Mİ? KİMLER?
Iyi calismalar.
ARADABIR'CI@
Emekli Albay 14 Ocak, 13:23
Senin kulağın deliktir.. Sahi Fatıma Correa kim ya? :) Daha doğrusu ben …………..’da tanıştım, kör topal ingilizce ile öyle selamlaşıp duruyoruz.. (………..) Bir de gözünden kaçmış, Kanada'dan (….) var.. Zarif insanlar.. Bana "Aynadaki Yalan"daki Berna'yı hatırlatıyorlar.. Üstat bile bir Berna sancısı duyuyorsa bundan herkese düşen bir pay vardır :)) (Berna'mıydı bakmadım ama)
Ben listemdekilerin çoğunu tanımam... Gelene ok diyoruz, kırmamak için.. Yalan isim, sahte isim, belki ne yazıyor ya da saçmalıyor diye takip etmek isteyenler vs.. Liste dolu yani.. Aslında iyi de oluyor.. LİSTEYE BAKANLAR ANLAM VEREMİYOR, RENKLİ.. DOLAYISIYLA BURDAKİ AÇIKLAMALARIM DA BU ŞABLON KADARDIR... ŞU AN ASLINDA BURAYLA İLGİLENEMEYECEK KADAR MEŞGUL OLMAM GEREKİYOR AMA ALIŞKANLIK.. Bakıyorum arada bir..
Ankaraya yolun düşerse yüzyüze görüşelim bir..
VI. CELSE
YARDIM :))
Emekli Albay 15 Ocak, 05:37
PROFESYONELLİĞİNDEN İSTİFADE EDELİM.. BU MESAJ BİR BAYAN MESAJI.. BURAYA DEĞİL MAİLİME GELDİ.. TELEFONUNU DA YAZMIŞ AMA TELEFONU ARAŞTIRDIM AYNI SOYADLI BİR ERKEK ÜZERİNDE ÇIKIYOR.. SENCE NE OLA Kİ? BEN İSKELE SANCAĞA KATILALI NEREDEYSE BİRBUÇUK AY OLDU.. AYRICA BİR İNSAN BENİM ANKARADA OTURDUĞUMU NEREDEN BİLİR... YORUMUN NEDİR? (Vurgu Albay’a aittir.AB@)
Sayın Özbek,
Sizi İskele - Sancak programında tanıdım.(Maalesef) Sizi dinlerken aklımdan bazı anekdotlar geçti
Yavuz Sultan Selim Çaldıran Ovasına vardığında savaşa ne zaman tutuşulanacağı konusunda Savaş
Meclisi'ni toplamış.Meclis mensupları sırasıyla " Ordunun yorgun olduğunu bir kaç gün dinlenilmesini,
gerekli hazırlıkların yapıldıktan sonra savaşa tutuşulması "kanaatını dile getirmişler.Tam bu sırada
rutbesi gereği o gün divana katılan en genç komutan,kendisinden önce fikirlerini beyan eden büyüklere gerekli saygılarını sunduktan sonra, bilinen nedenle, " hiç beklenilmeden derhal saldırıya geçilmesinin
zorunlu olduğunu "beyan ettiğinde Yavuz " İşte doğru düşünen bir adam ne yazıkki vezir olmamış" demiş.
Büyük Heykeltraş Rodin'e " Üstat ne güzel heykeller yapıyosun " dendiğinde Rodin " taşın fazlalığını
atıyorum geriye heykel kalıyor " demiş.
Ropespiere,Danton'u ölüme mahkum ettiğinde, Danton giyotin sehpasına çıkmış, hiç bir korku emaresi göstermeksizin gururla dolaşmış,boynunu giyotine uzatırken Cellat'a, Cellat " başım kesilip sehpaya düş-
tüğünde başımı saçlarımdan tut halka göster, insanlık şerefli bir evladını bir daha görsün " demiş.
Sayın Özbek,
Programdan sonra ulaşabildiğim yazılarınızı okudum.Yukarıdaki anekdotları, doğru zamanda,doğru kişi için anımsadığmı anlayınca daha da mutlu oldum. İçtenlikle inandımki ülkemizde;" Doğruyu düşünen, taşın fazlalığını atarak heykel yaratan,ülkemizi muasırlaştıracak fikirleri kafasında taşıyan, Şerefli Türk
Evladı sizsiniz.
Bu güne kadar hiç kimseye,hiç bir konuda yazı yazmadım.Siz, gerçekten ülkemizin sorunları ve sorun
larımızın çözüm yolları konusunda doğru fikirlere sahipsiniz.İnsan başkalarının bilgileriyle bilgi sahibi olabilir.
Ancak kendi aklıyla akıllı olunabiliyor.Kanımca ,Siz akıllısınız.
Bana öyle geliyorki,ülkemizi aydınlık yarınlara ulaştıracak yolda sizin ışığınızda parlayacak.
Ben de ışığınızın aydınlattığı yolda sizin izinizde,yanınızda yürümek, sizinle tanışmak istiyorum.
Yaşım sizden küçük olsaydı ellerinizden öperek huzurunuzdan ayrılmak isterdim.
Şimdilik hoşça kalın. Saygılarımla.
Emekli Albay 15 Ocak, 05:44
NOT ; Ben de Ankara' da yaşıyorum.Bu yazıyı kızımın bilgisayarında yazdım.
Sabırsızlıkla telefonunuzu bekliyorum; Diye bitiyor...
