Sunday, July 29, 2007
“SAĞIR ODA” VE “KURTLAR VADİSİ”; “AVANAK MÜSLÜMAN AVI”
(Bu yazı, okundugunda da gorulecegı uzere bayagi eski bir yazı, neredeyse 6-7 ay evvel CETE SEFIM'im zorlamasi ile yazılmıs bir yazi... "Gonder bana Yuzbası!" dedi ve gonderdim. BM@)
Kalemimizden sürceceklerden şimdiden affola diyelim...
Konumuz bizim Avdetilik dedigimiz, ama “Sabataycılık, Sabatayistler, Sabatiler, Dönmeler” de denilen, muzir ve dogal olarak da “günah kecisi” bir hal alan, eskilerin deyimi ile “meraklı” bir mevzuu… Meraklı bir mevzuu olduğundan da “müşterisi“ çok; talibin çok olduğu yerde de “arz“ bol; haliyle de sap ile samanın karıştıgı, karıştırıldığı, bunun da coğu zaman bilerek yapıldığı bir alan... Bu işlerin kotarıldığı yer, bilindiği gibi internet; orada pişirilip, efsaneler üretilip ardından da kitap haline getirilip milletin önüne konuluyor... “İnternetde bazı forumlarda tartışılan...” diye bir de ba(ş)lık atılıyor... Gören de zannediyor ki, bu “tartışma“ denilen şeyde iddialar doğrulanıyor!.. Ama ne gezer!!! Hataları ve maksadları (internetde belli forumlarda beş senedir “cetemiz” tarafından) yüzlerine vurulmasına rağmen, iğrenc gayeleri için yalan yanlış laflar piyasaya çıkarılıyor. Bu piyasaya çıkarılan kitapları da biliyorsunuz; megolaman, sizofren Yalçın Kuçük ile Soner Yalçın’ın “ekip“ çalısması ve onca ağacın kesilmesine sebeb olan, adamın kafasına atsan kıracak kadar kalın kitaplar...
“Müşterisi bol“ dedik ya, onun için de bu kitaplar, konusu itibariyla, “çok satan kitaplar listesine otomatik olarak giriyorlar… Sadece “Efendi-1“ isimli kitapdan Soner Yalçın’ın kazandığı para 500 bini (500 milyar) geçiyor; varın siz bu piyasada dönen “paranın“ miktarını!.. Yeri geldi bir parantez açıp yazalım; konumuzla da alakalı. Bir kitapdan tonla parayı cebine indiren S. Yalçın, malum bir de “Kurtlar Vadisi“ denilen, bazı şeyleri güzel güzel bazı şeyleri de kötü kötü anlatan, Batılı dille “kült dizi“ haline gelmiş, mafya dizisi dense olur, derin devlet dizisi dense o da olur velhasıl nereye konulacağı seyredene bağlı “şey“in de, cok afilli bir ünvan olsa gerek, “konsept danışmanı” idi!!! (Gözümüz yok ama, buradan ne kadar “götürdü“ varın siz düşünün!!!) Bu dizi malum “masum“ bir şekilde (“masum”dan kastim, bayağı bir mafya dizisi gibi baslamasıydı, yani bol bol adam öldürülüyor, racon kesiliyor felan.) Ama sonra bi baktık... Siyon Tarikatı, Masonlar, Sabatayistler cirit atmaya başladı!? Hatta hatırlarsınız, çocukların “küstüm sana!” diyerek kaşlarını masuscuktan çatmasına benzer “kızgınlık!!!“ bakışı ile odasında bulunan tablolara dik dik bakmıştı “kimlik krizi“ne girmiş Polat Alemdar! Tablolardan biri Fatih Sultan Mehemmed Han’ın, surlardan Akşemseddin Hazretleri ve ordusuyla giriş sahnesi, diğeri de “Obeliks”, yani Dikilitaş’ın resmedildiği, arkasinda da Sultanahmet Camii’nin bulundugu tablo... Hani U. Eco’nun kitabında “Obeliksler” ile Siyon Tarikati arasında bir bağ kuruluyor ya, bizim akl-i evveller de (bu S. Yalçın oluyor), Fatih Han’ın bu obeliksleri yıktırmaması, bunların devamlı resmedilmesi üzerinden (olmayan akıllarıyla) akıl yürütmelerde bulunmuşlardı. Hatırlıyorum, bunlarin iğrenç planlarını ortaya koydukları forumlarda, Fatih Han hakkında ne kadar kanalizasyon malzemesi hurda varsa, bir bir döktürmüşler, onun “hristiyan bir kadının çocuğu” olmasında tutun, Papayla metuplaşmalar yapan “gizli hristiyan” olduğuna kadar bütün rezilliklerini sergilemişlerdi. (Cevaplarını da vermiştik doğal olarak.) Dikkat edin bütün bunlar bizim “milliyetçilerin ve müslümanların“ ağzı açık ayran delisi gibi seyrettigi “Kurtlar Vadisi” içinde gerçekleşmişti!.
