Tuesday, April 15, 2008

Said Nursi-Kurdi Onergesi ve Iki Kutup Tayini!



Yaw wala bu kadar olur ha aziz ve kiymetli Lazistan ve Botan eyaleti watandaslarim… “Engerek’on Operasyonu” diye bi yazi yazdik, orada kimse “bizi “avanak” yerine koymasin” dedik, “sira neferi” olmaya heeeeeecc niyetimiz yogdur dedik ve “hele ki Ali Sukru Beyin sehid edilmesinini sene-i devriyesinin oldugu bu gunlerde ” dedik… Ertesi gunu de Ali Sukru Bey’in sehadeti ile alakali bir notu, yadetmek icin blogumuza astik… Sabah bi uyandik ne gorek!?


DTP, Said-i Nursi Hazretlerinin iade-i itibari, kabrinin bulunmasi ve devlet gozinde hala suclu olup olmadiii hakkinda bi “onerge” vermeye hazirlaniyormus!!!!


“Ulaaaaa hain boluculer, kipkizil gomunistler, bebek katilleri vs vs vs size ne layn!?” mi demek lazim yoksa “buyrun cenaze namazina!” mi demek lazim:)))


Ne demek lazim, ne demek lazim?! Acil biseyler yazmak, soylemek lazim:)))


Zannimca A. Ocalan’in akli basina geliyor; eh ona malum bu blogdan bisuru laf soyledik, Apocuum, sole yap, booole yap felan, tinmadi, ama galiba “Kurtlar Vadisi”nde “Miro”lik konu haline gelince “ulaaa, bu durum nedir, bi cozumleme yapalim hele” deyip “OL@ kardesim hakli galiba”, dedi:)))


Sakasi bi yana, su “onerge hakkaten guzel bisey: Meclis’deki bir saatli bomba!

Hadi bakalim, bu onergeye AKP’liler, MHP’liler ne diycek?!


Gerci bi iki laf sarfettiler, “onlara mi kalmis bu is” felan diye ama, “onerge” oole, demek ki kimse bisey yapmayinca –hayat bosluk kaldirmaz’mis- baska birileri bisey yapabilirmis; bunu anladik…

Bu “onerge”yi duyunca aklima rahmetli Ali Sukru Bey geldi, malumdur su hani uclu ittifak yaparak , RP-MP-IDP, hani Meclise girmislerdi, sonradan cinlere karisan eski muftulerden RP milletvekili Hasan Mezarci, onun katledilmesiyle alakali bir onergeyi imzaya acmis, 20’i geckin milletvekili de imzalamisti, sooora “devletluler” olaya el koymus, “hoop! Siz ne yaptiinizi biliyor musunuz?” diyerek bazilarini ikna!!! ederek imzalarinin cekilmesini saalamislardi; kimler yoktu kimler o imzacilarin arasinda…


Simdi, milli mi desek ulusal mi neyse iste oole gunlerde “Gazi Mustafa Kemal Ataturk” diye “dayali-doseli” konusmalar yapan Muhsin Yazicioolu mesela… Burasi onemli bi yer, asaaiida tekrar deeineceiim firsat olursa; tabii ki “kebabci Okkes”… Simdiki “herkesin cum.basi” olan Abdullah Gul, (gerci somradan cark ettii.)… Mesela simdi DTP’li olan ama o zaman –galiba- SHP’den meclise giren Hatip Dicle (ee, serde Nur ama harbiden Nur evlerinden yetisme var tabii ama bak simdi aklima geldi imza atmismiydi diye, ama gonulden desteklediini biliyom), Kongra Gel’in Baskani Zubeyr Aydar felan…


Yani DTP’liler, devletlulerin ve duzen partilerinin (keskin bi ifade dii mi, “duzen partileri”; yeni okudum sevdim, kullandim, bundan soora boole!) huzurunu hem de democrat democrat kacirma konusunda sabikalari var; ister misiniz Haziran ayinda da Sehid Seyh Said Hazretleri ile alakali bir “onerge”yi kucaklarina koysunlar!!!


Bunu A. Ocalanin direktifiyle actilar felan deniyor; wala carsaf carsaf her ziyaret sonrasi yayinlanan “Avukat Gorusmeleri”nde rastlamadim, ama Apo, “Urfada ilahiyat fakultesi kurun” mu demis ne, oole bisey.. Simdi Apo’dur bu, adamin 9 senedir yaptii baska bisey yok, okuyor, hem bi de hep sikayetci kitaplari gec veriyorlar, yasak diye vermiyorlar felan, eh yani o kadar sene bu sartlar altinda okuduu pek fazla bisey yogdur muhakkak ama bas kitabi Immanuel Walustayn midir (yok bu o Emmanuel diil, onun sonunda hatun olduugunu anlatmak icin “-la” eki var, bunda yok, yani o “-la” eki “muennes” yapiyor kelimeyi) iste o adam, donup dolasip onu okuyor:)) Wala:)) Tarayin gorusme notlarini, ilk gorusmeler haric –daaa o zaman kitap gitmemisdir muhakkak- hepsinde o adamdan ve kitapdan bahseder. Bence Immanuel bilmemnenin bu memleketteki “halifesi” kim diye sorsalar, seksiz suphesiz Apo, demek lazim, yigidi oldur hakkini yeme!