Arada Birci 15 Ocak, 06:02
Parti felan kurarsaniz en azindan bir oyunuz garanti galiba albayim:)
IskeleSancak meselesindseki sure onemli degil; telefon "baba" veya "koca"sina aittir; Ankarada oturdugunuzu "ben de" biliyorum, onunuze gelene face'de "Ankaraya geldiginde haberim olsun!" diyorsunuz:) Bunlardan bisey cikmaz yani...
Ama...
Forumlarda bize de bu bicimde "hayran" mailleri gelirdi, tanimadigimiz bilmedigimiz insanlardan... Elbette insan huylaniyor:)
Ya gercekten "takdir" ediyor, basit ve safca veya bir hinlik planliyor... Rodinin heykeli, Danton'un sozleri... Bunlar -hafizam yaniltmiyorsa- Ustadin "Ihtilal"inde mevcut; En azindan "cenahini" anlayabilme imkani olabilir bu "ipuclari"... Musluman, belki de sizin eski "davadas"larin (Ulkucu) tarafindan biri... Fakat "ışığınızın aydınlattığı yolda" lafi biraz mide bulandirici... hic de o cenahlara "uygun" bir ifade bicimi degil.
Herkesin tarzi farklidir Albayim, ama Ben@ "boyle" durumlarda uzerine uzerine giderim. (Elbette netvork sinirlarinda) Bir mesajdan pek bir sey anlasilamaz elbette, "irtibati koparmayin", iki satir kelam edin, devaminda neler gelecek neler soyleyecek onlari bir tartin, derim.
Bugunlerde insan "golgesin"den bile suphelenecek durumda olmali:) Siz, maasallah bol bol gazete ve tv'lerdesiniz, projektorler uzerinizdedir, belki bu da o projektorlerden birisi olabilir, alkinca yakin temasa gecip "yamuk" ariyor olabilir. Her turlu ihtimal acik yani su mesajdan... Sizin saydiklariniz (ankara meselesi) onemli degil, mesajin "icerigi" onemli. (Hic bu sekil bir "teklif" partilerden birinden felan geldi mi, cevrenizde bu teklife acik bir sozunuz oldu mu, bunlari kolacan edin)
Veya Albayim, Hazret-i Ali'nin "euzubillahis'semi'nil aliymi-minesseytanirracim" deyip cikin isin icinden:) Hazret-i Omer demis, "olacak olan olur!"
Herkes benim gibi dobra degil ki albayim:)
ARADABIR'CI@
Emekli Albay 15 Ocak, 06:31
Geçengün hostada döner yiyorum.. Bir bayan merhaba dedi, tanıyor gibi yaptı daha doğrusu hatırladınız mı dedi ve eşimin iş yerini vererek falanca yerden dedi.. Allah var ben de eşimin mesai arkadaşlarından biridir misali görgüsüzlük olmasın diye buyurun dedim.. Bir kaç çarpraz soru sordum baktım durum öyle değil.. Hemen kalktım ayrıldım.. Arkadaşlar dedi, hafife alma, birini oturturlar uzaktan fotoğraflarlar aha falanca ile oturuyor derler..
Şimdi böyle bir puştluğa ne yapabilirsin ki?
Emekli Albay 15 Ocak, 06:32
Unutmadan.. O notta gördüğün üsluptan Üstadın üslubunu hatırlaman doğru.. Aynen benzer cümleler var...
Emekli Albay 15 Ocak, 06:36
Bana açık veya örtülü siyaset mevzuu açıldığında öyle bir derdim yok diyorum.. Yani o konuda tavrım net.. Öyle bir yola girersek, aha menfaat için konuşuyormuş derler, bir daha temizleyemeyiz.. Bundan dolayı tavrımı net koyuyorum.. Öyle bir şeyden dolayı olma ihtimali zayıf yani...
Arada Birci 15 Ocak, 20:30
Allahdan "meshurlardan" degilim de foto-moto derdine dusmuyorum:) Kolay gelsin albayim...
Size demistim galiba "fazla cikmayin beyaz ekrana" diye:) Ama -yeri geldi- baska birilerine de soyledigimi biliyorum, hatta bu Bizim@ "usta" dedigimiz bir arkadasimizin da dikkatini cekmis, bir "network konferansi" yapmistik.
O..... Vakfi! Ve O... beyin tv'lere cikmasi, gastelere konusmasi felan... H.....'de de vardir, hatta yazdiktan sonra bir iki kisi de mantikli bulmus olsalar gerek ki "oyle" demislerdi. Ona da "fazla cikmayin………..!" demistik betaz ekran ve sari sayfalar icin...
Fakat bir "koku" aldik ve bunun icin "network konferansi" yaptik Albayim. Bilmem siz de aldiniz mi? ACABA ...... İLE ALAKALİ BİR PLAN-PROJE OLUYOR OLABİLİR Mİ? Ozellikle Sultan Hamid mirasi uzerinden, "tampon bolge" meselesi ve Musul konusunda... mikrofonu uzatilmis varsayin, compitur ekranini da "kamera" olarak dusunun, "koku" hakkinda (aman ha USA-mUSA merkezli felan demeyin, uzulurum) dusuncenizi "alabilir miyim"? :)
ARADABIR'CI@
Hamis: Sakasi bir yana, su "kadin" meselelerine dikkat ediniz. Susurluk "kadin" meselesi; 28 Subat "kadin" meselesi, Cakici "kadin" meselesi; hep "buradan" basladi, malum isler... AB@
VI. CELSE
Merak...
