Thursday, February 03, 2011

“Tahayyul”de Sinir Yok Nasilsa!




Aslında hic haberim(iz) yok idi, ta ki, burada tanistiiimiz, "http://www.furkanfm.org/phpBB3/" de de yarenliie devam ettiiimiz Kenan beyle de ortak karsiliksiz seven bir gonuldasim haber verene kadar...

Kenan beyin bu sayfasinin linkini (http://www.facebook.com/photo.php?fbid=195650477116435&set=a.106720986009385.20874.100000144528493) gondermis bana, baktim, "resimüstü yazi" carpici, altta yazanlara baktim, biraz kopuk geldi, dikkat edince gordum ki Albay beyimizin bazi laflari var, onun laflari etrafinda donuyor gibi mesele biraz da, dondum gonuldasa, -aynen yazıyorum- "yaw tamam orda biseyler donuyor da simdi bu albay bize kus; kus olduundan da onun yazilarini goremiyorum, copy yapip gonderirsen bodoslamadan dalabilirim veya bakariz laflara katiliriz" dedim. Saaolsun o da gonderiverdi ve baktim.

Ama dediim gibi Albay bey bize kus:) niye kus olmus "facebook" gibi biyerde onu da anlamis diilim, "insanlar konusa konusa" demisler, konusmazsan kavga mi edeceksin yani, bakin simdi Engerek'oncularin sarildiii AHİM karari ne diyor, "demokrasilerde sok edici sozlere de katlanmak gerek", yani "tolerans" diyor, "hosgoru" gosteremiyorsan da "tolere" et yani, diil mi? (Bunu oraya asar miyim, yoksa kendi face'ime koyup ordan mi laflarim bilmiyorum simdilik)

Ama sunu sooliyim, "gercek isim olmayanlarla" konusmayacakmis, bahane bu idi; hadi eywallah, iii de niye "face'ini kapatiyorsun" o halde "konusmamak"ın ustunde niyetin mi var yoksa?

Ne yaptik yani?

"Basssutune komtanim!" demedik diye mi, "binbir face"ile dolasan -kulaklari cin cin cinlasin hergelenin- F.K. gibi diye? Komsu komsuya muhtactir yaw, surda "face komsuluumuz" var, don baba donelim'ci Metiner gibi libos bile olamayacak felan cikip laf yapiyorsun da biz "donmedik" diye mi yani mesele?
(http://oylesinelaf.blogspot.com/2010/01/bir-albayla-facelesme.html )

Bak yine aklima gedikce diyazem ihtiyaci hissettiren hikaye yani bu! neyse...

Haa, bendeniz ve Cok Kiymetli Cetemiz Efkari BUYUK DOGU IDEOLOCYASININ AZAD KABUL ETMEZ AZALARINDANIZ, bunu da bastan sooliyim de soran ve sorun olmasin soora....

&&&

Albayimin TAHAYYULU oldukca ilginctir; o ilgincliii burada da yapiyor ve Kuscubasi ile Said Nursi Efendi'nin bulusmasina bir "konusma balonu" ekliyor:

"-... "üstadım/kumandanım İsrail kuruldu gördün mü? Bu Sultan Hamit bunların olacağını bize söylediğinde inanmamıştık".. Eşref kesin şöyle bir cümle etmiştir; "üzülme üstadım, daha son sözü söylemedik..."

Simdi burada bahsedilen iki sahsiyet kim?

Biri Kuscubasi Esref; Teskilat-i mahsusa hakkinda en "canli" bilgileri anlatan "hatirasi"ni OSS'den, "Gehlen Teskilati"nin "katkilari" ile CIA'ye kivrilmaya calisan teskilatin "uzmanlarından" P. Stadford'a anlatan (bu "hatiralar" bu adam tarafindan kaleme alinmis, Alba yayinlari da "Teskilat-i mahsusa" adiyla basmistir seneler once, tavsiye ederin okumayanlar.) TM'nin Sultan Hamid'e isyan eden "komitaci" babalarindan biri...
Diieeri de sultana -o donem elbette- hic de iii bakmayan biri… (malum, "Yasasın zalimler icin cehennem" lafi da o donemde soolenmistir ve hedefi de Sultan Hazretleridir)

Ortak noktalardan belki en mühimi bu; ama ikisi de PISMAN sonradan, onuncun ruhlarini incitmeyelim keselim ama uzerinde durulmasi gereken -o donem kaydiyla- bir ZIHNI YAPI bu, diye isaretleyelim ve sonra, hayatlari boyunca da devam ettirdikleri ortak noktaya gecelim:

Ikisi de Kemal Pasa'ya dusman!

"Kuscubasi Esref" diye "bengu yyn"dan cikma bir kitap var, "Nutuk'dan tarih cikarmaya" calisan Mehmet Efe'nin kitabi, orada anlatilan Kuscubasi, Cerkes Etem, bize anlatilan-anlatilmaya calisilanlarda, hatta surada albayim tarafindan zikredilmeyen, ama Kenan arkadas tarafindan "bodoslama" olarak zikredilen taraflari...
Said Nursi Efendi'nin, meshur ama gizlendiii icun pek de bilinmeyen risalesi, "Sirr-i inna ateyna"... Uc Sufyani bahsi...

Ozellikle "UCUNCU SUFYANİ", Ustad Necip Fazil tarafindan hakkiyla damgalanmistir, "binlerle kalabalik tarafindan" kaldirilan cenazesine raamen: "KUFRE RIZA KUFURDUR!"

Onun aslinda "riza"dan baska bir fonksiyonu da yoktur gercekte; Ebedi Sef'in doneminde "aman agzimizin tadi bozulmasin" diye Milli Sef'in "susuturulmasinda" (ve bir rivayetde "sözde oldurulmesinde") payi vardir, yapilan KATLIAMLARDA payi vardir, "ordu"nun "susturulmasinda" payi vardir, ardindan Milli Sef gelir tek hamlede "get up!" der buna, cıtını cikarmadan gider, gittii yerde kendisini komunistler kullanir da haberi olmaz, o kadar da "siyasete uzak" yani, bahsettik ya, "aman agzimizin tadi bozulmasin" derdindedir, hatta ileri gidelim, "Kemal pasa olmasaydi, babaniz yorgi olurdu, hristo olurdu" deniliyor ya, bunu DEMEDEN DİYENLERİN ONCUSUDUR O "UCUNCU SUFYANI"... (Buraya kadar BD'den okuduklarimizi yazdik)

Kuscubasi ve Said Nursi Efendi...