Bu “dizi“ bittikten sonra da “Sağır Oda“ başladı... İlginç olan, S.Yalçin ve Yalçın Küçük’ün “bilimsel Sabatayist kriterlerinin” tam göbeğinde duran bir isme sahip (“-öz“ var, “-er“ var, daha n’olsun!!!) Cüneyt Özdemir ile birlkte bir şirket kurarak bu diziyi çekmeleri... “Danışman“lıktan aldığı az geldi demek ki, şimdi de kendisi kendi şirketi adına çekerek “malı“ tamamen götürmeye niyetlenmiş, derler bu duruma... (Bu arada, “Kurtlar Vadisi” malum Osman Sınav’ın bir yapımı olarak başlamişti ama sonra birden bire “Pano Film“ adına çekilmeye başlanmıştı, O. Sınav da ayrılmıştı... Bu konuda bir hayli dedikodu mevcut ama iki taraftan da ses çıkmadığına göre, bizi ilgilendirmez, değil mi!?)
“Sağır Oda“... Bu dizide de “Hançer Birliği” isimli, Rusya’daki Türklerin, Almanlarla daha doğrusu NAZİ’lerle ve onların güdümünde kurdukları bir “secret order“ yani gizli bir cemiyet var; bu Birlik, savaştan sonra NAZİ altınlarını gizleyi üstleniyor ve bunu da tabii ki ve elbette Türkiye’de yapıyorlar... Dizideki karakterlerin isimlerine bakıyorsunuz, felaket Türkçü ve tabii ki “tarikatci” olduklarını gösteriyor. Ama “modern aile“ tipine de uygunlar; “viskimi de içer, namazimi da kılarım”; böyle bir aile... S, Yalçın’ın bu aileyi eninde sonunda, kıyısından kösesinden Yahudilik veya Avdetilik’e bulayacağından şüphelensek de, bu önemli değil... Önemli olan, bu ülke içinde ““alternatif bir siyaset” kurmak isteyip de ABD hegemonyasindan kurtulmak isteyecekelerin “NAZİ sever“ ve “Hançer Birlik’ci“ gibi bir etketlenme ile karşi karşiya bırakılması! Eski Sovyet artığı bazı devletlerde yapılan “turuncu-muruncu devrimleri” yapan “Galiçya Birliği”ni CIA’nın uşağı olarak göstererek de, ABD’nin hegomonyasından kurtuluş yok, demeye getiriyor! Peki çare ne oluyor!? SY, bu konuda çok pratik canim..
“Oğuz“ isimli, her haliyle tiksindirici, dini hafife alan, apişarasında “hassas“ ama “derin devlet“den biri; “Aras“ isimli “vatan millet sevdalisi”, özel istihbaratçı biri; herbi ”seyden” anlayan ve hatta “özel ekip“ bile kurabilicek kadar “derin” bir prof.; “Zahid” isimli bomba yapımının uzmanüstü uzmanı ve “özel teşebbüse” silah karşiığı “hizmet“ eden bir “Hizbullahçı“; işte bunların hepsinin “vatan, millet için“ aralarındaki anlaşmazlıkları bir kenara bırakip bir araya gelip “iç ve diş hainlere” ve hatta “devlete sızmış hainlere” karşi mücadele etmesi!... Evinde “Teşkliat-ı Mahsusa“nin arması basılı çay fincanlar kullandığı iddia edilen S. Y.den daha ne beklenir ki!?