Emekli Albay 16 Ocak, 02:11
Yanlış anlamayın lütfen affınıza sığınarak samimi bir soru sormak istiyorum; Türk müsünüz? Ya da aklıma ilk gelen şekliyle MESELA ÇERKEZLİK VEYA BENZER BİR DURUM VAR MI? Ama sahiden merakımdan soruyorum...
Arada Birci 16 Ocak, 06:51
Yahu ne desem simdi? "Evet" desem "gizli-mizli Uluslacilik" genlerden geliyor olacak:)
"Melezim" ve "yarim kan" bile olsa Cerkeslik mevcut degil...
Emekli Albay 17 Ocak, 06:16
Bu Ahmet Yalnız sizlerin ekipten değil umarım..
--------
NURAY MERT'E SALDIRAN ZİHNİYET, ACABA NEYİN MUHAFAZAKARI VE DEMOKRATI.
Kimden: Ahmet yalnız (ahmet.yalnz@yahoo.com.tr)
Bu göndereni tanımıyor olabilirsiniz.Güvenli olarak işaretle|Gereksiz olarak işaretle
Gönderme tarihi: 16 Ocak 2010 Cumartesi 11:24:25
Kime:
Merhabalar ülkemin yazılı, görsel ve internet medyasının ve sivil kuruluşlarının değerli mensupları.
Yazılarımı biraz vakit ayırıp okuyanlarınız yada şöyle bir bakanlarınız için benim ne düşüncede bir vatandaş olduğum gayet açık ve net olarak ortadadır. Özellikle yandaş diye tabir edilen kesimler farklı gözlüklerle baksalarda....
Ve hepinizden bir vatandaş olarak özellikle bu yazımı son satırına kadar okumanızı rica ediyorum. Varsa ve olursa eleştirilerinizide bekliyorum tabi.
Nuray Mert yazılarını fırsat buldukça okuduğum, görüşlerine ve eleştirilerinede pek çok yerde hak verdiğim bir basın mensubumuzdur. Hele hele son dönemde yazdığı yazılar için onu tüm içtenliğimle kutluyorum. Eline ve yüreğine sağlık NURAY MERT
İşine gelmeyince artık apaçık, göstere göstere gelen bir SİVİL DİKTAya giden AKP iktidarına karşı yapılan çok akılcı ve haklı eleştirileri yapanlara anında ORDUCU damgasını yapıştıran SÖZDE DİNDAR ve aslında MENFAAT DİNCİSİ güruhun oluşturduğu medya ve AKP'nin ABD hormonlomasıyla oluşan (sözde) DEMOKRATİK" bir görüşe sahip olduğuna inanmış olan UZAYLI MEDYA ve UZAYLI SİVİL kuruluşlarımız, yine aynı taktik ve senaryolarla bu sefer sözde demokrat, liberal v.s. medya mensupları, Nuray Mert'in üzerine saldırmaya başladılar.
Bu defa yorumumu uzun uzun yazmayacağım. Düşüncelerimi İki ana noktada toparlayıp aktarmaya, kendilerini DİNDAR ve MUHAFAZAKAR olarak tanımlayan medya ve sivil kuruluş mensuplarının NEYİN DİNDARI ve MUHAFAZKARI ve ikinci olarakta kendini DEMOKRASİ HAVARİSİ zanneden HAÇLI GÜDÜMLÜ, UZAYLI DEMOKRATLARIN neyin demokratı olduklarını kendi meşrebimce anlatmaya çalışacağım.
Ey benim ülkemin TÜM MEDYA ve SİVİL kuruluşlarının kendini DİNDAR VE MUHAFAZAKAR olarak addeden mensupları, lütfen, ama lütfen aşağıda verdiğim Kuran ayetleri ışığında nasıl bir din anlayışına sahip olduğunuzu şayet şimdiye kadar düşünmedi iseniz artık lütfen biraz düşünüp banada bir zahmet anlatabilirmisiniz ?
Ayetleri mealleriyle değil yalnızca sure adı ve ayet numaralarıyla veriyorum. Elinizde hangi meal varsa ondan rahatlıkla bakabilesiniz diye.
Şayet bu ayetler hala sizin neyin dindarı yada muhafazakarı olduğunuzu anlamanızda yeterli olamıyorsa o zaman şu sorunların olması söz konusudur. Aslında bu anlamda daha pek çok ayet var önünüze koyabileceğim ama bu kadarı yeterli maksat için.
1 - Sizin başka bir ilahınız vede buna bağlı olarak başka bir kitabınız var demektir.
2 - Yada eski Denizli AKP il başkanı gibi hidayete ermiş olmanız söz konusudur. Hatırlarsanız bu zatı muhterem Erdoğan için "İKİNCİ PEYGAMBER" demek gibi bir faciayı haykırmıştı. Artık bu hal ve zihniyete yalakalığın en uç noktasımı dersiniz, dinden imandan çıkmanın en rezil halimi dersiniz yoksa her ikiside mevcutmu dersiniz, kendinizce sizde değerlendirebilirsiniz.
AL-İ İMRAN SURESİ 100, BAKARA SURESİ 120, MAİDE 51,52,
FATR SURESİ 5
Birde AKP'nin sekizinci yılına giren iktidarının DEMOKRASİ için mücadele ettiğini sırf haçlı onayıyla her türlü dalavereyi çeviriyor olmaları nedeniyle kabul eden ve bırakın kabul etmeyi bu uğurda yalınkılıç bu ülkede gerçek gidişatı ortaya koyan ve AKP faciasını anlatanlara saldıran içler acısı bir taife var.