Albayin soylettiii, "DAHA SON SOZU SOYLEMEDİK" lafi, aslinda kendisinin soylediklerinin (ve soolemek istediklerinin) TEMELI; bunu bize de baska vecheleri ile soolemisti. Bu lafi elbette su veya bu sekilde soylemis olabilir Kuscubasi, mumkundur, ama MUHAYYEL olan bir laf uzerine bazi seyleri BINA ETMEK ve "binaya kat cikmak" problemli olabilir.

"- Bu kadro koca imparatorluğun yerle bir oluşuna bizzat şahit oldu, yine önemli bir bölümü, İsrail'in kurulduğunu yaşarken gördü.. Ve bununla ilgili bütün ayak oyunlarını.. Eminim ki bu onlar için çok büyük bir acı ve utanç kaynağıydı.. M. Akif sık sık yurt dışına gidiyor.. Eşref uzun dönem yurt dışında dolanıyor.. Türk Hava Kurumunun ilk başkanlarından Hüsamettin Ertürk, Enver'in yurt dışına giderken teşkilatı kendisine emanet ettiği insan.. Mareşal Çakmak'ın durumu malum.. Önümüzde duran en keskin fotoğraf ise, İskilipli Atıf hocayı hiç suçu olmadığı halde darağacına gönderebilen iradenin Bediüzzaman'ı aleni yöntemlerle ortadan kaldırmaya cesaret edemeyişidir.. Yani her şeye rağmen yaşayan ve ayakta duran bir vicdan vardı.. Kuşçubaşı Eşref, hatıralarında, o dönemde dünyanın çeşitli yerlerinde teşkilata bağlı 30 bine yakın adam olduğunu ve bunlardan bir kısmının bulundukları yerlerde devlet başkanlığı mevkine kadar çıktığını söylüyor.. Teşkilatın arşivinin Genelkurmayda olduğu söylenir. Bu arşiv üzerinden ne yapıldı onu bilmiyoruz. Bir şey yapılmamış olsa dahi bunlar oturup çocuk torun severek vakit geçirecek adamlar değiller.. Bütün mesele gelecekle ilgili nasıl bir kurgu yaptıklarını doğru tahmin etmek.. Selman Kayabaşı'nın hayali teşkilatından bahsetmiyorum.. Bunlar vardı.. Anadolu direnişini ve o direnişin can damarı olan Karakol teşkilatını da hep bunlar organize etti.. Bunlar şu anda yok, toprak altındalar ama ektikleri tohumlar, yaşarken gördükleri filizler var.."

Akif'in niye yurtdisinda yasadiiii biraz malumdur: "Turkce Ku'an" ihanetine ortak olmamak kaygusu! (Damadi ve torunun yaptiklari ondan ayri ve pisliktir!)

Husamettin Erturk, su yukarida bahsedilen "irade"nin "tetikcisi"; Alevi-Hurufileri "devlete" sahip ciktiran-ilk olarak yamayan kafa! Ebedi Sefin hemen yamacinda olan biri...Enver Pasa'nin memlekete DONMEMESI icin lafi uzatip da uzatanlardan... Enver Pasa'nin "emaneti"nin icine "limon" sikanlardan...

Enver Pasa ise apayri bahis... Ustadin ifadesiyle, HAYALCI... Donemi bir dusunun... Ama donemi "o gun" olarak dusunun, bugunden "kurgu" yaparak diil. Bugunden bakarsaniz, eksik veya hatali yorumlar yaparsiniz, "o gun"den bakacaksiniz. Baktiiniz da goreceiiniz sey ise sadece su: HAYAL!

Reeel bir zemini olan hayal diil, basbayaiii, (belki yapip ettiklerinden dolayi ortaya cikan pismanlik icinde "bunu duzeltebilirim, bunu surdan soole yaparsam, surayi boole yaparsam" kurgusu icinde) bir hayal...

"Hindistan yolu"nun emniyeti ve Ortadoğu petrolleri temelinde ortaya cikan 1. dunya Savasi "duzenlemesi" icinde sana kim Turkistan'da "ihtilaller firtinasi" koparttirir? Kim, yikmak icin uurastiklari Osmanliyi birbaska sekilde tekrar "dirilmesi" icin sana kolaylik saalar?

Nuray Mert'in gecen gun yazdiii bi yazi vardi, "muhtesem yuzyil" dizisinden hareketle Necip Fazil'in "Kanuni bir mirasyedidir" lafi uzerinde kendi payina yontucu bir yazi... Tarihi, "tarihteki hadiseler" olarak kiymetlendirme HATASI yaparsaniz, Nuray Mert allame-i cihandir yani orda yazdiklariyla ve hatta Albayim gibi TAHAYYULU ZORLAYARAK da "senaryolar" yazabilirsiniz, ama HATADIR.

Tarihe, "hadiseler" nizaminda bakarsaniz, buna bir de az once bahsettiim "o gun'den diil de bugunden" bakarak bakarsaniz, mesela, -farz-i muhal diyelim-, ALLAH RESULU "MEVCUT MUESSES KUREYS NİZAMİNİ YİKMAYA CALISAN TERORİSTDİR" SADECE... Burdan "efdaliyet" meselesine girin, ne Dort Halife'nin "efdaliyeti" ne Asere-i Mubessire'nin efdaliyeti-mujdelenmesi, ne "ilk asir hayrlisi, sonra ondan sonraki, sonra ondan sonraki" diye Sahabe, Tabiin ve Tebe-i tabiin "efdaliyeti"; kuru sIkI ve hatta "Emevi tarihcilerinin-vak’anuvislerinin" uydurmasidir der cikariz. Tarih'de "efdaliyet" ne arar, diil mi? Siffin mesela, "saltanat kavgasidir" der cikilir... ALLAH MUHAFAZA EYLESİN!