Şimdi başlayan “Kurtlar Vadisi-Terör“ de aşağı yukarı ayni şekilde bir senaryo üzerine kurulacaktır muhakkak; Avdetiler ve Yahudiler işin içine kuşkusuz girecek, Eh doğal olarak “ey ehl-i iman! Kalkın!” denecek...
Dikkat ettiyseniz, Avdetilik meselesini ele alip, iyi de dünyalık kazanan SY’nin elinden çıkma bu dizilerin üçünde de kavga-gürültü var, derin devlet var ve bütün bunların yanında da “kötü” taraf olarak Avdetiler var! Yapılmasi istenen olarak da “uyanın ve kalkın ey Ehl-i iman!” lafı var!
SY böyle söylüyor da YK arklı şeyler söylüyor!? Ne münasebet canim, ne münasebet!..Ta, hani şu suç üstü yapılan astsubayları savunmak için net, açik konuşmaya başladı, ta evvelden beri “Halaskaran Grubları“ndan, 1,Savaş esnesinda kurulan “Edirne Muhtar Cumhuriyeti”ndan bahsedip, “kuva-yı milliye“ gerekliliğinden felan bahseder.
Sonra çıkar tv’lere, hatta müslümanların gazete ve dergilerine “Sataycıların komplosn”ndan bahsedeo; bilinen aliler üzerinden, onların “selam” verdiği ya da oturup çay içtiklerini bile Sasataycı yapar, “meraklı” mevzulara meraklı milletimizi ağzı açık bırakır! Ardından da patlatır: “İslam’daki İbrani tesir...” Gıkınız çıkamaz, çünkü şaşkoloz şaşkoloz dinlemiş, bütün “adımlarına“, ““vah canına!” hayretiyle yaklaşmıssınızdır.
Kendi ifadesiyle (burada soyleyelim ki, bu itirafda katkımız büyüktür) ana tarafından Fransız işbirlikcisi ve “İbrani“ bir cedde sahip olan, şimdiki GKBaşkanı Büyükanıt ile de “akraba“ oldugunu söyleyip, bu akrabalık sebebiyle onun da kökünde “Sabati”lik olduğunu vurgulayan, Uğur Mumcu’dan devraldığı “bayrak” sebebiyle devletin neresi olduğu belirsiz bir yeri ile temasda bulunup, işlediği suçun ondabirini işleyenleri senelerce içeri tıktıkları bir ortamda, başina “kötü“ şeyleri geleceğini düşünüp önce Paris’e tüyen, orada da PKK ile devlet arasında köprü olup “devletin bir yeriyle“ işbirliğine devam eden, gittigi yerde, “ben buraya Kürt aydınlanmasını gerçekleştirmek için geldim!”diyerek havalanan, daha evvelinde,doğuda katledilen müslümanları örnek göstererek “PKK, Jakoben bir harekettir, devrimcidir, gericilere nasil davranılması gerektiğini Devlet PKK’dan öğrenmeli“ diyerek vahşi ve barbar yüzünü gösteren, “28 Şubat’ın mimarı“ ve “İmrali sürecinini mimarı“ diye övülmeyi ve övünmeyi pek seven, Doğan Avcıoğlu’nun “yamağı”, memleketi “baskıcı bir diktatörlükle” yönetmek için askerle birlikte darbe yapmayı planlarken tufoya gelen beceriksiz ve sizofren Yalçın Küçük ile; Doğu Perinçek’in rahlesinde yetişen, bugünkü “28 Subatçılar”ın öncüsü Binbaşi C, Ersever’in “itimadını” kazanmakla ise başlayan, ardından “Aydınlık“ dergisinde bir sürü “eline verilmiş belge“yi piyasaya vermekle görevlendirilen, orası artık kesmeyince YK’nın yanına geçen, ardından, nasıl bir siyasi istikrarsa, Doğan Holding’e geçen, “burası CNN; Türk’ünü atın!” denilen yerde “siyasi danışman” gibi “cukka vermek için“ uydurulmuş olduğu belli bir koltuğa sahip olan, ne yaptığını yukarıda kısaca yazdığımız, Doğan Avcıoğlu’nun yeğeni, “Teşkilatci tripleri”ndeki SY’nin “Ey ehl-i iman! Vatan elden gidiyor. Kalkın! Birleşin!” vaveylasına ne cevap vermeli!?