Ben bunları İzmirde yunan işgali başladığında "KURTARICILAR GELDİ" diye koca koca yazılarla dergiler ve gazeteler çıkaran taifeye benzetiyorum.
İstanbulda bunun en acı hallerini ortaya koyan basın mensubu v.s. lere MÜTAREKE BASINI dendiğini bilmeyen hiç kimse yoktur diye düşünüyorum.
Atatürk sırf bu kafaya olan öfkesinden ve kızgınlığından o çok sevdiği İstanbul'a Cumhuriyetin kuruluşundan ancak dört yıl sonra ayak basmıştı.
Emin olunuz AKP ikiyüzlülüğünün, yani DEMOKRASİ kavramı ve ABD ve AB HAÇLI SÖMÜRGECİLERİNİN hamiliğine sığınarak oluşturulan CUMHURİYETİ YOK ETME teşkilatının arkasında şayet bu haçlı güçlerin desteği ve işbirlikçiliği olmasa bu ÇAKMA DEMOKRAT kafaların (yandaş medya mensupları ve sivil kuruluş mensuplarının) hiçbirini AKP'nin yanında bulamazdınız.
Çünkü bu zihniyetin gözünde ABD ve AB bir ilahtır. Ve onlar ne derse o olur. Özellikle ABD tabi. AKP destekleniyorsa ve bu yalanın adına DEMOKRASİ deniyorsa bunu kabul etmek onlar için inançlı bir insanın Allah'ın hükümlerine inanması ve uygulaması gibi artık kaçınılmazdır.
ABD tarafından sırf BOP ve onun yan ürünü ILIMLI İSLAM için üretilen ve aslında ABD ÇAKMASI bir parti olan AKP'nin bu anlamda nasıl bir demokrasi anlayışı ve neyin demokratı olduğunu şu sorulara cevap verdiğinizde olumlu olarak ortaya koyabiliyorsanız hiç bir sorun yok demektir.
Fakat maalesef yandaş medya ve sivil kuruluşlar bu soruların cevaplarından hep köşe bucak kaçıp, başka yerlerden üste çıkmak gibi bir samimiyetsizlikten yani kaçak dövüşten medet umdular.
Böylece bu ülkenin insanlarının kafalarınıda karmakarışık hale getirdiler.
Şimdi soruyorum bir vatandaş olarak.
1 - ABD gibi Türkiye'yi parçalamaktan başka hiç bir amacı ve hedefi olmayan bir devletin her anlamda tutsağı ve hizmetkarı olan bir parti, yani kendi ülkesinin hakkını taa en başta gözden çıkaran bir parti HANGİ AKLIN DEMOKRASİsini ortaya koymaktadır, ortaya koyabilir ?
2 - Hangi DEMOKRAT ve ülkesinin bütünlüğüne sahip lider VER KURTUL politikası ile hem kendinin hem ülkesinin İSTİKBALİ ile böyle çok tehlikeli bir şekilde oynar ? Hangi lider bir sömürücü devlete "BENİ DELİĞE SÜPÜRME İSTEDİĞİN GİBİ KULLAN" diye yalvarır ?
3 - ATATÜRK ve CUMHURİYET'i yok etmek için yola çıktıklarını iktidara gelmeden önce yıllarca bangır bangır haykıranların bugün sırf TSK korkusuyla ortaya çıkan DARBE PANİK ATAKLARINDAN kurtulmak için yaptıklarına hangi GERÇEK AKIL sahibi vatan evladı DEMOKRASİ yada HUKUK adı verebilir ?
4 - DEMOKRASİ ve HUKUK kavramları o ülkenin tüm insanları için söz konusu olduğunda gerçek anlamını kazanıyorken, hangi akıl ve insaf sahibi insan, hangi demokrat ve aydın iktidardaki bir zümrenin sırf kendi istikbal ve menfaatleri için oluşturulan ve bu anlamda demokrasi ve hukuk anlayışını doğru kabul eden zihniyeti evet bu doğrudur diye onaylayabilir ?
5 - Bir ülkenin tüm insanlarını tuvalette bile rahat bırakmadan dinleyen ve ülkeyi YELKEN KULAK DİYARI na çeviren bir partinin icraatlarını hangi gerçek samimi akıl sahibi vatan evladı DEMOKRASİ ve HUKUK la bağdaştırabilir ?
6 - İktidarda bulunduğu yedi yıl süresince ülkede hem ETNİK hemde DİNSEL anlamda bölünme için her türlü yanlışı yapanların, huzuru yok edip güvensizliği yerleştirenlerin bu facia halinin gerçek adı, ABD, AB'nin istediği ve aslında AKP iktidarı nedeniyle Türkiyenin üzerinde adeta DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN misali duran bu UCUBE DEMOKRASİ'nin gerçek adı aslında FAŞİST, HAÇLI İRTİCA DEMOKRASİSİ değilde nedir ?
Böyle ne olduğu belli olmayan bir DEMOKRASİ ve HUKUK anlayışı olabilirmi ?
7 - İktidarda bulunan bir partinin, halkın çoğunun ne olduğunu bile anlamadığı bir SATIŞ ve PEŞKEŞ furyalarıyla tüm istikbalini, kendi menfaat ve istikballeri için satmasının DEMOKRASİ ve HUKUK la bağdaştığını hangi akıl ve insaf sahibi vatan evladı söyleyebilir, iddia edebilir ?