Iste adamcagiz, bu sartlar altinda, okuyor, okuyor, okuyor, sunlari bizim hewallere de soyliyim diyor; bazilari ise yaramasa da, eeerr dedikleri gibiyse, su “onerge” Apo’nun talimatiysa, bazilari da ise yarar demektir. Ali Sukru Bey onergesinden sonra neler ooldugunu hatirlayanlar, “ise yarar” meselesini de anlayacaktir; Apo’cuum diyorum, boole seylerden bekliyoruz, devam et…


Bir baska ve desilmesi ve hatta kanirta kanirta desilmesi gereken nokta, ne milletvekili ne diplomat, ne siyasetci olmayan biri yerine, mesela yukarida soyledik, Sehid Seyh Said hakkinda bir “onerge” verseler mesela mantikli olurdu, “haksiz idam edildi” felan, neticede “kurt isyanlari” diye gecen bisey; veya ‘90’larda –Jitem tarafindan- sehid edilen Seyh M. Bingol hakkinda bir “sorusturma onergesi” verseler… kendi siyasetleri acisindan “makul” olurdu; ama vermediler ve mimlenmis birisi hakkinda verdiler, neden?!


Wan: Said Nursi Kurdi Efendi, ismi ustunde “Kurt” kokenli oldugundan hem kendi tabanina bir isaret caktilar hem de onun milletce sevilen biri olmasi sebebiyle, “Turkiye Partisi” olmak istediklerini millet gosterdiler…


Tuu: Cumhuriyet idaresi altinda cok cile cekmis ve Necip Fazil’in vasiflandirmasiyla “Mucahid” derecesini almis bir DINI MUCAHIDI sahiplenerek, kendi uzerlerine atilan “Yezidi dinini yaymaya calisiyorlar; bunlar dinsiz” propagandasini kirmaya calisiyorlar…

Trii: “Sehid Cenaze Torenleri” ile alakali yazdiiim yazida verdiim akla uyuyorlar, ben “mevlut felan okutun Gerillalara” felan demistim ya, onlar da “yapariz ama kesmez bu bizi, bak ne yaptik” diyerek bana nisbet yapiyorlar!!! Olmaz olmaz gulmeyiniz!

Foour: Hicbiri, Apo’nun aklina boole takilmak geldi.

Ne olursa olsun, bu “onerge” muhim bir onerge…

Said-i Nursi Efendi kim?

Orasini bilen biliyor, yukarida soyledik, ama bir de tersinden bakalim hadiseye… Kim ona dusman?! El-cewap Kemalistler, Islam dusmanlari, Samanistler, Kafatasci Turkculer, Fetulahcilar, Haydar Basci’lar yani bir kisim Kadiri olduunu iddia edenler…

Dooru mu? Dooru!

Fetulahcilar da dusman dedik; dediklerinin hicbirini yapmiyorlar cunku, onu tevil ederek, yazdiklarini yamultarak bozuyorlar ve bambaska bir sekil icine sokuyorlar, tabiatiyle de “dusman” oluyorlar; hem zaten wala kim Fetulah’in nisbeti Nursi’dir der, YALAN SOYLER… Haydar Bas’cilar da dusman; isin garip tarafi bunlarin dusmanliiii, Fetulahin yapip ettiklerinden kaynaklaniyor!!! Fetulah kimin pesinden –guya- gidiyor!!! Said’in!!! Vurun konusturmayin!!! Kemalistler de, diger hasaratlar da bu sebeble dusman ona…

Neymis efendim, Said Nursi Efendi, bilmemne derneginde bulunmus ta o dernekde devlete karsi ingilizlerle isbirliii yapiyormus da felan filan!!! Bahsettikleri tarih, savas zamani, 80 sene onceki savas, aziz Corumlu watandaslarim!!!

Ulaa birader, o zamanlar kim kime dum duma!!! Bilmiyon mu?! Ingilizlerle isbirlii yapan herkes hain ise, wala kim bundan zararli cikar, hele bir dusunun derim! “Dizbagi Nisani” kime verildi, niye verildi acep? Bir de o gunlerde daa ortada TC gibi bisey yok ki “dusmanlik’ yapacak bisey olsun! Dii mi? Ataturk denilen M. Kemal bile 1919’un baslarina kadar –ben Fahrinin yalancisiyim- baris andlasmasi yapilmasi, hukumete Harbiye Naziri olarak girme gibi “hainane” islerle uuurasiyordu, hic mi kitap okumazsiniz siz! Bi kitap var, su “Cerkeslere Dokunmayin” yazimda da bahsettim biraz, onun isini goreceiim de biraz beklesin, iste orada, 1920-1924 arasi, kim Kemal’in karsisinda, hainoooluhain!!! Ayip ya! Insan utanir! Daa eskiden yazdiim yazilarda, Avci@ kardasimin yazilarinda vardi, forumlarda yazdiklarimizda vardi, TC’nin kurulusu felan ooole bi cirpida, idadiye giden bacak kadar veledlerin bir nefesde soyledikleri “cumhuriyetimizi Gazi Mustafa kemal Ataturk 1923’de yunani denize dokerek kurdu orrttmenimmm!”le anlatilacak is diil! O acak idadide kalanlara yutturulur.


Bi tarafda Sultan Vahiduddin’in fermani var, beyannameler var, BMM’nin acilisinda yapilan konusmalar var, e tabii cerkesi, abazasi, kurdu, turku, cingeni, bosnaaii, arnavudu yani 72 ve bucuk millet, merhum Kemal Tahir’in lafiyla “Sari Pasa”nin etrafinda birlesti; ama o n’apti?! “Turkiyyaaa”yi kurdu!

Kurarken wala cok kurnaz davrandi, hani ordunun ici Cerkes, Bosnak, Abaza general, subayla kaynarken, bu Cerkesleri safdisi edebilmenin yolunu da buldu, bunca “72,5 millet” varken memleketin ismi “Cerkesya… Abazya…” felan olabilecekken, “Turkiyyaa”yi kurdu! Fermanin yuzu suyu hurmetine birlesen milleti, kan icine soktu, istiklal mahkemelerini kuruluslarina zid bir sekilde calistirdi, tasfiye etti hepisini… Uzuun hikaye soora anlatirim gerisini, kisaca, ortada o zamanlar daa bi “devlet” felan yok, yani, sadece isgal ve sonrasinda baslayan bir IC SAVAS var ve bu ic savasdan Kemal veya Kamal-istler galip cikmis! (Su Kamal meselesi… soolemisimdir muhakkak ama nerede, adamcaaizin ismi Kemal diil Kamal’mis, boole imzalari var zati, Kemal bildiiniz manalara geliyor ya Kamal? “Kale”… Ismiyle musenna mi derler benim aziz Nisantasi cemati okuyucularim, acep bu neyin “kale”si oluyor?! Dii mi?!