Şunu bilmeli ki, ortada giden bir vatan yok! Evet bi şey gidiyor; bunların, hadi fazla uzatmayalım, milletin ensesinde su kadar senedir boza pişiren iktidarı gidiyor; koltuklarını kaybedecekler ya, onun için “Sabatay komplosu” kurarak, “ahmak müslüman avına” çıktılar (biraz da buldular tabii) böyle vaveyla koparmalarının sebebi bu! Onun için de “dizilerde“ müslümanı, solcusu, dinsizi, türkcüsü biraraya gelip vatanı kurtarıyor yollu senaryolar yazıp duruyorlar!...
Giden “benim vatanım” olmadığından, umurumda değil; hadi kendin kurtar, gücün yetiyorsa! Başka kapıya, başka kapıya!
BekciMurtaza@
Bekcimurtaza1@yahoo.com
Saturday, July 28, 2007
Secimi Anlayamayanlara Muhtasar Aciklama
Secim bitti ama tartismasi hala devam ediyor benim sevgili vatandaslarim…
Internet ise daha bir alem…
Misyoner okullarindan, bilhassa Amerikan misyoner okullarindan ve onlarin “gayri muslimler Islam alfabesini ogrenmekte zorlaniyorlar, izin verin de onlara okullara acalim ve ilim irfanlarini arttiralim!” diyen Amiral Bristoldan bahsederek, USA’nin Ermeni “ayaklanmasinda”ki rolune dikkat cekip, simdi AKP’nin iste bu hain muttefik USA ile isbirligi yaptigindan dem vurup vatani boldurtmeyiz ulaaaa!!! diye –affedersiniz- boguruyolar… Memlekette 70 sene “Kizil Sultan” diye laf attiklari Sultan Hamid Han’a simdi tozkondurmamaya da bu sebeble calisiyorlar…
Bu ayibi gidermek icin de zaten Islahat-Tanzimat Fermani’ni cikarmis “Aydin” Osmanli pasalarimiz!!! Ama hain ve ahmaklikta direnen Sultanlar, hele ki ah o Kizil Sultan “muasir medeniyet seviyesine” cikmamizi engellemis; bizim “aydin” pasalarimiz ve “halaskaranimiz” ise daglara cikmis, nesiyle meshur oldugunu bilenlerin bilmeyenlere anlatacagi Selanikte “Jon-Filinta gibi Turk”leri orgutlemis ve yedi duvelin dusmani, onlari yiyip bitiren, dev gibi , ates bakisli, Gazi Mustafa Kemal Pasa Hazretlerinin ismini koydugu “Hareket Ordusu” ile nihayet Kizil Sultani devirip, muasir medeniyet seviyesine bir adim daha yaklasmamiza vesile olmuslardir! Ne kadar kufretsek… pardon sukretsek azdir benim kadir bilir aziz vatandaslarim…
Gorunen koy kilavuz istemezmis; bu “Filinta-Turkler” dedigim artiz ekibi ya kendiliginden cekip gidecekler, zor biraz, orada burada maden ocaklarini soyup patlayici caldiklarina gore veya o caldiklarini kullanmaya calisacaklarindan oturu zorla gidecekler.yok bundan sonra daha etkin bir sekilde TSK gelirmis!!! Wah yavrum wah!!! Sanki elllerinde o dedigi sekilde ve yapmamak icinde binbir tevile girdikleri HARAKATDAN baska bir careleri varmis gibi tehdit ediyor kibir kumkumalari!!! Emekli generaller konusup durur, nossun, hergun evde oturmaktan bikmislar, mikrofonu gorunce dayanamiyorlar (Hilmi Pasayi takdir etmemek elde diil, agzini bile acmiyor) agzina geleni soyluyorlar;
Bence AKP bunlari ham yapacak; sonra da HALK HEPICIGINI HAM YAPACAK!