Ben gerçek iman sahibi bir vatan evladı olarak diyorum ki Türkiye AKP ile birlikte doludizgin bir vaziyette, Allah katından yiyeceği bir dayaklar silsilesinin içine girmek üzeredir. Çok ağır bedellerin ödeneceği süreç artık çok yakınlardadır.
AKP kurmayları ve zihniyeti ve yandaşları istedikleri kadar kafalarını kuma gömüp başka başka tellerden havalar çalsınlar, ALLAH'A AND OLSUN ki, bu söylediklerim önümüzde uzun sayılamayacak bir süreçte artık kesinlikle kaçınılmazdır.
Ne varki çok ağır bedellerin ödenmesi söz konusu bu süreçte AKP, korktuğu gibi ABD tarafından deliğe süpürülmeyecektir. Hatta AKP için bir ORDU DARBESİ dahi söz konusu değildir.
Artık AKP'yi yedi yıldır ve dahada eklenecek bir süreç sonunda kandırdığı ve maalesef geç uyanan halk yediği kazıkların acısını çıkarmak için çok acı bir şekilde deliğe süpürecektir.
Şüphesiz AKP ile birlikte bu ülkede çok ağır bedeller ödemek zorunda kalacaktır.
İşte Türkiye'nin ikinci fakat en büyük şahlanışıda bu süreçten sonra başlayacaktır. Hemde bütün muazzamlığı ve haşmetiyle git gide büyüyerek.
Şahsen ben, yaşadığımız süreci ve AKP iktidarının var olacağı tüm süreci düşündüğümde ne kadar üzülüyor ve endişeleniyorsam, onların halk tarafından silinip yok edilmelerinden sonra yaşanacak güzellikleri ve başarıları düşündüğümdede o kadar ümitleniyor ve huzur buluyorum.
Saygılarımla,
Ahmet YALNIZ
Arada Birci 17 Ocak, 12:04
:)
Degil Albayim. Ona yolda gorsek selam bile vermeyecegimizi ARTIK anlamis olmaniz lazimken.......
Burada, Benim@ face'imde-cephemde sizinle tartisan da "tim"imizden degil. BM@ arkadasimizin FURKAN FORUM'dan tanidigi ve face'ine baktiysaniz "Rufai" baglisi, Bizi@ de seven bir musluman hanim...
Size diyecegim sey su Albayim: TUM BILDIKLERINIZI UNUTUN! TUM BILDIKLERINIZI! Bizim@, Buyuk Dogu'nun (ve Ibda'nin) hakkinda...
:)
BUYUK TURK DUSUNURU MUMTAZ'ER TURKONE SİZİN EKİBDEN AMA GALİBA:))
ARADABIR'CI@
Emekli Albay 17 Ocak, 17:18
Ne ben kimsenin ekibindenim ne de kimse benim ekibimden.. Belki olmamı arzu edenler vardır ama ben öyle bir arzu içinde değilim.. Yalnızlığın doğurduğu sıkıntılar olsa da bu bana doğruyu takdir yanlışı tekdir özgürlüğü tanıyor...
Ama Mümtazer'i severim.. EN AZINDAN DOĞRUYU DİLE GETİRMEK ADINA GÖSTERDİĞİ KORKUSUZ, SINIR VE OTORİTE TANIMAYAN, KIVIRTMAYAN TAVRI FARK EDİLİYOR.. Ülkücü cenahtan yönlendirilen hain dönek ithamları boş.. Çünkü daha üniversite öğrencisiyken Türkeş'e dahi benzer tavır içinde olduğu, Türkeşçiliğe itiraz ettiğini bizzat şahitlerinden dinledim... Sanırım o bir fikrin kalıbı içine giremeyecek derecede özgür hissediyor kendisini.. Belli konularda beslenseydi ya da belki üstadın geçtiği tezgahtan geçseydi zannediyorum Necip Fazıl, Cemil Meriç, Erol Güngör sentezinin günümüz dinamiği olabilirdi.. Hala da olabilir.. Bilgi ve fikir birikimi buna müsait..
Ben başka bir şey soracam aslında..
ATATÜRK - İNÖNÜ - KARABEKİR - ÇAKMAK VE BAYAR ARASINDAKİ MİSYON PAYLAŞIMINDA KİMİ NEREDE GÖRÜYORSUN? KISA ÖZ..
Şunun için soruyorum..
Okuyorum.. Okuyorum.. Kafam çatlıyor.. BATICI ALGININ DOĞURDUĞU BAZI KAYGILARA RAĞMEN ATATÜRK İLE İNÖNÜ'YÜ YAN YANA KOYAMIYORUM AMA VAR OLAN BİR BERABERLİK VAR.. Atatürk'ün Çakmak'a çok büyük hürmeti var, İnönü Çakmak'ı hedefliyor.. Aslında son başbakanı Bayar.. Bayar başbakanken, 150'liklerin affı konusunda çalışma yapılmasını bizzat Atatürk emrediyor.. Atatürk döneminde mason locaları kendini askıya alıyor, İnönü döneminde tekrar su yüzüne çıkıyorlar.. E aynı dönemde İnönü ile muhafazakar (güya) Karabekir birlikteliği başlıyor.. İnönü şaibeli Bayar kesin mason değil.. Kısacası kombinasyonu tam oturtamıyorum..
