Sunday, March 20, 2011

Libya Saldirisi: Havlu Atmak ve Sistemin Catlamasi!




Bugün, 19 Mart 2011 tarihinde, 2003'un 19 Mart'ından, Hacli Siyonist Haydutlarinin, arkalarina aldiklari DOMUZLAR DIKTATORYASI karari ile Irak'a saldirmasinin sekizinci senesinde, Haydutlar guruhunun tefessuh etmislikte misli gorulmemis olanları, Libya'ya "hava harekatina" basladi...

Bu saldiriya Almanya katilmadigini, saldiri kararina da çekimser kaldigini ozellikle belirtmisti; saldirinin hemen ardindan Rusya Disisleri Bakanligi sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç de, "Bir dizi ülkenin hava kuvvetleri, 19 Mart'ta Libya'ya karşı askeri eylemlere başladı. Moskova, bu askeri eylemi üzüntüyle karşılamaktadır" aciklamasinda bulunarak, satir arasinda bu saldirinin icyuzunu ortaya koydugu gibi Rusya olarak saldiriyi tasvip etmediklerini gösterdi.

Nedir satirarasi bilgi?

BM Genel Kurulunda alinmis bir karar ve Rusya da bu Domuzlar Diktasi'nin kurnaz bir diktatoru olmasina ragmen, ABD, Italya, Fransa ve Kanada'dan olusan "saldiri koalisyonunu", "bir dizi ulke" diyerek desifre etti!

Bu aslinda, -"eksen kaymasi" dedikleri noktada-, "kayanin" sadece bizimle ilgili olmadigini, ortada "birlesmis bir milletler toplulugu" olmadigini (kalmadigini), uzerinde mutabik kalinmis bir "milletlerarasi hukuk rejimi" olmadigini da ortaya koyan içeriden bir itirafdir.

Kaddafi'nin, gectigimiz hafta yaptigi aciklama ile, batili sirketlerin, Almanya haric olmak uzere Libya petrolunu unutmasi gerektigini ve bundan-krizden sonra anlasmalari Brezilya, Rusya, Hindistan yani "BRICS ulkeleri" ile yapacaklarini aciklamasi, Almanya ve Rusya'nin kararda cekimser kalmasinin ve saldiriya katilmayip "uzuntulerini bildirmelerinin" sebebi; fakat bu sebebin de ardinda-ustunde gorulmesi gereken ise Domuzlar Diktasi'nin CATLADIGI!

Avrupa Birligine "posta koyan", Israil'e "kapat ceneni" diyen AKP ve "sifir sorunlu bolge-komsuluk" pesinde kosan ve ustelik AB ve ABD'ye karsi "alternatif" olarak BRICS'i telaffuz edip duran TC'nin saldiriya karsi tavri ne?

Su:

"- Libya'ya askeri müdahale dünya kamuoyunda da yankı buldu. Türkiye, gelişmeleri yakından takip ettiğini bildirirken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'la görüştü ve "BM kararının uygulanmasına önem veriyoruz" dedi

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin, 1970 ve 1973 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarının, Libya halkının selametini gözeten bir anlayışla uygulanmasını teminen "gerekli ve uygun gördüğü ulusal katkıları getireceğini", gerekli hazırlık ve çalışmaların, sivil ve asker makamlarla birlikte eşgüdüm içinde yürütüldüğünü bildirdi.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'un, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu arayarak, Paris'te bugün yapılan toplantı hakkında bilgi verdikleri kaydedildi.

Görüşmelerde, Davutoğlu'nun, Türkiye'nin en başından itibaren Libya'daki sivil halka yönelik saldırılar karşısında gösterilecek tepkinin ve takınılacak tavrın uluslararası meşruiyet zemininde, bölgesel katılım ve destek sağlanarak gerçekleştirilmesini istediğini, temel amacın, sivil halka yönelik şiddetin önlenmesi ve sivil can kayıplarının durdurulması olması gerektiğini belirttiği ifade edildi."

Ve ustelik su da var:

"- Türkiye, 1970 ve 1973 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarının, ebediyete kadar dost kalacağımız kardeş Libya halkının selametini gözeten bir anlayışla uygulanmasını teminen, gerekli ve uygun gördüğü ulusal katkılarını getirecektir. Bu doğrultuda gerekli hazırlık ve çalışmalar, sivil ve asker makamlarımızla birlikte eşgüdüm içinde yürütülmektedir."

Anlami nedir bunun?

Cesaretsizlik, atalet, miymiylik, tenakuz vs...

Turkiye, Libya'daki çatisma esnasinda hem devlet hem de direniscilerin muhatap aldigi, her ikisiyle gorusmelerde bulunan, arabulucu tek ulkeydi; "kredi" harikaydi kisaca.

Kaddafi'ye "cagrilarda" bulunurken, direniscilerle de silah tedariki dahil her hususu kapsayan gorusmelerde bulunuyordu, fakat, Fransa'nin, Sarkozy'nin ulkemize yaptigi bir gunluk calisma ziyareti ile "aktif" hale gecmesi, Turkiye "arabulucu rolu"nu surdururken, bir kisim direnisciyi Paris'de kabul edip, ne olacagi belli olmayan (aslinda belliydi, Kaddafi bastiracakti biraz uzun ve kanli da olsa isyani) isyanin liderlerinden bir grubu "Libyanin mesru hukumeti" olarak ilan edip tanimasi, "ara bozuculuk" oldugu gibi Turkiye'ye edilmis buyuk bir hakaretdi.