Kalin saglicakla sevgili yurtdaslarim; yazdir, sicaktir deyip ustunuz acik yatmayin, nereden ne zaman ne esecegi belli olmaz, ince bir pike ile de olsa ustunuzu ortun, buz gibi soguk sular icmeyin, her gun bir adet sarmisak yemegi unutmayin, kokusu VAMPIRLERI UZAK TUTAR, vucudu dink tutar, benim sevgili ROVANSCILERIM!!!
OYLESINELAF@
Hanimishamisler:
7: Iii ki kisa kestik dii mi benim sevgili okuyucularim… Ama bu kadar yeter, zaten uzaktan bir CHP’li geliyor, onu teskin!!! etmem gerek:))
Sunday, July 08, 2007
Secimi kim takar; ardinda ne var?!
“Benim ciftci kardesim, beni sec beni, iktidarimizda degil mazota para vermek, mazot kullanip uretim yapmaya calistigin icin 1 lira uste para verecegim!.. Findigini 15 liraya alacagim; sonra gidip marketten paketini 20 liraya alirsin!!! Evdeki karina ayda 1000 lira maas verecegim! Ey issizler, oyunuzu bana verin bana; issizlere ayda 3000 lira issizlik maasi verecegim; emekliler 500 liraya; calisanlar da 800 liraya surum surum surunsunler, nasilsa bu ulkede 11 milyon issiz var, calisani kim takar dii mi benim calis(a)mayan vatandasim!!!”
Saka bir yana benim sevgili okurlarim,secim sath-i mahalindeki vaadlere bir bakmak bile “BU MEMLEKET ADAM OLMAZ!” cumlesinin dogrulayicisidir…
Adam –o da kendine bir “imaj-maker” tutmus ki, kasketli yani ‘halkci’ olmus- cikmis “ev kadinlarina 500 lira, issizlere 2000 lira maas!” diyor, ustune ustluk bir de bunu soylediginden “milli ekonomi sahibi” damgasini kendi kendine basiyor ve ustelik Prof. olarak ortalikda dolasiyor! Birinin buna, Azarbaycandan uc kurusa alinan akademik unvanlarla –bana da soylemislerdi, uc sene sabret, ordinaryus unvani verelim, ama bizde o sabir nerde- sallamakla devlet yonetilemeyecegini ancak cemaat(cik!) idare edilebilecegini soylemesi lazim!
Hadi bu neyse, kimsenin kale aldigi yok, ama devlet gibi adamlarin ciddi olacagim diye 40 dereceyi de asan sicaklikda gunesin alninda yaptigi mitinglerde lacileri cikarmadan kem de bypasli bypasli durmasi bir yana, butun secim esprisini “KAN EDEBIATI-IP EDEBIYATI”na bindirmesine ne demeli!!!