Bu kombinasyondan asıl varmak istediğim nokta, pratik ne olursa olsun, hüsnüzan veya iyi niyetin nerede olduğu?
Bir şeyler karala ama karışık olmasın :)
Arada Birci 17 Ocak, 21:05
Iclerinde en akillilari kemal pasa... buna suphe yok... digerleri (Inonu ve Bayar) "komitaci" ve onun icinde birbirlerine garazkarlar... Fevzi pasa, "apturrahman celebi" vaziyetinde:) Kemal ile ısmet pasalarin "kavgasi"nda, kemal pasanin gecenin 3'unde onu cagirmasi vardir ki, tak diye gelmistir ve gelip gelmeyecegine dair bir fikri olmayan Kemal pasa onu o vakit karsisinda gorunce, eliyle "tak" diye bir hareket yapip, "simdi bittin Ismetttt!" demi oldugu rivayet edilir. Kemal'den sonra tasfiyesinin back-graund'unda da bu var. Karabekir pasa, meydan adami degil, salon adami, "organizasyon"larda buyuk ama kumpaslardan anlamiyor ve 25 davasinda izmirde boynundan asilmasinin kendisine "ne anlam" ifade etmesi gerektigini bile anlamayacak kadar "saf"... Ismet'in ona yardima gitmesi ve onun da tutuklanmasi (basbakndir o zaman, dikkat) sozkonusudur ve ismetin "kumpasci" kafasi, ondan uzak durmakla birlikte kenal pasa hayattayken ona uzaktan da olsa destek olmasini "fayda" olarak gorur. (Karabekir pasanin kizlarinin bu yonde ifadeleri vardir.)
FAKAT ALBAYİM, "BOYLE" BİR SEKİLDE MESELELER ANLASİLMAZ. ANLASİLAMAZ VE HATTA KAFA KARİSİKLİGİ DAHA DA ARTAR.
Tipki "kemal pasanin mason localarini kaapatmasi" ama "ismetin acmasi" gibi... Eee? Ismet tu kaka! tamam tu kaka da, kemal pasanin cevreesi, bakanlari, doktorlari herbir zikkimi mason ve kendisi de Vendetta Locasi uyesi... Hem o kapanma meselesini, dunya masonlugunun icine girdigi tartismadan ayri dudunmemek gerekir, tipki demirele verilen "mason degildir" belgesi gibi...
Inonunun masonlugu hakkinda birsey bilmiyorum, onun mason olacagini da pek dusunmuyorum ama bayar mason... heryerde onun hakkinda yazilari bulabilirsiniz; ters biliyorsunuz yani...
Dedim ya ama boyle olmaz albayim...
Tarih'e "objektif" denile "objektif taraf" ile bakmak sakatdir. Buyuk Dogu'cuyuz ve HERBISEYE o gozle bakariz.
USTADİN 12 EYLULLE ALAKALİ BİR DEGERLENDİRMESİNDE, CHP'Yİ KAPATMASİNİN BUYUK İS GORMESİ VARDİR. Ne oloacak tekrar acildi, gibi bir cocukca i,tiraz yapilamaz, gerci yapan yapana... Tipki bugun dokunulmazlara dokunulmasi gibi ve hatta ondan cok daha buyuk bir istir CHP'nin kapatilmasi... KEMAL PASANİN PARTİSİ KAPATİLDİ! VE BİR "ZİHNİYET" -GOSTERMELİK DE OLSA- KAPATİLDİ!
Simdi o saydiklarinizi bu gozle bakarsak...
DP'li Bayar2in, CHP ile alakali olarak Menderes ve daha da "aktivist" olanlarin yaptiklari aciklamalara, "SIZIN KARSI OLDUGUNUZ HER NOKTADA CHP'LIYIM" demesi... Mehmeh dogan'in "Batililasma Ihaneti" diye bir kitabi vardri, orada bulabilşirsiniz, derkiş orada oryantalist bir arastirmaci "CHP'NİN MİSYONU ANADOLUDAN VE ORTADOGUDAN İSLAMİ YOKETMEKDİ VE BUNU DA BASARDİ!"
NE İYİ NİYETİ, HUSN-U ZANNİ ARİYORSUNUZ ALBAYİM? KURU TOPRAK PARCASİ HAKKİNDA KİM DİSE DOKUNUR VE SAMİM DAVRANMİS KİM CİFTE ACANLİK Mİ YAPMİS:))
Kuru toprak davasi bakimindan bakarsaniz, -Ustadin nitelemesi- "Milli kurtulusu" bunlar ve kadrolari saglamistir. O "saglama" esnasindaki "dolaplari" bir kenara koyuyorum. Fakat "manen"? Iste Buyuk Dogu mucadelesi de bunun icin... Cunku sadece Dil Devrimi ve Hilafetin kaldrilmasi butun dunyayi etkilemis bir HIYANETDIR!
TOPRAK SAVUNMASİ... "BASTİGİM YERDEKİ SUHEDA" HAKKİ İCİNDİR ANCAK VE "SUHEDA"NİN YOK SAYİLDİGİ BİR YERDE "ORTULU İSGAL" VARDİR...
Yani Albayim, "husn-u zan"ni bana hic sormayin ve hatta siz de aramayin diyecegim de "Albay"lik yapmissiniz, "onunla" buyumusmusunuz, fakat "genel" olarak bakmak ve "sahis"lardan ziyade "genel netice"ye bakarak bir degerlendirme yapmak daha makul olacaktir.