Ustadin, "Kanuni mirasyedidir" demesi, KURDUGU İDEOLOCYASININ GEREGIDIR; "ask ve vecd devrinin yitirilmesi" der bunun sebebi olarak; tarih'e, sirf bir "bilim", "bati bilim disiplini altinda" bakarsaniz, "ask ve vecd"i kaldirip cope atar, Ustadin bu hukmunu de "romantik bir acelecilik" olarak niteler, "şairlerden bir sair" diyerek de "yaftalarsiniz"...

Akif sunu yapmis, Kuscu bunu, Resneli onu, Askeri otekini, Yakup her pustlugu, felan gibi "değerlendirmeleri" yapmak icin bile, Ustadin BIZE OGRETTIGI birseye mecburuz:

NEYE GORE?

Evet, "bir anne bile cocugunu paylarken" DİYALEKTİK oluyor, "kelimeleri, vurguları one - arkaya alıyorsa", bizim kiymetlendirmemiz de "NEYE GORE"nin cevabiyla olmali, diil mi?

Akif, Resneli, Askeri, Enver, Kuscu vs... Neye gore kiymetlendiriyoruz bunlari?

O iii, bu kotu, oteki eh ise yarar, su ise fena batmis at cope vs. laflarin ZERRE KIYMETI YOK; kiymetlendiren "olcu", NEYE GORE BAKTIGIN!

"Vatanlarını seviyorlardi, ona gore!"

Mesela bu bir "yanıtdir"...

Onun mudur diil midir bilemem ama malum kisiye atfedilen bi laf var, moda oldu, "MEVZUBAHS VATANSA GERISI TEFERRUATDIR!"

Hadi canim derim ewwela mesela bu lafa; ardindan da, zati "teferruat" olarak gorulduunden basimiza gelenler geldi diye eklerim! Bu kupkuru "toprak sapkinligi"dir, baska bisey diil! Hatta, NASYONALİZMİ DE GORMUS BULUNAN "TURKCULUK"un pohpohlanmasinin sebebi de bu: Kendi "sapkinlarini" olusturma! Veya "cemaatini"...

Su ENGEREK'ON SAPKINLIGI da bu "cemaatlesmenin" eseri diil mi? "

Biz burdayiz gitmeyiz/ bilmenne yapanın da a...." diye, "Dost Tarikati" veya "Dostlar Grubu" denilen "yapi"nin sarkiciliktan tepe yoneticiligine yukselmis ve Özkök'un (su "muhafazakarlar" arasinda cokca sevilen Ozal'in yanindan hic ayrilmadii icin adi "Özkösk"e cikanın) damadi olan sarkicinin yaptiii "sarki", 28 Subata adim adim ilerlenirken revac bulmamis miydi? "Turkiye Turklerindir" yazan FASİST OLIGARSIK yapinin gazatasi (Engerek'on diye isimlendirilen ama o sadece "tasfiye edilecek" olaninin adi, gercekte ismi "3000 AILE OLIGARSI"dir), "devlet gazatasi"dir; "türk" denilen ama ismi disinda turklukle alakalari olmayanlarin yonettigi bir "kuru toprak" sevdasidir yapip ettikleri...

Iste tam burasi, "ATSIZ"ın at kosturduuu yer!

Yagmur'a olan "vasiyetini" bilmeyen yoktur herhalde; "Turk" disinda HERKES AMA HERKES, irkina ve dinine bakmadan DUSMANDIR! Bosnak da, Cerkes de, Arapa da Arnavur da, Laz da, Kurt de ve benim Asil ve Ari Kavmim Cingene de! Atsiz'in yeri, Atsiz'la varilacak "yer" iste burasi; NASYONEL SOSYALIZM!

Aslinda, albayin yukarida bahsettiii, "Karakol teskilati", iste bu "Atsiz"in durduuu yerin de - o o kadar belirgin olmasa da- ONCUSU!

Niye?

GAYESİZLER!

Bir mefkureleri kalmamis, "elde avucta kalmis" olani ki BUNUN MUSEBBIBLERI DE KENDILERIDIR, BUNU HIC AMA HIC AKILDAN CIKARMAMAK LAZIM, iste o "avuc ici" kadar olan yeri elde tutma kavgasi veriyorlar... Yani su “kahramanlik” turkuleri!!! soyletilen seyin asli, kaybetirdiklerini kazanmaya calisma-uurasma-didinme meselesidir!

Bu birinci kavgalari...

Ikinci kavgalari da, "1925 IZMİR SUİKASTİ YALAN-DOLAN DAVASİ" ile birbirlerini yiyip diz cokturene kadar da kavgaları!

Kemal Tahir'in "Kurt Kapani" bunun hikayesinin ronamimsi hali, "Buyuk Efendi"nin, o hasmetli, bir emri ile isleri halledenin "acinasi" halinin, yaptiklarinin karsiliiini aldiii IBRETLI hikayesi...

Yani...

Su uzerinde gurultu koparilan "Istiklal harbi", "Kurtulus Savasi" denilen seyin asli astari TURK YUNAN SAVASI olduuu gibi aslinda PASALAR VE İT'CILERIN HAKIMIYET KAVGASIDIR!

Burada, facebook'da bir "face friend"in yayinladi, Kemal Pasa'nin, (Ermenilerin ve Fransızlarin ilk dava actiklari, Sultan Hamid'in el ustunde tuttuuu) Mutki Asireti Reisi, aslinda Dogu'nun Reisi Haci Musa Bey'e yazdiii mektublari... Okuyun orayi mesela, okuyun ve "durumu" gorun... Ki Haci Musa Bey, Erzurum kongresi ile olusturulan "kamuta kademesi" anlamindaki "HEYET-I TEMSİLIYE"nin de -hem de kendisi kongreye katilmamis olmasina raamen- azasidir! Sonra bu Haci Musa Bey ve ailesine KIM NE YAPTI, NİCİN YAPTI, HAAALAAAA YAPMAYA NIYE DEVAM EDIYOR, bunu da Buyuk ulema Google'dan search ile soruverin...

Bu devletin temeli, Harbiye Marsinda yazdiii gibi "kanla" ama irfansiz olarak, (niye, cunki NASYONEL SOSYALIST DAMARDAN beslenerek atildi), kuruldu!

Bunun en basta gelen sebebi, Ustad Necip Fazil'in bahsettiii, ASK VE VECDIN KAYBEDILMESİ, bunun "mirasyedlilige" yani "mevcudu koruma" ve "korurken aslinda gerileme"ye donusmesi; ama butun bunlarin ustunde, ask ve vecdin kaybedilmesinin ANA SAIKI, "Ideolocya Orgusu'ne Ek: Akıncı guc Kadrosuna Ithaf" kısmında yeralan "GUNEŞ YENILENMEZ; GUNESE BAKAN GOZ YENILENIR" bahsinin anlasilamamasi!

Bunun IHTIYACI hissedilmedi; birakin ihtiyacinin hissedilmesini, yoklugunun acisi dahi cekilmedi yaw! Ve acidir ama HALA DA OOLE!

Delili mi?

Kimse darilmasin ama "Konusma Balonu" dediim ve ardindan gelen bahsiler!
Aslinda soole demis olabilirler de boole demis olabilirler de su olmus olabilir de bu olmus olabilir de vs...

Yaw Allahaskina, MACI BASTAN KAYBETMISSIN, daha ne su iii oynadı da bu soole oynadı, hakem yamuk yapti da felan filan diiip duruyorsun!

Daha mı açık yazayim?

Kendini bir ideolocyanin hasrina sokmadan, girmeden, elinde PROJEN olmadan cikiliyor, Kuscubasi gibi bir SILAHSOR’DEN fazla ehemmiyetlşi olmayan, ustelik BU MEMLEKETIN BU HALE GELMESINE SEBEB OLAN “BASLANGIC CIZGISI” 1909’daki ULU HAKAN2’IN HALLI VE OSMANLI DEVLETININ FIILEN YIKILMASINA “BIATLI” BIRI-BIRILERINI “UMUT” GIBI GOSTERILIYOR, daha acik daaa ne yazayim?

Bu ideolocya da ISLAMI olacak elbette, hernekadar ideolocyanin "i"sinden bile habersiz de olsa "Nasyonel sosyalist" yani "Engerek'oncular", yani "Atsiz"da kalanlarin bir gayeleri vardi, bunun icun, harcanmayacak hicbirsey yoktu, "teferruatdilar zaten", ama buna KARSI CIKTIKLARINI SOOLEYENLERIN, "BIZIM MAHALLENIN" elinde ne var?

"Daha fazla demokrasi, daha fazla insan haklari, hosgoru, farkliliklari kabul ile birarada yaşama" bla bla bla vs...

&&&

Avf buyursun albayim, ona gecen seferde hem ben hem de diiier Cetedasim soolemeye calisti ama anlatamadik herhal, kabahat bizimdir muhakkak, yukarida verdiiim linkten okursaniz, bize de illa ve illa TAHAYYULUNU DAYATIYOR ve "Ustadin pisman olmus ama cirpinan TM'cilerle alakasi olduuunu, olmasi gerektiini" felan sooleyordu, aynen simdi yukarida sooledikleri gibi..


"- Bir şey yapılmamış olsa dahi bunlar oturup çocuk torun severek vakit geçirecek adamlar değiller.. Bütün mesele gelecekle ilgili nasıl bir kurgu yaptıklarını doğru tahmin etmek.. Selman Kayabaşı'nın hayali teşkilatından bahsetmiyorum.. Bunlar vardı.. Anadolu direnişini ve o direnişin can damarı olan Karakol teşkilatını da hep bunlar organize etti.. Bunlar şu anda yok, toprak altındalar ama ektikleri tohumlar, yaşarken gördükleri filizler var.."

Elbette "torun torbayla" uurasacak mizacta insdanlar diillerdir ihtimal olarak, ama KAFA YAPILARINI anlatmaya kalkistiiimiz (memleketi batirip, sonra kurtarmaya, bu arada da birbirlerinden kurtulmaya calisma zihniyeti) Kuscubasi "prototipi"ndeki TM'cilerden "GELECEK KURGUSU" ummak, acik yazmak gerekirse, TEKRAR BATMAK-MEMLEKETI BATIRMAK DEMEKTIR!

Ustadin anlattiii bi "olay" vardir, su "Mirasyedi Kanuni" hakkinda, bakiniz o bile (Kanuni) nelerin farkinda o haline raamen, Yeniceri'nin tekini goruyor, bir arabanin tekerleiinin tamir etmekle uurasiyor, men ediyor onu, ordudan mi uzaklastiriyordu yoksa, neyse ne, "ASKER ASKERLIK YAPACAK, BASKA İSLE UURASMAYACAK" demeye getiriyor yani, ama anlamadiim husus da iste bu, bize ne "TM'cilerin -velev ki pisman olsunlar- gelecek kurgulari"ndan, bize ne yaw?

YASATTİKLARİ "KURGU" BİZE KOSKOCA BİR İMPARATORLUUUN YOKEDİLMESİNE NEDEN OLMADİ Mİ? KENDİLERİNİN OLSUN "GELECEK KURGULARİ"!

Ustelik, "gelecek kurgusu"nu tekrar tahayyul etmek, yani hani boole birileri ortaya ciksa, varolsalar, (varlar mi yoklar mi bilemiyoruz, 'elma dersem cikin!' diyeyim de ciksinlar) boole boole, soole soole deseler de, YUZLERINE KAPIYI CARPMAK GEREK! Kanuni boole yapmis cunki!