Fransa, "aktiflesmis" ve BM'de "saldiri karari" cikartmak icin faaliyete baslamisti.

Turkiye ise... OTURUYORDU!

Fransa'nin lokomotifliginde BM'den karar cikti dun gece ve Turkiye, bu kararin cikmasinin da kendi haysiyetine saldiri oldugunu (oyle temenni ediyoruz ki) farketmeden bunu da kabullendi.

Kisaca, Fransa ve BM karar ile Turkiye'ye hakaret etti ve buna ragmen "sıfir sorun" isteme "yumusakligindaki" Ahmet Davudoglu komutasindaki TC AKP hukumeti, bugune kadar butun yapip-soylediklerini tek bir hamlede siliverici bir sekilde yukaridaki aciklamayi yaparak HAVLU ATTI!

Bir Almanya, bir Rusya kadar bile olamayip, "uzuntuyle karsiladik" diyerek olumsuzlama icine bile GIREMEDI!

Yazik!

Bakin bu mesele o kadar ince bir mesele ki, yukarida bahsettik, Domuzlar Dktasi catladi, ortada "milletlerarasi hukuk rejimi" diye bir seyin olmadigi cikti felan dedik, yani GUCLU OLAN, HUKUKU TAYIN EDIYOR, Libya'ya karsi alinan kararin aynisini TC icin de alabilmenin yolu acilmis oldu...

Ateskes kararini bitirmis bir PKK, onumuzdeki surecte "Botan"da "serhildanlara" ve "ozerk bolge" faaliyetine baslayip "oz savunma gucleri" ile siddet uygulamaya basladiginda, misal olarak, sehir savaslari, ilce savaslari basladiginda, bunlarin televizyonlardan dunyaya nasil yayilacagini, yansiyacagini bir dusunun?

120'den fazla ulkede 50 dille faaliyetde bulunan PKK, olan-biteni "ic savas" gibi gosterirse ne olur?

BM'de alinan karar hakkinda konusan Kaddafi, isyancilarin elindeki bölgelere askeri saldırıyı sonuna kadar savunmaya devam edip, Obama'ya, "bazılarının silahla ABD kentlerini ele geçirdiklerini görseydiniz ne yapardınız?" diye soruyordu...

Sorusunun cevabini bombalarla aldi!

Veya gectigimiz senelerde Fransa'da meydana gelen "varoslarin isyani"...

Kimsenin aklina BM'yi toplamak felan gelmedi!

Ama goruldugu uzere, Libya'da, hemen hersey bir anda oldu bitti!

Bugun hava saldirisi, yarin da belki kara harekati...

Yarin, farz-i muhal bahsettigimiz "serhildan" ve "oz savunma" meseleleri sebebiyle Fransa yine bir BM karari aldirip "ucusa yasak bolge" ilani isteyemez mi vatanimizin dogusunda?

Kimse hayir demesin; kim diyebilirdi, magrip ulkeleri birdenbire bu hale gelecek diye, kim tahmin ettiydi, "eksen" degil SİRAZENIN KAYMASINI ve BRICS'in "guc" olarak ortaya firlamasini...

TC'nin, BM'nin Libya karari ve saldirisi hakkinda soyledikleri (aslinda boynunu egmesidir bu) hem hakareti kabul etmek hem söyledigi herseyi cope atmak hem de ilmigi kendi boynuna gecirmek anlamindadir.

TC'nin yapacagi tek hareket, saldiriyi kinamak, sadiriya karsi "cephe" olusturmakdir.

Basina "saksi" niyetine yerlestirmediyse eger o sahsi oraya, Islam Kalkinma Orgutu-Ihsanoglu'na direktifler verip "kararlar" aldirmak, Avrupa Birligi'nin Libya hakkinda karar almasina, "Libya, Avrupada degil" diye karsi cikan Almanya'yi yanlarina cekip, gerekirse "göstermelik" de olsa (ki, bolgede bir Birlesik Arap Ordusu adi altinda, degisik ulkelerden bir "ordu" kuruldu ve ilk faaliyeti de gectigimiz gunlerde Bahreyn'in daveti ile o ulkeye girmekdi) bir "ordu"yu Misir uzerinden ve Kaddafi ile anlasarak veya anlasmayarak Libyaya gondermekdir. Ki, Kaddafi, bu asamada bunu kabul etmekden baska birsey yapamaz!

Bolgenin, bolge icinde "YENIDEN DIZAYN EDILMESI"nde onculuk yapmak...

Ama bunun icin de "demokrasi" lakırdısından baska bir seye ihtiyac var.

PROJE!

Ne AKP'de, ne "stratejik derinlik" de ne de TC'de bu yok!

Yeni bir dunya kuruluyor, bu artik apacik ortada...

Bu yeni dunyada ya parya olacaksin, ya usak olacaksin ya efendi!

Elinde bir projen yok ise, ilk ikidesindir ancak ve TC AKP hukumeti, 1000 yillik devlet tecrubesi mirasina ve yabancisi olmadigi BUYUK DOGU IDEOLOCYASI-BASYUCELIK SISTEMI PROJESINE ragmen, birincilige cikmayi birakiyor, "usak ve parya" rolunde kalmak icin kendini zorluyor!

Yazik!

OYLESINELAF@

20 Mart 2011. 00:00