Ulkemizin her yani, acilarla yaniyor… Yananlar, “kuzularini” yitiren analar, babalarini yitiren evladlar, eslerini yitiren hanimlar; bunlarin haricinde “timsah gozyaslari” doken veya “aglarmis gibi” yapanlar var…
Kim bunlar?
Kucukten buyuge; gazete kosedarlari, birtakim dernek idarecileri, siyasi partiler, TSK tepeleri, hukumet yetkilileri ve “Devlet” denilen aygitin kimler ise idarecileri!
Su bir ay icinde kac vatandasimiz ve kac askerimiz, bahsettigimiz “aglarmis gibi” yapanlarca KATLEDILDILER!?
Gazetelerde yayinlanan Genelkurmay Baskanligi aciklamasina gore sayi belli, belli olmasina ragmen SORUYORUM: Kac vatandas-asker bu dunyadan koparildi?
Cunku bize YALAN SOYLUYORLAR!
Yuksekova’dan Irak’in kuzeyine giris yapan (20 Ekim’i 21’e baglayan gece), Oramer isimli mintikada pusuya dusurulen taburda KAC “ANA KUZUSU” KATLEDILDI; KACI AGIR YARALI; KACI ESIR DUSTU; butun bunlari, PKK-HPG’nin basin irtibat burosu sayesinde ogrendik… Devlet denilen aygiti yoneten kimlerse o REZILLER, millete yalan soylemeyi, cakali-fiyakali kelimelerin ardina saklanmayi tercih ettiler!
YALAN 1: “Kuzey Irak’tan gecip gelen PKK’li teroristler, onceki geceyarisindan sonra Hakkari Daglica’da siniri gecip kopruyu havaya ucurarak, piyade taburunun guvenligini saglayan boluge saldirdi.”
Dogrusu sudur: Irak’a guneyden (Irak’in da kuzeyinden) giren TABUR, Irak-Oramer bolgesinde saldiriya ugramistir; “guvenligi saglayan boluk” degil…
YALAN 2: “Sinirdan girerek kopruyu havaya ucuran teroristler…”
Dogrusu sudur: “Teroristler” siniri gecmedi; (22’si kaydiyla) hala da devam
YALAN 3: a: “Koprunun havaya ucurulmasiyla 13 askerimiz sehit oldu, 15 askerimiz yaralandi…”; b: “Koprunun havaya ucurulmasiyla 12 askerimiz sehit oldu, 16 askerimiz yaralandi…”
Dogrusu sudur: Bunun dogrusu yok!
Catisma esnasinda kac askerimizin katledildigi, kacinin agir veya hafif yarali oldugu belli degil. Abarti payini hesaplamak kaydiyle, fakat simdiye kadar Oramer catismasi hakkinda soyledikleri dogrulanan PKK-HPG basin irtibat burosunun aciklamasina gore, ilk anda 30’DAN FAZLA ASKER katledilmis ve katledilenlerden fazla yarali mevcut; bu mantikli, cunku o kopru bos iken havaya ucurulmaz, uzerinden sevkiyat yapilirken havaya ucurulmustur ve bir veya iki araba o esnada imha edilmistir ki kac asker tasidigini hesaplamak bile istemiyorum!
YALAN 4: “Bazi mensublarimizla irtibatimiz hala kurulamamaktadir!”
Dogrusu su: Internetin her an her seye ulasabilme imkani sayesinde, internet kullanicilari ve “Devlet” denilen aygiti idare
YALAN 5: “Sehid olan askerilerimiz sunlardir: 1……..; 2: Irfan Beyaz, Er,
Dogrusu sudur: PKK-HPG aciklayana kadar, Gaziantepli Irfan’in katledildigi, cetele tutan TSK tarafindan duyurulmus, hadise gunu ailesine bir subay, bir doctor ve saglik ekibi ile gidilmis, “oglunuz sehit oldu” denilmis, aile acilara sokulmustur! PKK-HPG aciklamasi ile de inaniyorum ki Antepli’nin ailesi sevince bogulmustur! Yasiyor ya, “esir” de olsa! Kendi mensubunun olu veya diri oldugunu bile bilmeyen bir komuta heyeti! Bu ise pusunun ve catismalarin “siddetini” gostermektedir.