Bir de sizin bir yazinizda gordum, aslinda Musulu Kemal pasanin almaya calistigindan felan bahsediyorsunuz. Harbin maddi cikis sebebnlerinden birisidir o, Mondros andlasmasina ragfmen Ingilizler birakmamistir, Lozan'da da bu isi suruncemeye birakmalari, hatta riza Nura verilen direktifi yazmak da istemiyorum ama, Suriyenin o devir Ankaraya bir "birlesme" teklifi vardir. Suriye malum, fransiz gudumundeydi... Yemesi daha kolaydi yani:) Ama o teklifi dusunmeden reddetmistir. Suriye, azmogullarinin elindeydi o zaman; aralarinda "Damad" da vardi, hepsi de OIsmanli generallerinden... Mondorsdan sonra orada kalmislardi. Fakat teklif reddedildi.
neyse... fazla karistirmayalim...
"yeni Devlet" ve elbette "yeni sistem"i dusunun; ama elbette bir "dunya gorusu"nu...
(Mumtazer... gercekten nefret ettigim bir kafa... 93-96 surecinin hesabini vermeden simdi "demokrat" olmus!!! http://oylesinelaf.blogspot.com/2008/12/portre-2-karisiyla-beraber-fikrini-de.html )
ARADABIR'CI@
OYLESINELAF'LAR: Portre 2: Karisiyla Beraber Fikrini De Deeistiren Adam: Prof Mumtaz’er Turkone!
Emekli Albay 17 Ocak, 21:42
KURBAN OLDUĞUM YOK KARISIYDI YOK ÖĞRENCİSİYDİ BİLMEM NE YAKIŞIYOR MU SANA? Dinen ne mahsuru var? Bir yandan değişmez, taviz verilmez referanslar sunuyorsun diğer yandan bu referanslara karşı da silah olarak kullanılacak bir konuyu dile getiriyorsun..
Neyse bunu geçelim...
İttihatçı Batıcı bir algılama içinde olabilir bu ayrı.. Celal Bayar'ın mason olduğu ile ilgili belge nedir? Ya da hangi kitapta yazıyor? Bende konuyla ilgili iki raf kitabın hiç birisinde bunu görmedim.. Aksini yazanlar var.. Hatta kızıyla damadının aksi istikamette sert ifadeleri var.. Bayar'ın kendi beyanı da var bir kaç kez, değilim, hiç olmadım diye..
BU KARABEKİR, İTTİHAT TERAKKİDE MASONLAR VE YAHUDİLER VE HATTA ERMENİLERLE BİLEREK YANİ ŞUURLU OLARAK İÇİÇE ÇALIŞIYOR.. Resmen ortak.. Olmaktan beter yani.. Olsa da bu kadar olurdu.. Onlarla oturup padişah ve halifeyi öldürme planı yapıyor.. İTTİHAT TERAKKİ İSİMLİ ESERİNİ OKURSAN BU AÇIK.. Onu okuyunca adamdan soğudum.. Enver'e karşı hilalin örgüt ambleminde olmasını hafife alan ifadeler kullanıyor.. İslamcılık vs diye.. Hatta Enver bundan ciddi şekilde rahatsız oluyor.. Fotoğrafın geneline bakınca insan Enver paşaya üzülüyor.. ÇAKMAK'IN TASFİYESİNDE DE GÖZ YUMMAK BİR YANA KATKISI VAR GİBİ.. KİNİ VARMIŞ..
Mustafa Kemal ile Celal Bayarın herhangi birisinin ya da her ikisinin mason olup olmadığına göre fotoğraf şekilleniyor.. Ama her halukarda Celal Bayar'a farklı bir misyon yükleniyor gibi.. Üstatla ilişkileri de fena değil biliyorsun..
Arada Birci 18 Ocak, 01:46
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&client=firefox-a&channel=s&rls=org.mozilla:tr:official&hs=Hfd&q=MASON+CELAL+BAYAR&start=0&sa=N
Cete Sefim OYLESINELAF@ hazretlerinin "dil"ine hayranimdir. "Karikatur"un "yazi"ya uyarlanmis hali; de-form halinde "gercek"i yansitmak ve elbette deforme'nin verdigi "komik" durumdan da faydalanmak...
Mumtaz'ere dair yazisi... Bu gozle bakarsaniz, nema problema... Baska gozle de bakarsaniz oyle; bugun Stv'nin, Zaman'in, veya diger basin organlarinin yaptiklari "halkin akli gozundedir"e oynamak ve milleti buradan tutturmak... Senelerdir takip ettigimiz bir uslup ve onlar simdi buna gelmisler; ne mutlu bize yahu:)
Mumtaz'er, "yanginda ilk BIRAKILACAK" olanlardandir:)
Diger mesele... Yukaridaki google armasina bakarsaniz Bayarin masonluguna, Kemal pasanin masonluguna ulasabilirsiniz. ankaradasiniz ve Yesevizade'yi, (Zamandakilerle araniz iyiyse adresini onlardan alabilirsiniz) bulursaniz, ondan bu hususda cok daha farkli bilgiler alabilirsiniz. "degisimden once"ki son kitabi olan "Suleyman Demirel"i okursaniz orada da bunu gorebilirsiniz. Yesevizadenin kitaplari gercekten de Masonluk hakkinda faydali kitaplardandir. kitaplarin arasinda oldugunuza gore, onun ismiyle yazilmis ktaplari bulun ve okuyun, derim. Bilderbeg'i guzeldir, Sosyal Demokrasi'si guzeldir, hatta Laiklik kitabi bile guzeldir. Fransiz H. Custom'dan faydalandigindan USA mahrecli olmamasi en guzel tarafidir.