Birinin buna, o kursulerden mahalle kabadayisi ama prof ciddiyetiyle firlattigi “ip”le 12 Eylulde kac ULKUDASIN SEHIT EDILDIGINI anlatmasi gerek! Ayiptir yaw! Niye asmadin
AKP’liler kapi gibi Adalet Komisyonu zabitlarini ortaya cikardilar, simdi tik yok! Meger neymis, AKP’liler paket halindeki kanun degisiklileri icinde bulunan “idamin kaldirilmasi”na karsi cikarak bir onerge vermisler Komisyonda, MHP’liler de (7 uyeden 5’i) “cekimser” kalarak IDAMIN KALDIRILMASINI ONAYLAMISLAR! Koylu kurnazligi yapmislar sonrada, Meclisde zaten yeterli sayida
Ya CHP!? Ismail Amasyali’yi bile aday gosteren ve boylece TARIKATCI CHP unvanina “laik”iyle hak kazanan CHP, bu haliyle utanmadan Sosyalist Enternasyonel toplantisina katiliyor ve ustune ustluk Talabani ve Barzani ile ayni mekanda bulunuyor!!! Senin begenmedigin ve kayikci dovusu yaptigin AKP bile “asiret agasiyla gorusmem” diyerek bunlardan uzak dururken, sen, onlarla ayni mekanda bulunmayi kabul edebiliyorsun; ustelik “kafalarini ezmeli” derken hem de!!!
Ya AKP?!! Gorunen ve gorunmeyeni ile 200den fazla halihazir vekili bir kalemde harcayan Tayyip, vitrin degisikligini birakin partiyi degistirdi ve boylece de AKP’nin PARCALANMA surecini baslatti! Butun secim stratejisini Cumhurbaskanligi secimine endeksleyen “magdur aabii” ayaklarinda “agir abi” gibi de takilan bu parti, ne yazik ki bu secimden de birinci parti olarak cikacak…
Dogrusunu soylemek gerekirse, bu partinin yapmaya calistiklarina ilk baslarda sesim sedam cikmadi hic; bu onlari onayladigimdan filan diil tabii..
Ensemizde boza pisirenlerden kanirta kanirta, maksadi ne olursa olsun, intikam aldigi icin; elbette bu “intikam” lafi benim icin gecerli, yoksa onlarin boyle bir dertleri yok ve zaten bu yaptiklarini da kendileri “salt basina” yapmoorlar caniimm:))
Ama askere haddlerini bildirmeleri, burokrasinin saltanatini zorlamalari, dis politikada iyi veya kotu ama askere, “secilmislere” ragmen birtakim kararlar almalari, wala benim icin bir keyifti… Ama bunun da, bu keyfimizin de bir nihayeti olacakti elbette!!! Bu nihayet daha evvelden gelmekle beraber, aha bu secim propagandalari ilani oldu… Dusunebiliyor musunuz, siz sunca zamandir hukumetdesiniz, onca faaliyetde bulundunuz, ma secim propagandasinin temeli “uvaa… uuvaa… bana cumbasini…. Uvvaa…. Sectirmediler… uvvaaaaa… gordunuz mu size de… uvvaa uvaa uvvaaaaaaaahhhh… size de sectirtmemek icin neler yapiyorlar!!!”
Demek ki AKP bile kendi “icraatlerine” guvenmiyor! (Nasil guvensin ki? En basta gelen icraati, Irak!)
Herkes birbirini hainlik, yalancilik, ip’sizlik ile sucluyor ama hickimse GELECEKTE NE OLACAGINA DAIR BIRSEY SOYLEMIYOR!
Cunku bunlarin gelecegi yok ki, memleketin gelecegi uzerine birseyler karalasinlar!
AKP de, CHP de, MHP de, DP de, velhasil hepsi, GECICI olarak kurulmus bir devletin artik uzatmalarda oynanan son seciminde “top cevirmek” disinda birsey yapmiyorlar!
Secimden sonra n’olcak?!
Hadi buyrun, kildan ince kilictan keskin soru; boru diil, soru bu ve bunun cevabi, HICKIMSEDE yok…
TC’nin vakt-i zamani dolmus, bu secim de son veya sondan evvelki secim; ardindan ne gelecek, gecis nassil olacak, neler planlaniyor, planlananlara karsi bu ulkenin GERCEK, SAMIMI VATANSEVERLERI neler planliyor, neler planlamali?!
Ama sunu yazmadan edemeyecegim, bu “is” eninde sonunda “kaba guce” diyelim de bazi seylere takilmayalim, ewwet oraya dayanacak ve orada da goruldugu uzre bu isin “kumandasi” asker eve askere kokenlilere birakilamaz… Cunkum, yani, bu adamlar, askeri egitimi ABD’den almislar, orada gordukleri “derin stilleri” oldugu gibi kopylayip burada da yapmaya calisiyorlar ve netice olarak da orada burada bulunan HUCRE EVLERDE cephaneleri pisipisine yeslim ediyorlar; kendilerine Vatansever diyen bu acinasi yaratiklara bakarak memleketin askeri kudretinin ne seviyede oldugunu da anlamak mumkun dogal olarak:))
Onuncun, bu “is” tamamen HALKIN GUCUNE-HALK LIDERLERINE birakilmali ve askeri uyeler de bunlarin emir altinda sadece emir alan halinde gorevlerini yapmalilar; hani secim sonrasi memleket manzarasina dair bir girisimi olacak olan mutesebbis arkadaslar varsa –olmazsa sasarim ve terkederim bu memleketi, bu gunleri iple ceken biriyimdir be!- beceriksiz cuntacilarla senelerdir ugrasan bir karindaslari olarak, kale alirlarsa, aha soyledim, kulaklarina kupe ossun bu laflarim!..
Secim sonuclari o kadar onemli diil yani; ki AKP haricindeki partilerinde secime pek asilmamalari zaten bunun delili… Eger AKP tek basina ve 367’ye yakin bir ekseriyetle ortaya cikarsa, ewwela “Son Kale Cankaya”yi vermemek icin uzlastirmaya ve kendilerine yakin birini sectirmeye calisacaklardir (adamlar hukumetu veriyorlar ama Cankayayi asla! Komedi!) Basaramadilar tekrar secim; yine olmazsa ZOR! Kendilerine vatansever diyen cetelerin bir bir ortaya cikarilmasi, iste o gunlere yonelik (AKP tarafindan ve Fetulah katkilariyle) yatirim; ne kadar desifre ederler ve ne kadar rezilane olarak halkin onune koyarlarsa o ZOR GUNLERDE kendilerine halkin desteginin o kadar fazla olacagina inaniyorlar…
YANILIYORLAR!
Kendi adima, ne onlarin ne de otekilerin, Alewi, Saman, Sabatay dolu beceriksiz cuntacilarin asla yaninda olmayacagim gibi, BOP Es Baskani olarak elleri kanli olan AKP’nin yaninda da olmam!
Yukaridaki kupe olacak laflari da bunun icin soyledim!
Walla bila, eger kimse kurmazsa o “isi” fevkalade gunler icin tazgahladigim, efkariumuniyyenin ancak birikisini bildigi uyeleri ile birlikte “F GUCU CETESI” olarak bana kurmak dusecek:))
Bu memleketde teskilat kurmak kadar kolay birsey de yok, bunu da herkes biliyor; ama bana kurdurmayin, birakmayin bu isi, n’apcagimdan ben bile korkarim:))
Olacak olan olurmus…
Sicak ama walla cok sicak gececek bir yaz; ardindan da bol yagisli bir kis! Dayanamazlar; sunun surasinda onumuzde en fazla dort mevsim var…
Hadi bakalim kolay gelsin!..
OYLESINELAF@
Cetemin vefakar uyesi –kendisini Yuzbasi yaptim, bilginize- BekciMurtaza@, bana guzel bir haber verdi, Ustadimizin dernegi ile benzer ismi tasiyan bir dernek “BUYUK DOGU OCAKLARI” kurulmus… Icim bir hos oldu… Kuranlarin, Ustad ustad deyip icine bosaltanlardan olmadigi malum, o acidan da musterihim ve “F GUCU CETESI” olarak tebriklerimi sunuyorum kuranlara… Bu isin sadece “tabela”si bile guzelken, onlarin bu isi bucak bucak genisleteceklerine nice hayrlara sebeb olacaklarina inaniyorum. Yolunuz acik ossun biraderen! OL@