YALAN 6: “Takip operasyonu karadan ve hava devam etmekte, kacis yollari top atesine tutulmakta, teroristlerin irtibat kurmalari kesilmektedir….”
Dogrusu sudur: Barzani temsilcilerinin, hadise sabahi TC Devletini uluslararasi kamuoyuna sikayet etmelerine sebeb olan, sinirdaki yedi koyun top atisina tutulma vakasi; isin daha da fecaati, saatlerce suren top atisina ragmen, Barzani’nin temsilcilerini yaptigi protesto aciklamasindan da bahsedildigi uzere bir evin tamamen yikilmasi haricinde mal ve can kaybinin olmamasidir!!! Yani, siz PKK’lilerin “irtibatini kesme” niyetiyle saatlerce gulle yakacaksiniz, bir nev’i intikan niyetiyle sinir koylerini top atisina tutacaksiniz, bir kisiyi bile olduremeyeceksiniz, nerde kaldi “irtibatlarinin kesilmesi”!!!
Bunu yaninda, sivrisinegi oldurmek icin top atisi yapmak gibi bir garabetdir bu vaziyet! Gerilla, nizami ordu gibi hareket etmez ve nizami ordu gibi sevkiyat da yapmaz; o halde bu top atisi bosuna gulle yakmaktan ve hirs ile davranmaktan baska nedirki?!
YALAN 7: “… kopruyu gecerken sinirdan gecen teroristlerin saldirisina…”
Dogrusu sudur: Koskoca Yuksekova Piyade Taburunu, ki “teroristlerle” mucadelenin Jandarma’ya birakildigi, Kara Kuvvetleri personelinin bu mucadeleye katilmadigi soylenirken hem de, bu piyade taburu gecerken, gecenin issizinda ve karanliginda, ne havadan ne karadan istihbarat calismasi yapmadik, oncu birlik gondermedik, dere tepe kolacan etmedik, koskoca bir tabun en az yarisi kopruyu gecip Irak’a adim atmis, orada bulunan 2000 bordo bereli ile bulusup, ani saldiri yapacakken, once koprunun havaya ucurulmasiyle dehset havasi estirilmis, ardindan da siniri gecen birlik pusu kapatilarak yogun atese maruz kalmistir! Bu isin aciklamasi budur!
Isin ozone gelirsek…
PKK-HPG’nin ateskes karari halen yururlukte bilindigi kadariyla ve buyuk olcude de buna uymaktalar; catismalar, sevk esnasinda karsilasilmasi veya gerillanin bulundugu bolgeye saldiri ile gerceklesmekte ve cikan catismalarda, TSK’nn aciklamalarina gore 3-5 askerin katledilmesi gerceklesmekte idi.
Fakat simdi, bu son hadise, gercekten de COK BUYUK bir hadisedir. Dile kolay Koskoca bir TABURA SALDIRILMISTIR; ustelik Irak’a girip baskina giderken basilarak! Bunun yaninda catisma devam ederken, gerilla o derece rahat hareket etmekte ki, yanlarina kadar gidebilmekte askerlerin ve esir alabilmekte ama TSK’nin yardimci kuvvetleri 12 saat sonra bolgeye “intikal” edebilmektedir!
2) Gectigimiz sene ve gectigimiz aylarda –tekrar- gundeme delen “profosyonel askerlik” statusu, elbette bu hadiseden sonra “dalgakiran” mahiyetinde tekrar ortaya atilacaktir; fakat bilinen bir husus var ki, TSK’nin iki sene once yaptigi aciklamada “asker sayisinin 2013 yilina kadar dusurulmesinin dusunulmedigi” soylenmistir; bu da su demektir, yukarida bahsettigimiz gibi, “dalgakiran mahiyetinde” konusulacak olan “profosyonel askerlik”, sadece konusulacak ama pratige yansimayacaktir. Bu sebeble, normal sartlarda 1’e 10 calisan gerilla, bizim gibi memleketlerde 1’e 15-20 gibi bir nisbetle calismaya devam edecek, “ana kuzulari” kasaplarin onune surulmeye devam edilecektir!
Tam bir katliam oldugu bu derece gizlenmesinden belli olan hadiseden sonra, memleket sathinda yapilan gosteriler, bir noktada, acziyetlerini gizlemeye calisanlarin “kedi pisligini ortme” faaliyeti olarak gorulse yeridir; fakat pislik pislik ile ortulmeye calisilmakta ve milletimiz Turk-Kurt catismasina dogru kaydirilmaya calisilmaktadir.
Bu nokta, oldukca hassas ve dikkat edilmesi gereken noktadir…
(Bu noktada, Cetemiz olarak cok ama cook kiymetli devletimizi uyararak, bir “provokator” nasil dusenebilir diyerek asagidakilerini yaziyoruz; aman ha yanlis anlama olmasin:)
1) Amaclanan (tabii ki cok ama cok sevgili devletimizce), bahsettigimiz gibi halk tepkisini TSK’nin beceriksiz kurmay heyetinden cekerek, PKK uzerinden Kurt insanimiza, derneklerine, vakiflarina yonlendirmektir; hatta Istanbul uzerinden misal vermek gerekirse, Kurt insanlarimizin gocederek kurduklari,cogaldiklari 1 Mayis Mahallesi (Mustafa Kemal Mhl.), provoke edilen insanimiz tarafindan isgal edilmeye cailsilmis fakat Cevik Kuvvet’in barikat kurmasi ile engellenebilmislerdir; ayni sekilde, Mersin’de birtakim mahallelere saldii tesebbusunde bulunulmustur.
2) Bu tip hadiseler, Devlet denilen aygiti idare edenler kimler ise onlar, Irak’in kuzeyine giris devam ettikce ve olmamasini istedigimiz “giris” gerceklestikden sonra daha da artacagindan, milletimizin Devlet denilen aygiti yoneten beceriksizler tarafindan provoke edilmeye calisilmasina ulkucusunden, akincisina, solcusuna, hatta asker ve polisine kadar SAMIMI VATANSEVERLERIN ENGEL OLMA FAALIYETINE girismesi elzem bir vazife olarak onumuze cikmaktadir, MESELA.
3) Bu, ayni zamanda “degisim” icin de oldukca “hareketli”, bu sebeble de “degisimci ajiteye” acik bir ortami getirebilir. Her gelen asker tabutu, BIRILERI TARAFINDAN, “degisime vurulan bir civi” olarak degerlendirilebilir, o askerin katledilmesinden, basta yukarida bahsettigimiz ve beceriksizlikleri ayan olan kurmay heyeti, ardindan bu kurmay heyetine baski yerine “Dolmabahce Protokolleri” ile rusvet veren hukumet sorumlu olarak gosterilebilir, cenaze toreni, milletimizin bir kismina yonelik “kin ve nefret tohumlari sacilmasindan” elden geldigince uzak tutulmaya calisilabilir, MESELA…
4) Ozellikle Ulkucu arkadaslar, cenaze torenlerinde inisiyatifi “asker-sivil idarecilerin ellerinden” alip, butun cenaze torenleri AYNI HAVA icinde gerceklestirebilir, MESELA; hatta bunun icin, her sehirde bir Komite (Sehid Cenazeleri Tertip Komitesi, gibi) kurup, butun torenlerin ayni havada sergilenmesini saglayabilirler, MESELA…
5) Torenler, “mesela”lar cevresinde tertip edilmeye baslandiginda, buna karsi cikacak olan ilk ekip Devlet denilen aygiti idare
6) Ozellikle Cumu gunune denk gelen cenaze torenlerinde ayri bir tatbikat yapilabilir mesela… MESELA, Cuma namazi sonrasinda cenaze toreni yapilacaksa, tabutun namazdan en az iki saat once camii onune getirilmesi, tabutla birlikte gelen Il askeri komutanlarinin, (polis sefleri de eklenebilir, mesela) kesinlikle Cuma namazi icin camiiye girmesi saglanmali, girmeyen olursa, cenaze torenine dahil edilmemesi dusunulebilir, MESELA…
7) Bu tip “mesela”li torenler gerceklestirilir ve tutulursa, daha ileri bir hamle yapilabilir, kayitsiz kalamayacak Kurt parti temsilcileri, vakif, dernek, basin temsilcilerinin daveti bile –askeri erkana tatbik edilen “Cuma namazi” sarti gibi- belli kurallar cercevesinde gerceklestirilebilir, MESELA… Hatta, su anda “utopik” olarak gozukebilen, bu “mesela'nin son asamasi cenaze torenleri kompozisyonu”, bir ileri hamleye de cevrilebilir, MESELA; son Yuksekova katliamindan sonra yaptigi aciklamada, “uzerimize gelerek hem Kurt, hem Turk insaninin olmesine ve halklar arasina irkci dusmanlik tohumlari atilmasina sebeb olan hukumet ve TSK” diyen PKK’nin temsilcileri (gelmeyenin cani cehenneme, denilebilir MESELA, cunku bu onlarin da son sansi olacaktir) –katledilen askerin KAN BEDELINI-DIYETINI odeyerek- katilabilir MESELA ve bu sekilde en basta kaldirilmasi gereken bir LESIN CESEDININ KALDIRILMA TORENININ adimlari atilmis, milletimiz, Turk, Kurt. Laz, Cerkez., Arap, Bosnak. Arnavut tum kavimlerden mutesekkil milletimiz, TEK BIR YUMRUK halinde, ESAS DUSMANA-HEDEFE yonlendirilmis olacaktir, mesela… “Bir yanda Ulkuculer, bir yanda Kurtler…” , MESELA…
8) Bunun icin siki bir faaliyet tablosu ortaya koymak, katledilen askerlerin “acisini ta icinde hisssetmek” ama bunu bir kavme karsi nefrete donusturmeyecek, asker katledilmelerinin onunu kesmek icin aciyi yutmak-unutmak, bu turden (veya benzeri) bir faaliyetin tum bu katledilmelerin onunu kesebilecek bir olusumu ortaya cikaracagina inanmak ve kaba, baska bir kavme karsi nefret yayan adi milliyetcilikten uzak bir samimiyete sahip olmak, bu turden vatanseverleri bulmak gerekmektedir, MESELA… Kitle psikolojisi gozonune alindiginda, “yigin”in “emre tabii” olma hususiyeti ortaya cikar; basit, tek kelimelik emirlerle kitle kolayca istenilen noktaya sevkedilebilir, diye yazar psikoloji esali eserler; “mesela”li torenleri gerceklestirecek olan insanlar, bunlardan veya sadece bu “ilke”den faydalanabilir ve koskoca kitleyi ISTEDIGI NOKTAYA agir ve yavas da olsa getirebilir, mesela…
9) Cenaze torenlerinin artacagi, kesin; bu torenlerin IC SAVAS icin malzeme olarak kullanilacagi veya bir kavme karsi nefret duygularini pompalama ve bunun da kendi gemilerini yurutme sevkinde olanlarin isi olacagi kesin; kim daa tettipli, kim daa duzenli kim daa curetkar okursa, kazanacak olan o olacaktir.
Utopik de gelse, bir provokator iste booole dusunur; aman uymayin haa!
En derin saygilarimla, hormetlerimle, arz ederrim, efenim!
OYLESINE LAF@
No comments:
Post a Comment