Hala nereye cikacaginiz anlamis degilim ama...
ARADABIR'CI@
Emekli Albay 18 Ocak, 08:10
Kanaat ve tahmin içerikli Google kısa yollarıyla masonluk mu ispat edilir ? :))
İbrahim Arvas, "Tarihi Hakikatler"de Celal Bayar'ın Masonlar ile ilgili kanun düzenlemelerindeki tavrının söylemleri ile uyuşmadığına işaret eder ama Mason demez..
O gözle bakarsan, üstadın, parti kurmakla meşgul olan Özal'a yaptığı "okyanus ötesini gözardı etme" sözünden de mana mı çıkarmamız gerekiyor? :)
Bazı fiiller bazen şu ya da bu olmanın delili olmaktan ziyade profesyonel olmanın işareti olabilir... Kimse babamın oğlu değil ama taşları bu verilerle yerine oturtabiliyorsun..
*********
CEMAAT DE BENİM ÖZEL BİR FİGÜRÜM DEĞİL.. AMA SİZ CEMAATE TAKMIŞSINIZ BİR KERE ABİCİM.. Siz derken çevremde de böyle adam çok.. Onlara da diyorum, bana somut bir şey gösterin; tahminler ve tasavvurlarla konuşuyorlar.. Biraz da kıskançlık var sanırım.. Beyinlere de kelepçe vurulduysa, sen ne sorarsan sor bülbül gibi aynı şeyler söyleniyor..
Tekrar ediyorum ki, organik bir bağım yok ama bazı şeyleri yerinde gördüm.. Aytunç'un ya da Faik Bulut'un kitaplarında yazanlarla konuşmuyorum.. GÖRDÜKLERİM VE YAŞADIKLARIMDAN SONRA, CEMAAT DOSTLUĞU OLMASA DA DÜŞMANLIĞI BENİM ŞUUR DEĞERLENDİRMEMDE AYIRICI BİR ÖZELLİK DURUMUNDADIR.. Şu an onlar olmasa bazıları işlerini ne kolay götürecek ama varlar işte... Geçen gün, dini pratikleri de yerinde olan bir dostumun konuyla ilgili konuşmalarını sabırla ve hatta sabrımı zorlayarak dinledikten sonra kendisine dedim ki, "sen iyi bir Kemalist olduğunun farkında mısın?" Kızdı, kızardı ve itiraz etti.. Bazen insan bir şeydir ama o şeyin kendisi de farkında değildir dedim.. Kendisi farkında değil ama o sahiden iyi bir Kemalist.. SON 250 YILIN BÜTÜN MENFİLİKLERİNİ VE MENFİ KAVRAMLARINI BİR ALGI NOKTASINDA ÜZERİNDE BARINDIRDIĞININ FARKINDA DEĞİL.. SADECE OLMADIĞINI ZANNEDİYOR..
Emekli Albay 18 Ocak, 08:35
Aklıma geldi...
Komik olan ne biliyor musunuz? SİZİN DAHİ MÜMTAZER'İN YOK EŞİYDİ, ŞUYDU, BUYDU NOKTASINDAKİ DEĞERLENDİRMENİZ, AÇIK SÖYLEMEM GEREKİRSE GÖZÜMDE İRTİFA KAYBETMENİZE NEDEN OLDU... ÖLÇÜYE BAK DEDİM KENDİ KENDİME.. Her şeyden önce bu ayıptır.. Bu tavrın hangi İslami hassasiyet ya da etik anlayışla akrabalığı olduğuna ancak sizin vicdanlarınız cevap verebilir.. Onu ben bilemem...
Bunun dışında, yazdıkları ortada.. Var mı bunlarla ilgili bir yorumunuz? Buyurun koyun ortaya.. Ve bilin ki, MÜMTAZER'DE GEÇEN SÖZLERİN DAHA AĞIRLARINI BEN SİZE NECİP FAZIL'IN CÜMLESİ OLARAK GETİRECEĞİM.. Buyurun..
Emekli Albay 18 Ocak, 09:09
AFFINIZA SIĞINIYORUM, KUSURA BAKMAYIN AMA ANİ BİR KARAR VERDİM.. BEN SİZİ ARKADAŞ LİSTEMDEN SİLECEM.. Daha doğrusu listemde gerçek kişiliklerin haricinde kimse kalmayacak.. İnsanları veya grupları gizli gündemle itham edenler, önce kendileri gizlenmeyecekler.. Varsa söyleyecekleri bir şey, çıkıp erkekçe kendi özneleriyle konuşacaklar..
MÜMTAZER İLE İLGİLİ TARZINIZA ATFEN, ARKADAŞ LİSTEMİ ŞÖYLE BİR TEPEDEN TIRNAĞA GÖZDEN GEÇİRMEK İHTİYACI DUYDUM.. BANA BİRAZ AĞIR GELDİ BU TARZ.. MİLLETİN KARISINI KIZINI DİLİNE DOLAYAN ZİHNİYETİN HANGİ İSLAMIN HANGİ ÖZNESİYLE BAĞI VE AKRABALIĞI OLABİLİR... BUNA MI DÜŞTÜ, BUNA MI KALDI İŞ?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment