Saturday, December 30, 2006

SADDAM HUSEYIN SEHID EDILDI




Saddam Huseyin
...

Irak'in, Islam aleminin YIGIT ve KAHRAMAN neferi, tum muslumanlari asagilarcasina bayramin birinci gunu idam edildi...


Saddam Huseyin, SEHID oldu!..


Soylenecek kelam yok...

Butun soylenecekler, onun idam sehbasi karsisindaki serefli, haysiyetli DURUSUNDA zaten var!

Yapacak cok is var!


Ailesine, Irak'in direnen yigit halkina, savascilarina, boyle bir onurlu Lider'e sahip olduklari icin
tebriklerimizi arz ediyoruz.


OYLESINELAF@

BEKCIMURTAZA@

ARADABIR'CI@

(AVCI@)


(AVCI@ arkadasimizin "isleri" sebebiyle aramizda bulunamamasindan oturu imzasi tarafimizdan atilmistir.)

Sunday, December 24, 2006

TUSİAD'IN CALISMA GRUB UYELERI (2006)



TÜSİAD KOMİSYONLARI VE ÇALIŞMA GRUPLARI


Ekonomik ve Mali İşler Komisyonu

BAŞKAN Ömer Aras

Vergi Çalışma Grubu


Sedat Eratalar

Bankacılık Çalışma Grubu


Dilek Yardım




Dış İşleri Komisyonu

BAŞKAN Cem Duna

Dış Ticaret Politikaları Çalışma Grubu


Hasan Bengü

Yabancı Sermaye Çalışma Grubu


Till Becker

ABD Çalışma Grubu


Ümit Boyner




Yurtdışı Tanıtım Komisyonu

BAŞKAN Ümit Boyner




Parlamento İşleri Komisyonu

BAŞKAN Pekin Baran

Siyasi Kriterler Çalışma Grubu


Can Paker

Kamu Yönetimi Çalışma Grubu


Yılmaz Argüden

Kamu Alımları Çalışma Grubu


Şafak Alpay

Etik Altyapı Çalışma Grubu


Barbaros Çağa




Sanayi, Hizmetler ve Tarım Komisyonu

BAŞKAN Agah Uğur

Finansman Modelleri Çalışma Grubu


Agah Uğur

Çevre Çalışma Grubu


Musa G. Eroğl

KOBİ Çalışma Grubu


Mehmet Ali Babaoğlu

Tarım ve Gıda Çalışma Grubu


Aziz Köseoğlu

Enerji Çalışma Grubu


Arnold Hornfeld




Şirket İşleri Komisyonu

BAŞKAN Ali Kibar

Rekabet Çalışma Grubu


Kemal Erol

Fikri Haklar Çalışma Grubu


Meltem Kurtsan

Perakende Sektörü ve Tüketici Hakları Çalışma Grubu


Nurdan Tümbek

Finansal Raporlama Çalışma Grubu


Cansen Başaran-Symes

Kurumsal Yönetim Çalışma Grubu


Korkmaz İlkorur

Şirketler Hukuku Çalışma Grubu


Şefika Pekin

İş ve Yatırım Ortamı Çalışma Grubu


Cansen Başaran Symes




Sosyal İşler Komisyonu

BAŞKAN Arzuhan Yalçındağ

İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu


Gülden Türktan

Eğitim Çalışma Grubu


Nuri Çolakoğlu

Sağlık Çalışma Grubu


Ethem Sancak

AB Sürecinde Kadın Çalışma Grubu


Feryal Menemenli




Bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu

BAŞKAN Ayça Dinçkök

Bilgi Teknolojileri ve Telekomünikasyon Çalışma Grubu


Lütfi Yenel

Girişimcilik ve Yenilikçilik Çalışma Grubu


Tuğrul Tekbulut




Meslek Örgütleriyle İlişkiler Komisyonu

BAŞKAN Bülent Akgerman

Friday, December 08, 2006

"KUCUK KABALA SOZLUGU"


10 Sefirot: Ruhun 10 özelliği

125 Seviye: Egoist özelliklerin değişimi ve üst dünyaların edinilmesi, mutlak özgecillik. Beş temel seviye vardır ve dünyalar denir. Her dünya 5 ana Partzufimden oluşur. Her Partzufimin içerisinde 5 kategori vardır ve bunlara Sefirot denir. Toplam 5 dünya x 5 Partzufim x 5 Sefirot = 125 seviye.

620 Seviye: Ruhun arzularının düzeltilmesinin dereceleri.

600,000 Ruh: Yaratılan tek ruh olan Adem’in parçacıkları.

6,000 Yıl: Hz Adem’le başlayan dünyadaki ruhların düzeltilmelerinin süreci. BYA (Beria, Yetzira, Assiya)

7,000 Yıl: Atzilut dünyasının seviyesi.

8,000 Yıl: Partzuf SAG’ın seviyesi.

9,000 Yıl: Partzuf AB’ın seviyesi.

10,000 Yıl: Partzuf Galgalta’ın seviyesi.

1995: Bu yıl itibariyle insanlarda maneviyatı edinmek için bir arzu başlayacak.

Adam: Genel ruh, yaratılan esas varlık.

Adam Kadmon: İlk dünya, genel ilahi takdir.

AHP: Yaratılandaki istemek arzusu, ruh

Alıcı (Kli), Yaratılan: Haz duyma isteği.

Altıncı His: Ruh, özgecil olma arzusu.

Ari: Aşkenazi Rav İshak’ın kısaltılmışı (1534-1572). 16.yy’da modern kabala metodunun geliştiricisi.

Arzunun Beş Seviyesi: Yaratan’ın yarattığı varlık 5 seviyeden oluşan bir arzudan ibarettir.

Assiya: Bizim dünyamızı da içeren en alt seviyedeki dünya.

Atzilut: Kontrol ve ıslah dünyası.

Baal HaSulam: (Yehuda Leib Alevi Ashlag’ın ikinci ismi (1885-1955) – üst dünyaları edinmenin metodolojisinin yazarı, Zohar kitabının ve Ari’nin tüm yazılarının yorumlayıcısı.

Beria: Özgecillik dünyası.

Bilgi: Algılanan gerçeğin etken ve etkisini bilmek.

Bina: Yaratılandaki özgecil karakteristik.

Birinci Kısıtlama: Egoistik arzulamanın durdurulması.

Bizim Dünyamız: Perde olmadan ki duyarlık.

BYA: Beria, Yetzira, Assiya (ruhun etrafındaki dünyalar)

Dalların Dili: Bizim dünyamızın dilini kullanarak üst dünyaları anlatmak.

Duran, Büyüyen, Yaşayan, İnsan: Arzunun 4 seviyesi.

Dünya: Yaratılanın kendi halini algılayışı.

Egoizm: Kişinin kendisi için arzulaması/ niyet etmesi.

G”E: Özgecil arzular.

Gimatria: Islah edilmiş arzuların sayısal değerleri.

HaVaYaH: Yaratılanın oluşmasını sağlayan direkt ışığın 4 safhası.

Hayat Ağacı: Ari tarafından 16 y.y.’da yazılmış ana kabala kitabı.

Haz: Işığın verdiği his.

Islahın Sonu: Adem’in tüm arzularının ıslahı.

İç Işık: Ruhu dolduran ışık, arzu, yaratılan.

İkinci Kısıtlama: Almak arzusunu kullanma yasağı.

İnkarnasyon: Ruhun ıslahı.

İradenin Özgürlüğü: Yaratan’ı edinmeyi sağlayabilecek tek ilahi güç.

Kabala: Yaratan’ın yapısını olan özgecilliği edinmek için uygulanan bir metot.

Kabalacı: Kabala metodunu kendisi üzerinde edinen kişi.

Keter: Yaratılandaki özgecillik arzusu.

Kli: Yaratılandaki haz duyma arzusu.

Kli’nin Parçalanması: Özgecil amaçlı niyetin yitirilmesi.

Klipa (çoğul, Klipot): İlahi gücü kendi arzuları adına ve başkalarının aleyhine kullanmak niyeti.

Malkut: Yaratılandaki haz duymak arzusu.

MAN: Islah edinmek arzusu.

Manevi Dünya: Özgecil olma arzusunda hissedilenler.

Maneviyat / Ruhanilik: Özgecillik prensibi.

Manevi Yükseliş: Özgecillik özelliklerin gelişmesi.

Masah: Anti-egoist güç, haz vermek niyeti, özgecillik.

NaRaNHaY (Nefeş, Ruah, Neşama, Haya, Yehida): Yaratılandaki beş ışık.

Nefeş: En az edinilen maneviyat, yaratılandaki en küçük ışık.

Neşhama: İkinci derecenin ışığı.

Niyet: Arzunun kişinin kendisi için yada bir başkası için yönlendirilmesi.

Özgecillik / Vermek: Karşılıksız vermek niyeti (kime yönelik olursa olsun).

Partzuf: 10 Sefirottan oluşan ruhani nesne.

Perde: Anti-egoist güç, haz verme niyeti, özgecillik.

Putperestlik: Olan herşeyin Yaratan’dan/ İlahi Güç’ten kaynaklandığını algılayamamak.

Rabaş: Rav Baruh Şalom Alevi Aşlag’un kısaltılmışı (1906-1991), Merdivenin Basamakları adlı kitabın yazarı – insanın maneviyata yükselişinin detaylı anlatımı.

Rashbi: Rav Şimon Bar Yoha, Zohar’ın yazarı (M.S. 3. y.y).

Ruh: Üst güce benzerliği edinmek arzusu.

Ruhani Gen (Reşimo): Farkına varılmamış özgecil hal.

Saran Işık: Yaratılana girmek isteyen ve egoist arzuları özgecil arzulara çeviren ışık.

Sonsuz Dünya (Eyn Sof): Işığın sınırsız olarak alınabilmesi.

Talmud Eser Sefirot (TES): ("On Sefirot’un Kitabı"), Baal HaSulam’ın kitabı (20. yy), kabala öğrencilerinin ana kitabı.

Üst Dünya: İnsanın kendi özgecil olma arzusunda hissettikleri.

Üst Işık: Özgecillikten edinilen haz.

Yansıyan Işık: Yaratan’a benzer olmak niyeti.

Yaratan: Özgecillik, özgecil olmak arzusu.

Yaratılan: Haz duyma arzusu, Galgalta.

Yaratılışın Kitabı (Sefer Yetzira): M.Ö. 18. yy dan bir kabalistik kitap.

Yaşayan Ruh: Biyolojik bedenin hayat gücü.

Yehida: Yaratılan en yüce ışık.

Zeir Anpin (ZA): Yaratılandaki küçük hal.

Zohar Kitabı (İhtişamın Kitabı): Evrenin erdemliğiyle ilgili yazılmış bir kitap (M.S. 3. y.y).

(Kabala'nin Gizli Bilgeligi" isimli kitapdan aktarma)

Bektaşi Urbasındaki Sebataylar ve Mum Söndü

Her alanı kontrol etme hırsındaki Sebatayların pek çoğu (güya) ihtida ederken en rahat hareket alanı sunan Bektaşi toplulukları içinde gizlenmeyi tercih etmişler, bir tasavvuf, sevgi, insanlık yolu olan Bektaşiliği de deforme etmişlerdir. “Ali-siz Alevilik” gibi yaklaşımlarda bunların rolü olduğunu düşünüyorum. Provokatif olaylarla sürekli beslenen Alevi-Sünni gerilimi de Sebatayların kullandığı malzemelerdendir.

İnsan ve dost canlısı, kalender bir İslam yorumu olan Türk Aleviliğini toplumun diğer kesimlerine karşı geren Sebataycılar mezhep endeksli cepheleşmeyi sürekli körüklemişlerdir.

Son yıllarda güç kaybeden Sebataylar ülkenin kaderine hükmeden stratejik noktaları tutmakta zorlanmaktadırlar. Kara Türklerin her alanda artan etkinliğini ve uyanışını kıramamaktadırlar. Buna çözüm olarak Alevilere yatırım yapmaktadırlar.

Yorum farkından dolayı dini duyarlılıkları daha az olan Aleviler laik-çi cephenin ana malzemesi olarak sunulmakta; körüklenen düşmanlıklarla bu kesim Sebataycıların etki alanında tutulmaya çalışılmaktadır. Her türlü milli, dini gelişmeye muhalefet etmede, Bektaşileri öne süren Sebataylar gerçekte kendi politikalarını uygulamaktadırlar.

Nüfus artışında ciddi problemler yaşayan, kendi gençlerini Türkiye’nin hayati müesseselerine yönlendirmekte ve oralarda tutmakta sıkıntı çeken ve bu nedenle sürekli mevzi kaybeden Sebataylar bu açıklarını Alevi kesimle ve kontrol edebildikleri diğer kripto ecnebilerle doldurmaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle Alevi vatandaşlarımızın devletin en kritik kurumlarına girmeleri ve oralarda tutunmaları için yol açmaktadırlar. Ne var ki Aleviler de Anadolu evladı ve Karatürktürler. Bu nedenle Alevilere güvenin ve dayanmanın bir sınırı vardır. Hassas kurum ve kuruluşlarda en tepe noktalara kendileri yerleşirken Alevi kökenlileri ancak bir noktaya kadar çıkartmakta, oradan öteye yol vermemektedirler. Böylece hem en tepeleri tutmaya devam etmekte, hem de altlarını boş bırakmamaktadırlar. Yani Alevileri dolgu malzemesi olarak kullanmaktadırlar.

Sabetaycı Yahudiler Alevilerin içine 19.-20. yüzyıldan itibaren sızmış, Alevilerin güvenini kazanarak temel öğretilerini değiştirmiş, Alevilik tarihi kitapları yazarak Aleviliği mecraından saptırmışlardır. Alevi gençlerin pek çoğunu kültürel değerlerinden kopararak rijit, protest birer ateist haline getirmeyi başarmışlardır.

Toplumda yanlış olarak Bektaşilere mal edilen “mum söndü” olayı da aslında Sebataylara ait dini bir ritüeldir.

“Dört Gönül Bayramı” veya “Mum Söndü” diye de bilinen Kuzu bayramı 22 Adar'da (Mart) yapılır. Her sene kuzu eti ilk defa bu bayram münasebeti ile ve hususi merasimle yenir. Bu merasimde en aşağısı ikisi erkek ikisi kadın olmak şartıyla evli dört kişinin bulunması lazımdır. Bu çiftlerin sayısı artırılabilir. Kadınlar iyi giyinmiş ve süslenmiş oldukları halde sofra hizmetinde bulunurlar. Yemekten sonra biraz eğlenilir ve muayyen zamanda ışıklar söndürülerek karanlıkta kalınır... Bu bayram vesilesi ile doğacak çocuklar bir nevi kutsiyeti haiz tanınırlar.” (Gövsa, Sabatay Sevi, S. 64) Ilgaz Zorlu da “toplu seks ve mum söndü olayının Tanah'taki birtakım dualardan kaynaklandığını” vurgulamakta, (Zorlu, Evet Ben Selanikliyim, S.51), hatta; “bazı Sabataycı din adamlarının Lut örneğinden hareketle ensest ilişkiyi meşru kabul eden kararlar verdiklerini” ifede etmektedir. (Zorlu, a.g.e.S.62)

“Mum söndü”yü Sebataycılar “Sevi Mesih”in gelmesi için dini bir rükün olarak yapmaktadırlar. İnançlarına göre günahlar ne kadar yayılırsa kurtarıcı Mesihin gelmesi o kadar kolaylaşacaktır. Bundan dolayı ahlaksızlıkların ve dejenerasyonun arkasında bu kesim bulunmaktadır.

Alevilik İslamın bir yorumudur. Gerçek dedeler Hz. Ali evladıdırlar. Dedelerin soyları yakın zamana kadar tutulmakta ve bilinmekte idi. Ancak son 100-150 yıldır Sebataycıların bu kesime yönelmesinden sonra bu silsilede de karışıklılar olmuştur. Pek çok Alevi derneğinin başına, Bektaşi tekkelerine dede olduğunu iddia eden Sebataylar geçmeye başlamıştır.

Aleviler inançları ve gelenekleri ile oynanarak istismara açık hale getirilmişlerdir. Alevi kardeşlerimizin; inançlarını tahrip ederek kendilerini toplumun diğer kesimleriyle kavgalı hale getiren yabancı unsurlarla mücadele etmeleri, istismar edilmekten kurtulmaları ve gerçek Aleviliğe yönelmeleri gerekmektedir.

Kaynak: Yusuf GEZGİN


Serh:
Alevilik, ya
ni “Anadolu Aleviligi” denilen sazli-sozlu Hurufiligi “Islamin bir yorumu” saymasi haricinde itiraz noktasi olmayan bir yazi; “Sabatist sizma” ancak boyle “Islami yorumlara” sizar, bun da burada gorduk… Bir ilave de yapmak isterim; Bu hurufistler ile Sia’nin “galat” olanlarinin uzerinde “galat”liklarina yolacan, Sabatayist degil Yahudi tesiri vardir. Sapla saman karistirlmasin diye eklmek istedim.
OYLESINELAF@