Haaa! Varlar bunlar, biyerlerde bulusup konusuyorlar felan, o halde o zaman da İTAAT EDECEKLER, DEKLARE EDECEKLER, baska careleri yok! Muslim'in bir delikten iki defa isirilmayacaaii BILDIRILMIS, bir daaaa tongaya dusmeyiz!

&&&

Bakin isin en rizikolu tarafi da Albayin su soolediklerinde:

"- Tabi birilerinin aklına Ergenekon'u bunlar zannetmek gibi bir şey gelebilir.. Ergenekon denilen ucubenin bunlarla ilgisi yok.. Bir ilgi ve ilişki kurulacaksa, denilebilir ki, Ergenekon'u tasfiye edenler bunların mirasçıları olabilir.."

"Doneleri" yaziyorum tek tek:

1) "Karabekir'in "gurbuzler ordusu" veya "Yetimleri" var malum; Izmir Yalan-Dolan Suikasti Davasinda, mahkeme salonunda, bunlarin alanen mermi surme, tetik dusurmeler ile gozdagi vermeleri var. O davanin "nasil" bir dava olduunu biliyorsaniz, mesele anlasilmistir.

2) Merhume Munevver Ayaslı hanimin, "27 Mayıs'ı bu Yetimler yapti" demesi de var!

3) Bu "Yetimler" de malumualiniz, "sunnet"edilip, baba adi Abdullah, abdurrahman, abdulmuin diye kayda gecirilen Ermeni yetimler...

4) Bunlarin yaninda bir de Memduh Sevki'nin "Yetimleri" var; onlar da Azerbaycandan... Su anda bir tanesi, "Yetim"in oglu yani, GKB Istihbarat Dairesi basi, General Pekin...

5)Kuscubasi'nin ulkeyi Cerkes Etemle beraber yunanlilara -mecburen diyelim- siiinarak terketmesi ve akabinde "Cerkes Kongresi"ni onunla beraber toplamasi, Ankara hukumetine karsi "ayaklanma organizasyonu" ile uurasmasi, bazi kisileri-suikastcileri Ege'den ulkeye sizdirmasi, kardesinin de bu arada idam edilmesi vs... Kemal pasa ile aralarinin nasil olduunu buradan cikarin...

6) Ve o bir Cerkes! Engerek'ondaki "Cerkes Yapilanma"..?

7) TM'nin arsivi meselesi... GKB'de olabilir elbette ama tek orda olacaiini da dusunmemek gerekir; ciftliinde "torun-torba ile uurasan" Kuscubasi, kalkip da TEK bahsettiim Amerikaliya KONUSUYORSA, o "arsiv"den yani "kagit parcalari"ndan da onemli CAPCANLİ BELGELER ABD'NIN CIA'yi kurmasinda ve hatta "kontaklar" elde etmesinde kullanilmistir desek TAHAYYULDEN FAZLA bir laf soolemis oluruz!

8) Kuscubasi niye konustu ve gitti ABD'ye hem de konustu?

a) ABD'ye konusmadi!

b) 2. Dunya Harbi esnasinda musluman coorafya, (bir Milli Sefin diktatorluundeki burasi haric) Almanlarla kolaylikla MENFAAT ANLASMASI yapmislardir. Iste Efsane Kudus Muftusu! (Ve ve devamcisi yegeni merhum Yaser Arafat) Niye almanlarla isbirligi icindeydi? Filistin icin! Hatta meshur Bosnak Tugaylari da onun eseridir; "Sirp zulmunden kurtulmak" icin... Almanyanin ataklari muslumanlar icin esaretden kurtulma icin bir yol gibi gozukmustu; ve elbette Almanya yenildi, ama butun dis istihbaratin basi Dr. Gehlen, "komunizme karsi" ve "anavatani korumak" icin dunya uzerindeki butun "irtibatlari" ile OSS'ye gecti. Kuscubasi'nin "konustuuu kisi" de, herne kadar "Amerikali" ise de, bu anlamda "Alman"dir ve KONUSMAK ZORUNDA KALMISTIR!

c) Kuscubai'nin bahsettiii 30 binden fazla adam meselesi... Inaniyorum, vardir, hatta daaa fazladir belkide... "Yildiz Teskilati", "TM" vs... savunma ve kontrespiyonajla alakali calitilar; Mondros Ateskesi ile, bunlarin askeri ve burokraside gorevli olanlari geri donduler coounluu da olduklari yerde kaldilar bulunduklari yerdeki "yerel irtibatlari" ile, iste Suriye'nin, Irak'in, Magrib ulkelerinin ilk kuruculari, kurulusda etkili-yetkili olanlar bunlar...

Haaa! Suriye'nin Ankara'ya, "Allahaskina gel birleselim, federasyon mu konfederasyon mu ne istersen onu yapalim, birakma bizi yaban ellerde!" diye yalvar yakar olmasina raamen ANKARA'NIN SUFYANILERININ tas gibi katı ve duydusuz durmalari ile bosa cikan faaliyetleri... (Suriye'de bakilacak "aile", Azmogullari ailesi...) Ve elbette CERKES FAKTORUNU de unutmamak lazim... Urdun'e kadar, sonradan Ustadimizin "yakisikli orongotan" dediii Kasım ve Nasir'in Mısır-Suriye-Irak'da "birlesik arap devleti" (Baas Imparatorluuu) tahayyulu felan... "Gelecek tasarimi" olarak bunlar da vardi, "gecmiste"...

9) Arsivdeki "TM uyeleri" kisaca kullanila kullanila bir hal olmustur ecnebilerce, ama dikkat edin bir ESAS OGLAN olan Bizler kullanmadik!

Ve “Ergenekon'u tasfiye edenler bunların mirasçıları olabilir.” Lafina da mim koyalim.

&&&

Devam edelim:

"Abdulhakim Arvasi'ye, Şam'dayken "benim Türkiye'ye gitmem lazım" dedirten ve gitmeyin telkinlerine rağmen onun İstanbul'a gelmesini sağlayan, yani merkez noktada yığınak yapmaya sevk eden ve orada Necip Fazıl gibi bir deha ile buluşturan ruh ya da irade bizi ayakta tutan ruh ya da iradedir.. Büyük Doğucu arkadaşlar kabul etmeyebilir ve kızabilirler ama, Necip Fazıl'ın yorulduğu ve dökülmeye başladığı yerde ona al şu parayı borçları kapat ve devam et diyen irade de iddia ediyorum ki o iradedir.. Belki Seyit Ahmet Arvasi'yi Türkeş'in yanına gönderen ve Türkeş'e istikamet veren irade de o iradedir.. Yani eminim ki hiç boş durmadılar..."

Ustadimizin yasadiii donemde, partiler kurduuu, partileri yonlendirdii donemde, anlamlar simdi bugun anlasildii gibi diiildi. Yani o gun filanca adamla oturur gorusurdunuz mesela, o adamin MIT-IT-BIT olmasindan ziyade, adamin KOKLERI onemliydi; daha onemli olan ehemmiyeti yuksek UNSUR ise, o kisinin ULU HAKAN'A OLAN BAKİSİ! Yamuk olabilir daha onceden ama o donem "pisman" olmus olabilir, Ustad, onunla irtibat tesis eder ve ondan faydalanirdi, faydalanmaya calisirdi..

Iste Karabekir Pasa mesela... IT'cilerden, belkisi biraz fazla olacak ama "belki" Istiklal Mucadelesinin "esas beyni", Kemal Pasa'yi "prezente" eden biri... O olmasa Kemal pasanin isi zorunda zoru olacakti belki... Rahmetli Ustadimiz, Ebedi ve Milli Sefler devrinde kistirilan, ezilen Karabekir'e "gel ihtilal yapalim!" dedi!

Ayni sekilde, 27 Mayis’in "kudretli albayi" olan '78 "Beyannemesi"ni yazdırip millete beyan ettirdigi Alpaslan Turkes'e de "gel ihtilal yapalim!" dedi!

Ikisine de sooledi su: "Ordudaki, genclikteki "fizik" gucunuz sizden FIKIR BENDEN!"

Ama ne yazikki iki kisi de buna "evet" diyemediler; YA ANLATİLDİİİ, ANLATTİKLARİ GİBİ "KUDRETLERİ" YOKTU, o zaman da "vehmettirenler utansin" denir veya baska hesaplari vardi, bu "baska hesaplar" meselesini de fazladan acmaya gerek yok, sadece su yeter:

Hukumet "darbeleri" ile, hukumetlere "baski" tatbik ederek MEVCUT MUESSES NIZAMIN DEVAMINI, ONUN YIKILIP YERINE BUYUK DOĞU IDEOLOCYASINA BAGLI, ISLAMI, INSANI BIR DEVLET NIZAMININ KURUMASINA TERCIH ETTILER!

Iste meselenin ozu de burasi aslinda: Herkes maasaallah Ustadi seviyor, bulbul gibi siirlerini okuyor, lafi gediine koymak icin "mısralarindan feyz aliyor" ama onun SAHESERİM dediii, BUYUK DOĞU'NUN LIF LIF ISLENDIGI "IDEOLOCYA ORGUSU"NE HIC UUGRAMIYOR!

ORADA BAHSEDILEN "BASYUCELIK DEVLETI"NE HIC BAKMIYOR!

Ustelik ayiptır soolemesi, bunu da simdinin "liberal ("evrak tazmincisi"dir aslinda kendisi) tarihcisi", Cemil Kocak baslattiydi "Birikim" dergisinde, ayni onun gibi "ASLİNDA BUYUK DOGU'DA BAHSEDİLEN DEVLET DUZENİ BASKİCİ VE TOTALİTER BİR ANLAYİSTİR" deyorlar ya SASARIN ONLARA!

Yaw sooler misin bana hangi rejim “BASKICI” DİİL?

DEMOKRASI MI?

Ahanda bakin "ileri demokrasi" diye parmak ucuyla (benam: parmak ucu; be'nam: meshur) gosterilen Ingiltere'ye, ABD'ye bir bakin!

Bunlar diil mi, vatandaslarinin tuvalet edisini bile uydulardan seyreden, en "ozel bilgilerini" bile "kayda geciren", "ONLEYICI SAVAS DOKTRINLERI" icadeden!?

Demokrasi denilen YONETIM BICIMI (evet, demokrasi hatirlatalim unutanlara "yonetim bicimi"dir, essah olan "yonetici dusunce-fikir"dir ve acikca soolemek gerekir, "Demokratik Bicim" aslinda "totariter", "diktatoryal" diye kucumsenen, tu kaka yapilan "yonetim bicimleri"nden cok daha tehlikeli ve REZILDIR, cunki "maskeliyor, sakliyor" esas "dusunceyi") icinde NEYLE-HANGI DUSUNCEYLE YONETECEKSINIZ, asil mesele budur ama "aslinda Buyuk Dogu'da bahsedilen devlet duzeni baskici ve totaliter bir anlayistir" diyerek guya demokrasilerin "ozgurlukcu" olduunu YAYMA REZILLIGINE ORTAKLIK yaptiklari gibi, milleti KANDIRMAK gibi bir haysiyetsizlikde de bulunuyorlar!

Yaw su "daha dazla ozgurluk" laflarini sooleyenlere sormak lazim, "nereye kadar?"; evet "nereye kadar ozgurluk"? Milletlere, Demokrasi'nin, "milletlerin encamlarinin tayin hakki vardir" denilerek '945 Sanfransisko anlasmasi ile DAYATILMASINA DA MI kafaniz hic basmiyor?

Niye bu dayatmayi yapiyorlar?

Niye bunu Batili "efendiler" yapiyorlar?

Bizi cok mu sevdiklerinden? Yalta'da, Malta'da DUNYAYI PAYLAS, kendi tarafina dusene DEMOKRASIYI DAYAT, veya bunu DEMOKLESIN KILICI gibi kullan ama kendi icinde IKI PARTIDEN BASKASINA HAYAT HAKKI TANIMA!

Ulaaaaaaaaaa ABD'de '80'lerin ilk yarısına kadar "united state"in nasil bir zorbalikla "korunduundan", o parmkla gosterilen demokrasinin siyahlarin, Kırmızi Derililerin, liderlerini nasil yokettigini, kac tane "State"in AYRILMA KARARINI santajla, baskiyla geri aldirdiiini, yani bizin Vural Savasın deyimiyle "MILITAN DEMOKRASI" haline donustuunu biliyor musunuz? Onu bırakalim, "Kralice'nin Adamlari"na bakalim, Irlanda ortada, hindistan ortada, girdii yerde olusturduu "BUYUK ACLIKLAR" ortada... Bu mu demokrasi? Bu mu "ileri demokrasi" ve "daha fazla ozgurluk"?

Ve, "aslinda Buyuk Dogu'da bahsedilen devlet duzeni baskici ve totaliter bir anlayistir" de bir de UTANMADAN ha!

Pekala, “senin” “baskici olmama sinirin” nereye kadar? Yaw lugatlerde “sinir-hudud” diye bir kelime var Allah askina yaw, yani herseyin bir “hududu” var, “daha fazla demokrasi”nin bile bir “hududu” var, aninda “MILITAN DEMOKRASI”, “demokrasinin kendi savunma hakki” dedikleri REZILLIGI ortaya cikariyorlar, gormuyor musunuz da hem de “yonetim bicimi”ni “yonetici dusunce” gibi ALGILAMA SAFOSLUGUNA dusup, “BD aslinda totaliter bir sistemdir” deme kurnazligini sergiliyorsunuz? Ayip yaw!

“Baskici” misi de bunlar “daha fazla ozgurluk”den yana olanlarmismis!!!

Bir muslimanin 24 saati KURAL VE KAIDELER ICINDEDIR ve modern zaman insanina gore de o KURALLAR BASKICI-TUTUCUDUR! “Daha fazla ozgurluk” derken neyi kastediyorlar bu muslumanlar o halde?

Kimsenin “dini” durumu bizi ilgilendirmez, ama Teleon’da (Uzanlarin Özal’la birlikte ortak olarak kurduğu Star’in “ikinci ozel kanali”dir) geceyarisi, “kirmizi nokta” isaretiyle “Aerobik” yapmaya baslayan bi “dansoz yasemin” vardi, “sex club” muzikleriyle “aerobik” yapardi, alni secdeli Ozal’a da “ayiptır yaw, aile var, bu kadar da olmaz” dediklerinde, “EFENİM MEMLEKETTE OZGURLUK VAR, İSTEMEYEN ZAP YAPAR!” demisti!

Haklilar yani, “daha fazla ozgurluk, daha fazla demokrasi”nin anlami “ZAP YAPMA OZGURLUGU” OLUYOR MEMLEKETTE, kim bahsini eder o zaman Buyuk Dogu’nun, diil mi?

&&&

Gelmisken gecmeyelim dokunmadan, albay Ozbek’in su lafi:
“-.. Türkeş Özal'a mektup yazıp da "sayın cumhurbaşkanım Irak'a girmemiz bize 50 yıl kazandırır, kamuoyunun baskısı altında kalmayın, girin.." dediği günlerde ülkücüler sokakta başka şeyleri dillendiriyorlardı..”

Birincisi, “kamuoyunun baskisi altinda KALMAYIN” demek, ANTİDEMOKRATLIKDIR, aslinda da demokrasinin gercek yuzudur. Ne anlatilir, “demokrasilerde halk dernekler, teskilatlar ile “sivil baski olusturur” ve yonetime katilim saglar, diil mi, demek ki, Turkes “salla gitsin onlari Sayın Ozal!” demis oluyor. Turkes’e (ve Ulkuculuge) uzak biri diilim, azbiraz da yaptiklarini “anlarim”, Ustad irtibata gecmis ise bir musbetlik gordu ki gecti yani, ama bu demek diil ki, “kor oldu, badem gozlu oldu” sarkisini soyleyecegim, asla ve su yukarida yazdigim “Turkes demokrat diiildi” lafim da GERCEGİN TA KENDİSİDİR! Ben de diilim :) Yani her “antidemokrat” Engerek’oncu veya pisliin tekidir demek diildir. Hatta merhumun sevdiim bi lafi da vardir, “tam da yeridir” yani, “NE MOZAİGİ LAN!” demistir ya, AYNEN OOLE; ayni “algi”, “fikir”le mi dusunuyoruz, arada farkliliklar var diye dusunuyorum ama “anadolu”ya “HALKLARIN-KULTURLERIN MOZAİGİ” demek BATILI KAFA SAHİBİ OLMAKTIR ki, merhum Turkes’in hic de oole olmadigini biliyorum.

Ikincisi, ‘91’deki “Korfez Harbi”, bizim klani toplayip Beyazid’a cumaya gitmistik hatta 25 Ocak ‘91’deki ilk protesto mitinglerinde, IRAK’A DESTEK OLMAK ICIN SLOGAN ATMISTIK ULKUDASLARIN DA OLDUGU TOPLULUKDA, gerci ikinci hafta birinci haftanin hincini almak icin saldiran polisin hismina uuuruyorduk ama kurtulmustuk :)

Evet, Turkes de karsiydi saldiriya, ama Albay Ozbek’in dedii de var ortada, o halde “is musgil oldu” yani!!! Bizim icun diil elbet… Biz HAKLIYDIK ve KAZANDIK ozaman, Irak’a girme telesinda olan Ozal denilen “ZAP DEMOKRATI”nin bugun Irak’în ve bolgenin yasadiklarini 20 sene once yasatmasina ENGEL OLDUK!

3 MART TEZKERESINE DE ENGEL OLMUSTUK, ooole bi kabahatimiz de var, ekleyeyim…

Irak’a saldiri BOLGESEL DİZAYN icindi; zamanin Genelkurmay baskaninin itirazi da ORDUNUN HAL-İ PUR MELALİ nedeniyledir, baska bisey aramamak lazim ardinda… Bugun bile milyarlarca dolarlik silah alimlarina ragmen Ordu’nun “en guclu ordu” olma vasfi olarak ortaya atilan “SAYICA KABARIKLIGI”, yoksa SAVAS YETENEGI DİİL! En son savasi ki onun da nasil olduğunu bilmeyenler bilenlere sorsun ’74 Kibris Harekati, , 40 sene once, siz bu orduyu “test” etmeden nereye gidiyorsunuz Allah askina yaw! Buyrun iste ABD’de de durmak zorunda kaldiydi diil mi, o zaman “kimin elinde patlayacakti” is?

Ama surasi kesin, Ozal’in o tavri menfiligi bir yana dis politikadaki ataleti, evet efendimciligi, bir kenara atti; “hareket” getirdi. Biz buna karsi diiliz, karsi oldugumuz HATALI POLITIKA! Ve ne garip diil mi, “daha fazla demokrasi.. daha fazla insan haklari… komsularla sifir politika’cı” olanlar diyelim, Ozal’in bu Irak’a girme HAYALINI, Turkes’in de “giriniz efenim, kamuoyunu takmayin, onlar bagirir, cagirir oturular nasilsa” demesini İLERİ GORUSLULUK OLARAK ONAYLIYORLAR!!!

Gelelim asil meseleye, “Abdulhakim Arvasi'ye, Şam'dayken "benim Türkiye'ye gitmem lazım" dedirten ve gitmeyin telkinlerine rağmen onun İstanbul'a gelmesini sağlayan, yani merkez noktada yığınak yapmaya SEVK EDEN” lafina…

Bir bu eksikti! Bize Ustad’i “pismaniye olmus TM’cilerle iliskili” dayatmasi, burdaki arkadaslara da Efendi hazretleri’nin ( Li Kulli Emrin Fehim) TM’cilerle “irtibatli” ve hatta onlardan emirli olarak İstanbul’a gelisi HIKAYESİ!

Ustadimizin “O VE BEN”ini, “TANRI KULUNDAN DINLEDIKLERİM”ini okuyan birisi boole laflar etmez! Efendi hazretleri SON HALKADIR! Evet, milli mucadeleye destek olmustur, destek olmasinin sebebi de LAİK SOSYAL HUKUK DEVLETI KURULSUN DİYE DİİLDİR, Sultan Vahiduddin Han’in da nasil bir aci icinde oldugunu da bilendir, milletin mucadelesi HILAFET VE SALTANATIN MERKEZINI KURTARMAKDI, Ankara’da “laik devlet” kurmak diildi, iste bu noktada basta bahsettigim Cerkes Ethem ve Kuscubasi’nin Ankara karsiti fiiliyatlari da baslar, neyse uzun mesele keselim.

Hele, “Necip Fazıl'ın yorulduğu ve dökülmeye başladığı yerde ona al şu parayı borçları kapat ve devam et diyen irade de iddia ediyorum ki o iradedir..” lafi KIZDIRICI bir lafdir, Ustadi HIC AMA HIC ANLAMAMAK DEMEKTIR!

ADAM, “tabutumu tasiyacak dort adam” cikacak mi diye dur durak bilmeden uurasiyor, memleketi hallac pamugu gibi atiyor, birileri de cikmis, “yoruldu, dokuldu!” diyor!

EDEP YAHU EDEP!

Olurken bile uzerinde –sizlerin lafini bile etmediginiz- malum 5816’dan cezasi vardi; yaninda bulunan “devlet hizmetli”lerinin ondan gizlice, “yaslidir, gozleri de gormuyor, sekeri de cikti, yataga bagli yasiyor, cezasini avfedin” YALTAKLANMA DİLEKCESİ bile “Devlet Baskani” Evren tarafindan, “BIZI GOZLERI DEGİL KAFASI İLGİLENDİRİYOR, O DA TAKIR TAKIR CALISIYOR!” denilerek REDDEDİLMIS BIR ADAMA, kendi “saplantısını”, tahayyulunu “inatla” dayatmak icin “dokuldu… yoruldu” de!

“Paraverip borcları kapattirmislar”mis “pisman TM’ciler!!!

“Parabazdi” imasini bi kenara koyalim ama hem kendisinin hem de “tanıdıklarinin” “paraya tavri”na dair onca anlattiklarina bakmak bile bu “tahayyulu cope atar!”

Cebindeki tum parayi, neredeyse bir aylik ev masrafi parasini, Konyali’da yemek ve bahsis olarak dagitip, evine de “basin karti” ile donevilecek kadar PARAYA TAHAKKUM EDEN BİRİDİR O YAW!

Taksiye binip “dosdogru git!” deyip kilometrelerce ayni hizada giden, sonra da, “simdi de don geri!” deyip ayni noktaya gelip cuzdanindaki bütün parayi taksiciye verip evine yine “basin karti” ve yayan gidebilecek kadar PARAYA HUKMEDEN BİRİDİR O YAW!

( Bu hususu –yazdiklarina binaen- Kenan beyin tahkikini de arzularim aslinda, o bir avuc kagir paranin “bahsis” niyetine kendisine verildigi garsonla, “git ileri- don geri” ile cuzdanini bosalttigi soferin o gun acaba hangi yakininin hastane masrafi, ev kirasi, Pazar parasi eksikligi vardi, ona bir bakilmali! Ona “alem” olan sıfat, “USTAD”dir, bosu bosuna verilmemistir!)

Aslinda gorulduu gibi is donup dolasip MADDECİ-SATIHCI bir noktada kaliyor…

FIKIRDEN BAHSEDEN, BUNUN GEREKLİLİGİNDEN BAHSEDEN YOK; varsa yoksa “aletler”, “mekanizma” uzerinde laf ustune laf yiginagi!

Isin daa da “acayip” tarafini sooliyim mi?

Yine de, onca “yukaridaki laflarina” raamen albay Ozbek “fikir” diyor, ondan bahsediyor; eh yani iste o zaman da varin siz dusunun hal-i pur melalimizi!

BM@