Gelelim su “onerge” meselesine tekrar…

Simdi birileri cikip, “ahanda bu DTP ve PKK’nin ABD tarafindan yonlendirildiiinin dikalasi bir tezahurudur, cunku Fetulah da Nurcu ve bunlar isbirlii yaparak son turk devletini yikmaya kalkisiyorlar”, felan der mi der! Imam Gazali’nin lafiyla “ruyamda gorsem inanmyacaaiim” laflar serdedilirken bu IC SAVAS gunlerinde, HERSEY MUBAH denilirken, KURALSIZLIK diz boyuyken, denmez mi, denir elbette!

Fetocuk bi kerem “ismi Said-I Kurdi diye uzakdurdum,” diyor ve soonra ne hikmetse, “Nurcu” olarak “hizmete” basliyor. Yani birdenbire bir ilham mi derler ne iste o geliyor ve “Kurd” diye karsi olduuu adama, ki o an vefat etmis zati, oraya “hizmete” basliyor…


Dikkat… Dikkat… Dikkat… O donemler, Nur talebeleri uzerine “ortulu operasyon” vakti; “Yukselis Koleji” ile “Morrison Salomon” “Nurlu Suleyman” olmaya dooru ilerliyor ve tabii o ilerlerken, Nur hareketi de kirkayak misali parcalanmaya basliyor. Buyuk bir govde olan bu hareket, kapanin elinde kaliyor, dersek mubalaa sayilmasin aziz Ispartali kaariilerim.

Bunlarin hepsi ayri telden calmaya basliyorlar, Risaleler tahrif edilmeye basliyor; hemi de incecik metodla: Kelimelerle oynuyorlar; pragrafda, cumlede tahrif yok, kelimeyi degistiriyor uyaniklar! Kim faqrkedecek?! Ediliyor, edildiii gibi bi parcalanma daaa! Benden size tavsiye aziz dunyali vatandaslarim, Risale okumak istiryosaniz, okumayin daa iyi!!! Cunku “buyuk risale yayincilari”nin tahrifli metinleri tek tek belgelendi, bunlarin yamukluklarini belgeleyen bir firma var ama o da biraz yamuk, yani “mezhebi ve mesrebi genis”, bunun icin yamuk, yoksa onlarinki de tahrifli demiyorum, bilmiyorum cunku, ama bi Nur baglisinin satir satir, kelime kelime bu ise TEKRAR el atmasi gerekir kanaatimi de ortalik yere bomba olarak birakiyorum. Burayi keselim; yani Feto’nun Nur ile bir alakasi yoktur, bunu demek istiyorum, moda tabirle, onu kendine “referans” almis ve kafasina gore takilmistir, dialog-tolerans felan iste biliyorsunuz. Ve buyuk bir kutle olusturmustur; cikar cetesi, fesad cetesi dense yeridir!

Simdi bu adam uzerinden Said Nursi Efendiye saldiriyorlar ya, saldiran, ahmak, bu elde bir, elde iki olan da bu saldirinin temel sebebi de Islam; ne olursa olsun, bu Akp’nin arkasindaki yerli gucun Feto olduunu, onun “referans”inin da, basi sikistiiinda one surecegi fikrin “Nur Risaleleri” olduunu gorduklerinden, otomatik olarak, kirmizi gormus booaa pozisyonuna geciyorlar! Iii de sayin kibar-i islambolii watandaslarim, bu bolme, carpma, kirpma islemlerinin TEMEL sebebi, bir buyuk cemaati parcalayip, kurucusunun sayginliii sebebiyle, o parcadan elde tuttuklariyle ISLAMI VURMAK diil miydi?!

Rahmetli Necip Fazil’in cezaevinde kaldii devirlerde maddi ve manevi olarak yaninda bulunmus, herzaman desteiini vermis, kendi sakirdlerine bile “anlamadiklarini’ felan soyleyerek “fazla cazz yapmayin” demis Said Nursi Efendi’yle vurmaya kalkmadilar mi?!

Onun yolunu, ozellikle ‘90’lardan itibaren, ABD’de “labratuar”a yatirip, Mardinli birilerine “tezler” cikartirip “ehlilestirmemis”ler miydi? Butun bunlarin sebebi neydi?

Artik, ahanda bugunlerde iicene gozonune cikan, Necip Fazil’in Buyuk Dogu Fikri’nin onunu kesebilmek icin, zirt-pirt “Said Nursi Senpozyumlari… Seminerleri… Konferanslari” tertiplememisler miydi; adina enstituler acip, suzme suzme “liberal demokrasi ve liberal iktisad receteleri” cikatrmamislar miydi?! Bugun hukumet partisinin basinda ve devletin basinda bulunan adam, Necip Fazil’in “yakini” oluyorlar ya, niye onun adini yasatmak icin sempozyumlar, konferanslar, tertipleyip, enstituler acmiyorlar pekii?! (Iiiyiki acmiyorlar, ayri mesele) Cunku O’nun OLUSUNDEN BILE KORKUYORLAR! O yasayan, fikri ile kiyamete kadar yasayacak olan bir ADAM GIBI ADAM cunku!

Said-i Nursi Efendiye sarilmalarina da, bu manada, anlamak mumkun diiil! Ne umuyorlar?! Mostralik bir “liberal Nursi” insa etmeyi mi?!

Bir hareketi, bir fikri tanimak mi istiyorsunuz, yazilanlarina, cizilenlerine diil, kimleri dosr, kimleri dusman tayin etmis ona balkacaksiniz; rahmetli Necip Fazil’in tabiriyle ASK KUTBU VE NEFRET KUTBU olarak kimleri goruyor, buradan o hareketin “karakterini”, “reflexlerini” gorebilir, yakindan taniyabilirsiniz… Cunku Ask ve Nefret Kutbu SABITDIR; oole iki lafla degismez, degistirilemez; siz hic zirt-pirt “asik” olan birini gordunuz mu?! (Lafimi, 40’lilar,50’liler, hadi 6o’lilar anlar, gerisi anlamaz, onlar kitapdan okurlar sadece)Ask bi keredir bikerem; ikincisi YOKTUR! Olursa eeer, ya ilki ya sonuncusu “ask-mask” diildir, baska biseydir diiyip cikalim!

Mesela yukarida Apo’dan bahsettik, biraz dalga gecer gibi anlamis olabilenler olabilir, hatadadirlar, umrumda diildir, dalga da gecmiyorum, sadece aha iste az ewwel bahsettiim meselenin OLMAMASININ nelere sebeb olacaiini gosteren bir vakia olduu icin bahsettim ayrica… Ask ve Nefret Kutbu diye bir seyi yok Apo’nun; sadece Immanuel var, don baba onu okuyor, inanmazsaniz buyrun bakin mesela durum su:

“- (Yahudlerin Anadoluyu vatan Kabul edip elde etme cabalarindan bahsedip, der ki Apo:) Mustafa Kemal bu duruma taş koymuştur. Bu büyük bir olaydır. İngilizlerin imparatorluk üzerindeki emellerine taş koymuştur. Bunun için İngilizler Mustafa Kemal'e müthiş öfke duymuştur ve onu Çankaya'ya kapatıyorlar. Bununla Mustafa Kemal'den intikam alıyorlar. İşte Mustafa Kemal, bunu gören ender insanlardandır. Mustafa Kemal bu oyunları halkla bir araya gelerek bozmaya çalıştı. Ama bunun önüne geçmek için O'nu Çankaya'ya hapsettiler. Mustafa Kemal'in o dönem Lenin'le mektuplaşmaları var. Bunları anlamak isteyenler, Mustafa Kemal'in ilk Meclis konuşmasına bakabilirler. Mustafa Kemal başarılı olabilmek için Kürtlerle de bilinen ittifakı yapmıştır. 1922'nin başlarında Kürtçe eğitimle ilgili bir de yasa çıkarmıştır. Meclis oylamasında 374 veya 378 Evet'e karşı 64 Hayır oyuyla bu yasayı çıkarmıştır. Ama ittihatçı kadrolar O'nun etrafını daraltmışlardır. Komünizmi, İslamı ve Kürtçülüğü tasfiye ettiler. Mustafa Kemal, Kürtlerin ve Türklerin uzlaşması, bir arada yaşaması için çalıştı. Ancak buna izin verilmedi. Mustafa Kemal'in etrafı ittihat terakki kadrolarıyla kuşatılmıştı. Bunlar provokasyonlarla bunun gelişmesini engellediler. İşte biliyorsunuz Şeyh Sait olayı, yine Mustafa Suphi olayı. Menemen olayı. Mustafa Suphi öldürüldü, Mustafa Kemal'in bundan haberi bile yoktu. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da Cumhuriyet Halk Fırkası'na karşı bir denge arayışıydı. Kurucuları arasında Mustafa Kemal'in kızkardeşi Makbule de vardır. Makbule, İsmet İnönü'yi dizginleyebilmek için Terakiperver Cumhuriyet Fırkası içinde yer almıştır.”

Ne demeli bilmem; bas celladini mazur goren mahkuma ne derlerse, buna da o denir herhalde!!!


MKemali “Cankaya”ya hapsetmisler, kimler, IT’ler, el etek cektirmisler, koseye sikistirmislar, onu pasifize edip, is yapmislar!!! Bah bah bah, derler buna!!! Baska?! Aslinda MKemal, Kurtce egitime de izin veren bir kanun cikartirmis, ama bunu engellemisler; aktarmaya luzum gormediiim bir lafi da, MKemal’in I.Inonu’nun cocuklarina maas baglamasinin sebebi olarak Inonunun oldugunu (emriyle olduruldugunu) zannetmesi ki, vah vah ki ne vah, son nefesinde bile aldatmislar onu yani!!!

Yaw, Apocuum, eger son nefesinde Inonu denilen adamin bu islerin basi olduunu biliyor olum emrini veriyor ya, iii, demekki uyanmis, o halde niye Dersim’lere izin verdi?!Ermeni yetimi Sabiha Gokcen “kizinin”, yuzlerce sorti yaparak Dersimi bombalamasina niye izin verdi?! Yokusam Sabiha da mi aldatti onu!!! “N’olamaz… N’ayir… N’aptin Nabiha!!!” pozisyonu mu yani!!!

Bir moda cikti biliyorsunuz, bunu da poposunda tekme izlerimiz bulunan sizofrenik professor ile gasteci parcasi cikartti, butun yamukluklar Inonu’nun eseri, MK sutten cikmis ak kasik!!! Bakin Apo bile Terakkiperver Parti hadisesini, Ismet’e bagliyor; Apocuum, sadece Immanuel okumakla bu isler olmuyor demek lazim, hem bilir misin ki, Terakkiperver hadisesinde, bizzat Inonu, Pasalarin, ozellikle de Karabekir Pasanin Istiklal Mahkemesince tutuklanmasi uzerine mahkemeye kadar gidip birakilmasini istiyor ama ne oluyor biliyor musunuz, Mahkeme, Basbakan Inonu’yu bile tutukluyor, “yardim yataklik” sebebiyle, araya MKemal giriyor ve cikartiyor! Yani Terakkiperver Parti hikayesi, “Pasalarin Sindirilmesi” hadisesidir ve bizzat isin basinda MKemal vardir! Kimse hikaye anlatmasin! Araya soktuklari “acan”larini bile, ”hani anlasmistik, hani bana birsey olmayacakti, hani ispiyon yaparsam kurtulacaktim” diye diye bagirta bagirta daragacinda sallandirtacak kadar da VAHSIDIRLER!

Simdi Apo’nun o sozlerinden hareketle, hepsi yapmaz tabii, bikisim DTP'liler ve Kurtler, “MKemal,1922’de Kurtce egitim kanunu cikartti”, “Kurtce mudafii Ataturk!”, “Kurtlere ozgurluk veren MKemal!” felan diyerek hem de bi Kurt olarak “Kemalistlik” yapsalar… ne denir?!


Kaldi ki yapiyorlar da; Meclise ilk girdiklerinde “gogus catallarinin” genisligi ile haber olan DTP’li kadin milletvekillerinden kac tanesi bunun gibi laflar sarfetmedi ki?! Aysel Tugluk mesela, Radikal’de yazdi, “Emperyalizme karsi Kemalistlerle birlik olabilir” minvalinde, hatta orada “siyasal islama karsi” bir birlikten bahsetti ama gelen tepkiler uzerine, “herkesimden antiemperyalistlerle birlik” demek istedim dedi ve kastettiginin Islam dini diil, “politikaya alet edilmis islam” oldugunu soylemek zorunda kaldi, ama niyet ortaya cikti ve bas celledlarinin kendilerini sehpaya yatirmadan once yataga da yatirmasina izin verdigini belli etti!

Simdi…

Said Nursi Efendiyi de “liberallestirdiler” ve boylece “kullanima hazir hale getirdiler”; hedef Buyuk Dogu, baskasi diil; bulabilselerdi “Kemalist” bile yapabilirlerdi ama biraz zor. Orada SIRR-I INNA ATEYNA RISALESI varken ne Kemalist yapabilirler ne de “liberal” aslinda onu… Cunku rahmetli ASK VE NEFRET KUTBU’nu tayin etmis ve bunu da o risalesinde gostermis, “Mucahid” vasifli biridir!

Kisaca, Serhad ve Amed ve Tirabizon vilayetleri kaariiilerim, Apo, bu “onerge hamlesi” ile, belki kendi aklindan bile gecmeyecek islere sebeb olacak, farkinda diildir, o yine Immanuel’i okumaya devam etsin, muhim diil; muhim olan boole bir hamle yapma ihtiyaci icine girme ihtiyacina dusmesi!

Gundem Islam, gundemi belirleyen Islam; wala biraz SIKI durabilsek, aha Apo bile hem de Said Kurdi Efendiyie sarildi, bundan da beter tipler yalvar yakar gelecekler!

Buyuk Dogu’dan baska cikis yok cunku!

Demedi demeyin:))


OYLESINELAF@

15 Nisan 2008

Saturday, April 12, 2008

ÇERKES ETHEM NE KADAR “ÇERKES”Tİ?

Konu, Çerkes Ethem olayının içerisinde, bireylerin isimlerinin önündeki “Çerkes” vurgusu ile ilgilidir. Her ne kadar konu Çerkes Ethem ile ilgili olsa da konu sanata kaydığı ve hatalara neden olacak şekilde konunun deforme edilmesini engellemek için “Çerkes vurgusu”ndan ne kastedildiğini daha basite indirgeyerek yazmak gerekiyor.

Her ikisi de edebiyat dünyasında kabul görmüş, sanatçılığı toplum tarafından kabullenmiş iki ayrı “Çerkes asıllı“ yazarımız olduğunu düşünelim:

Biri, sanatını çok iyi icra ederken; eserlerinde, örneğin Konya şehrinde yaşayan, etnik kimliği ön planda olmayan herhangi kişiler arasında geçen aşkları ve çevrenin doğal güzelliklerini sanatsal ustalığı içerisinde işliyor.

Diğeri, içinden geldiği toplumun aydını olma sorumluluğunu da taşıyarak, aşk hikayelerini veya Dogai işlerken içinden geldiği toplumun -örneğin, Çerkes toplumunun- kültürel yapısını veya biraz daha ileriye giderek sorunlarını, yine sanatsal ustalığı içerisinde, işliyor.

Her ikisinin de sanatçı olduklarının bilincinde olarak, aynı sanatsal yetenek düzeyinde olan bu iki sanatçının durumundan bahsediyoruz...

Mutlaka, birincisinin sanatsal yeteneğini takdir ediyor ve toplumumuz içerisinden çıkmış bir sanatçı olmasından dolayı seviniyor, gurur duyuyoruz ve kendisini sanatçı kimliğinden dolayı seviyoruz.

İkincisinin sanatsal yeteneğini takdir etmenin ötesine geçerek, toplumumuz içerisinden çıkmış ve toplumsal sorunlarımıza ilgi gösteren bir sanatçı olmasından dolayı daha çok seviniyor ve kendisini daha çok seviyoruz…

Bunun yanında, sanatçıların sadece sanatla ilgili fakültelerden mezun kişilerden oluşmadığını ve sanat ile ilgili yorumların sadece sanatla ilgili bir fakülteyi bitirmiş kişilerin tekelinde olmadığını da düşünmek gerekir.

Öyle olsaydı; tüm başarılı politikacıların, sadece siyasal bilgiler mezunları içerisinden çıkması, tüm yazar, şair vb. edebiyatçıların, sadece edebiyat fakülteleri mezunları içerisinden çıkması, tüm filozofların, felsefe bölümleri mezunları içerisinden çıkması gerekirdi. Ki, böyle değildir...

Sanatçılık” sıfatı da diploma ile alınır-verilir bir şey değildir, bu konuda kabul gören kişiler tarafından taşınır. Bu “kabul”u de çok farklı yapılar içerisinden gelen -içerisinde önemli ölçüde sanat okulu mezunu olmayan kişileri de barındıran- ancak, estetik kaygı taşıyan ve buna önem veren, öğretmen, öğrenci, gazeteci, mühendis, avukat, işçi, memur ve farklı eğitimlerden gelen sanat eleştirmeni olan kişilerden oluşan topluluk gerçekleştirir.

Ayrıca, Çerkes toplumu yoğun sorunları olan bir toplumdur. Bu nedenle de, genlerini taşıyan, kültüründen beslenen, analarının doğurduğu yazarları ve ressamlarının ilgisine layık olmayacak bir toplum değildir.

Kişilerin, Çerkes asıllı olup olmadığı, annesi ve babasının kimler olduğuna bağlıyken, bu kadar sorunlu bir toplum içerisinden gelip, onun sorunları ile ilgili bir şeyler yapan veya yapmayan insanların isimlerinin önünde “Çerkes vurgusu”nun olup olmayacağına da toplum karar verecektir.



Çerkes Ethem olayına farklı açılardan bakmayı denesek

1)
Ethem "bey"in nasıl "hain" ekini aldığı Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihi ile ilgili herkesin konusu olmalıdır. Bu konuya taraf olması gerekenler, tarihçiler, aydınlar, ve benzerleridir. Ayrıca bizlerin, Çerkes kimliğimiz dışında, TC aydınları olarak bulunmamız gereken tarafta budur.

Yine de bunun, Kurtuluş Savaşı’nın bir iç dengeleri sonucu oluştuğunu ve "Politikayı bilenler" ile "sadece asker olmayı bilenler" arasındaki mücadelenin sonucu olduğunu pek çoğumuz iyi-kötü biliriz.

2) “Ethem Bey”lik seviyesine gelmeden önceki başka lakapları dururken (Çakır gibi) "Çerkes" lakabının "hain"likle birlikte gündeme gelmesi ilginçtir ve asıl bizleri ilgilendirmesi gereken de budur.

a) Çerkes Ethem ne kadar Çerkes’tir?

Anası-babası Çerkes olan, birliklerini Çerkeslerden oluşturacak kadar çevresi olan bir insanın genetik anlamdaki Çerkesliği tartışılamaz.

"Çerkes" (Çerkes niteliğini ön ad olarak ekleyecek şekilde, vurgulu anlamdaki Çerkes) olmak ile "Çerkes asıllı" olmak arasında fark vardır.

Örneğin, geçenlerde bir derneğimizde söyleşisi, Çerkes ressamımız olarak ilan edilen arkadaşımız, “Çerkes asıllı” anlamındaki “Çerkes” bir ressam olmakla birlikte (ki, bu düzeyde estetik kaygıları olan birisinin aramızdan çıkmış olması ile gurur duyarız) "Çerkes Ressam" olmak arasında fark vardı. Estetik kaygı, Çerkeslikle yoğrulmadığı için, Çerkeslik problemlerini tuvale taşımaz... Çerkeslikle ilgili hiçbir konuyu bu güne kadar işlememiş olan birisi, bu anlamda Çerkes Ressam olarak adlandırılamaz.

b) Ethem bey bu anlamda Çerkes midir?

Yani; yetkinliklerini, çağdaşları Berkuk Paşa, yazarlar ve benzerleri gibi Çerkeslik için kullanan bir insan mıdır?

Hayır!

Bu anlamda "hain" ile "Ethem"in bir araya "getirilmesi" değil, Çerkeslik vurgusunun yapılması ve bunun hain tanımlamasıyla bir araya getirilerek "hain Çerkes" imajının yaratılmasıdır bizleri rahatsız eden…

"Hain"lik de görecelidir. Mustafa Kemal Atatürk galip olmasaydı (ne mutlu ki oldu), Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasını devam ettirenler tarafından "mevcut düzene başkaldıran bir hain olarak" tarihe geçirtilecekti. (Tarihe geçirttirmek, sübjektiflik içerir.)

Sosyal gelişmeleri içerisinde isyanları ile bilinen Fransa'da, bir general bir isyan planlarl. İsyan hareketini başlatamadan, alınan istihbaratlar sonucunda yakalanan general savcı karşısında sorgulanır :

- Söyle bakalım, taraftarların kimdi?

- Eğer başarılı olsaydım, sen dahil tüm Fransa. Başarılı olamadığım için sadece ben!

Ethem bey'in hainliği bir anlamda Fransız generalini anımsatırken, bizleri rahatsız eden, "Resmi İdeoloji”nin temellerini attığı anlayışın-kültürün, Çerkes’in yanına "hain"i eklemesi ve tarihinde pek çok “belgeli hainleri” olan bir ülkede; sadece, ihaneti tartışmalı olan Ethem'in, "Hain Çerkes Ethem olarak" tarih kitaplarına bu şekilde geçmesidir.

Burada asıl karşı olunması gereken olgu; tüm bunların, kültürleşmiş bir ideoloji tarafından yerleştirilmiş olması ve silmemekte direnilmesidir. Yoksa neden birçok Çerkes’in adının önüne "Çerkes" adı konmaz, diye de sorulabilir. Ki, bunun cevabı yine Resmi İdeoloji’nin varlığıdır...

Kitaplarda, Çerkes Yasar Doğu, Çerkes Ömer Seyfettin, Çerkes Avni Lifij, Çerkes Osman Paşa’yı görmek mümkün olabiliyor mu?

(Samil Jane'nin yazisi, http://www.circassiancanada.com adresinden alintidir.)

"Cerkes"lere Bulasma!



Fi tarihinde forumlardan birinde, bi arastirma yazisi koymustuk, “Buyuk Klup”le alakali bir makale idi, cefakar AVCI@’mizin bir yazisiydi… Bu dernegin ne olduguna dair bir yazi idi, uye listesi felan da vardi, Aksam’ci Serdar Turgut’a ve “hilal ve gamali hac” kombunasyonlu (TC bayragindaki hilal yerine gamali hac yapmis haspam) bir bayrak tattoo’sunu (dovme yani benim cahal okuyucularim:)) ogrenin) koluna yaptiran Samanist oldugundan (ve hatta hicbihalt olmadiindan) suphe ettiiim Gulay Komurcu’ye “gozumuzun onunde cok dolasmayin, kaybolun bakiyim!” dercesine bir not idi hemide, enteresandir, iii birilerini nisangahimiza almisiz, bu iki gastecinin onu malumunuzdur fena halde acildiu sonraki zamanlarda, uzun hikaye, kisa keselim, Biz o yaziyi oraya astik, aradan bi ay bile gecmedi bi baktik, -arada serac yapariz, yazilrimiz nerelere gitmis diye- bi baktik fesmekan bir yerde gozukuyor bizim malimiz, gittik hayret icinde ve gorduk ki Fetulahin kuzucugu Faruk Aslan ile Gazi Universitesinden bir doc. dr. Nurettin bilmemne sohnet ediyorlar ve bizim malimizi ne felanca yerden aldik, filanca soylemis notu var, olduu gibi kullanmislar, guya bu doc.dr soyluyor gibi de gostermisler!!! Hoop dedik! Takan kim! Yuzsuzler bunlar ve yuzlerine baksaniz da anlarsiniz zaten!

Aynisi Suleyman amcamin basina gelmisti, Henrich Kisinger ile alakali bir yazisini da simdi Engerek’on operasyonu ile nisan tahtasina konulan cuntaci bir grub basmislar kndi imzalarini –“Guvenlik ve Istihbarat”- piyasaya vermisler! O da akilli olun isim verin felan diyor ama yuzsuzluk diz boyu! E tabi, senelerce Kisinger gibilerinin eteeiini op, soora birdenbire o zat-i na-serifin altinizi oyduunu farkedin, masonluk, bilderberg, sabati gibilerle al take ver kulah is yap, kim olduklarini ne yapmaya calistiklarini umursama, altini oymaya kalktiklarinda da “yandim Allah!” diye ciyakla, aleyhlerinde cephe olusturmak icin kaleme saril, bi halttan cakmadiiindan da yamuk-yumuk seyler yaz, milleti kendine guldur, careyi isi bilenlerin yazilarini gaspetmede bul!!! Boole!

Bunu niye yazdik simdi durduk yere…

Fakir kulunuz, forumlardaki yazilarinda bazi bazi Cerkesler felan der, Kafkasya kokenliler uzerinde durur, bunlarin da Sabati saklabanliii ile lekelenmek istendiiinden felan bahsederdi, hatirlayanlar bilirler, bunun “deriiinn, cook deriiiiiinnn” bir vukuat olduuundan felan bahsederdi. Buna efendim mim koyunuz, eskilerin tabiriyle aziz okuyucularim ve Bolu, Duzce, Biga ve Eskisehirli okuyucu vatandaslarim…

Yukarida yazdim ya “alintici” dooorusu intihalci gasteciler ve doc.dr’ler var dedim ya, iste bunlardan biri de Samil Tayyar denilen leylek:)) Gasteci, ewwelden ulkucu imis soora hidayete ermis, liberal “bisey” olmus kendi dediine gore, tabii boole bisey olunca, dolap beygiri-eseeii gibim oluyor insan, donbabadonelim takiliyor, iste o zaman da “bisey” oluyor harbiden, rahmetli Ustadimizin dediii gibim, “esek hurriyeti”, adami dolap beygiri gibi donduruyor, netekim pasam, Samil de “Star”da yazmaya baslamis ewwela, hani su Cawusesku’nun servetinin “mirascisi” olduu soylenen Uzanlarin gastesinde; ardindan da Tercuman da galiba yaziyor, soora kapagi YeniSafak’a atiyor! Aradaki gasteyi bi kenara koyun, Star’dan YeniSafak’a gelmek, bayaaii bi maharet ister, insanin bayaaii “bisey” olmasini gerektiri, dii mi?!

Omru boyunca ulasamadiii sohrete birdenbire “Engerek’on Operasyonu” ile ulasiyor bu gasteci Samil… Maasallah binlerce sayfalik evrak onunde duruyor herhalki operasyondan “azzzsoora!!!” mantigiyla bi suru haber yayinladi; yok kim kime ne demis, kim kiminle ne konusmus, yok kimler kiminle nerede bulusmus, hepisini yaziverdi bu arkadas… Bi de operasyon uzerinde yayin yasaii var, iii mi benim Cemiskezekli milletim!!!

Simdi bu gasteci ve “bisey” olan Samil gecenlerde (“Kaynanalar”daki Nori Kantar aklima gelir hep ismini duydukca), Nooriye Akman (soyismi de kafiyeli ha, bu kadar olmaz) ile bir mulakat yapmis ve orada yine arastirmaci gastecilik maharetlerini sergilemis ve demis ki:

“- Ergenekon icinde Ahbaz ce Cerkesler agirlikta!!!”

Hoop dedik denilmesi gereken bi yer iste burasi! Hatta Nooriye Kan… Akman, “Yok yaw, dooru mu soyluyon Samiil?! Nedir bu Kafkasyalilardan cektiklerimiz, Naksibendilik de oradan cikti zatiii kiizz!” diyor!

Boole “engin bilgileri” ile “bisey” olan iki albirinivurotekinegasteci’nin bi tasla iki kus vurma hevesi var ki, hevaalarina mi uydular, (bunlar “bisey” olduklarindan hevaalari felan da yogdur, ne uflersen onunla havalanirlar malumdur gerci) doldurusa mi geldiler bilinmez, Kafkasyayi Buhara’ya tasidilar boylece ve hem Cerkesleri hem de Naksibendileri Ergenekon icine bi cirpida dahil ediverdiler! Ikisinin de suratlarina baksaniz zeka seviyelerini okursunuz veya Hazret-i Omer Faruk’un muazzam lafiyla “sordugu sualden insanin zeka seviyesi ortaya cikar” ya, bunlarin birbirleriyle olan muhabbeden ne mal oldukalari ortada,bunu onuncun bi kenara birakalim, gecelim Cerkesler ve Naksibendilik uzerine soolediklerine…

“Ben demistim” demeyi pek sevmem biliyorsunuz muhterem Hacihusrevli GibsyKings vatandaslarim malum ama hep dedirtiyorlar ve yukarida bahsettiim, forumlarda yazdiim “Cerkeslere bisey dusunuyorlar” yollu lafimi hatirlatirim… Sabati meselesi uzerinde sallayasallaya sohret olan “Kucukeynler” taifesi, MKemal’in karsinda kim varsa hepisini “Sabati” yapiyordu ya, bu arada milli mucadelenin harbiden kahramani olan Pasalari da “Kafkasyali” deyu, Sabati yapiveriyorlardi ve bendeniz bunlarla tek basina mucadele olmaz, 7/24 calismak lazim, eh biz de robot diiliz, cete kuruyorum ve uye kaydi baslamistir diye TR Forum’da davul zurna calmistim soora da “F GUCU CETESI”ni kurmustum malum, 7/24 cengaverce kapisip, bunlarin butun yalanlarini yuzlerine vurmus, once geri adim attirmis soora da kalemlikilicli yere defetmistik. Iste o zaman Cerkesler uzerinde durmustum. Aha simdi yeri geldi, o soylediklerimizin ahvali ortaya cikti.

Albirinivurotekineikigasteci’nin laflari yenilir yutulur cinsinden diil; Nooriye diyor ki,“Ay, ikinci Cerkes ethem vakasi dii mi Samil kizz!”, “bisey” olan Samil de “eh yani, oole sayilir Noriye, ac bak wala Ergenekoncularin soy kutuklerine neredeyse hepiciii Cerkes yani, wala, ekmek musaf carpsin lann” diyor..

Suna dikkat edelim dakik watandaslarim, isterse iceri alinan veya alinmayi bekleyenleriyle butun Ergenekoncular Cerkes, Abaza, Cecen felan olsun, burda dikkat edilmesi gereken, BIR KAVME YONELIK AYRIMCILIK!..

Daa soora yazacagimiz bisey ama “Cerkez Ethem” diiye bi kitap var piyasada, Perincek’in dergisinde de ayni minwalde yazilar yazmis istanbuldaki bi okulda oortmenlik yapan birinin yazdiii; burada da gerek Cerkes Ethem’e, gerek Teskilat-I Mahsusa’ya oole bi saldiriyor ki adamcagiz, inanin Bizim, Teskilat-I Mahsusa’ya karsi serhlerimiz-sedlerimiz vardir, hani onlari bile kaldirmak zorunda kalacagiz, yani bu derece vahsice, hoyratca, gamsizca, gozukaraca bir SALDIRI az bulunur ve tarihe “Pasalar Komplosu” olarak gecmis hadise ile birlsetiriyor bazi seyleri, hadiselere o ismi verenin “Nutuk”unu temel alarak aciyor aazini yumuyor gozunu ve “Cerkes ihaneti” deyip cikiyor neredeyse!!!

Way bunlar, Cerkesler “dowlete isyan” etmisler, “Gazi Pasa”yi indirmeye calismislar felan…

Ne “dovlet”i ulaa!?

Bi de ortmen olacak, TC’yi 1923’de kurulmus zannediyor!!! TC’nin kurulusu, (bi ewwelki bi yazimda soolemistim, arzederim) 1938, Dersim Katliami ertesidir, katliam yapildi, terror “dowleti” kuruldu! O tarihe kadar ortada daaa “dowlet” felan yok! Ortada, milli mucadelenin Pasalari varken, kimse oole adamin tekine gel de diktatorluunu kur felan demez, demediler de netekim ve 1924’de “Pasalar Komplosu” ile yani olmamis, tahayyulde kalmis bi “IZMIR SUIKASTI” hikayesi ile “Uc Ali’ler” vasitasiyla hepisini topladilar, toplattirdi yani.

Oole ki numarayi farketmeyen, yani daa uyandirilmamis olan Ismet Pasa, Karabekir Pasa’nin iceri alinmasi uzerine Istiklal Mahkemesine gidiyor, “ayip oluyor haa, bu ne rezillik yaw, birakin ulan Pasayi”, diyor, Basbakan haa hem de, bu “Uc Ali’ler”, “yardim yataklik ediyor”diye Basbakan Inonu’yu bile tutuklamaya kalkisiyor, araya “Gazi Pasa” giriyor, “hoop! Noluyor orda, bu kadar da diil, isinize bakin bakayim” diyerek Ismet’i aliyor ellerinden… Dusunebiliyor musunuz vukuati?!

Iste boole bir hikayenin icine, Kuscubasi Esref giriyor, Cerkes ya, Ethem giriyor, Cerkes ya, bunlarin kardesleri giriyor, Rauf Bey giriyor, Cerkes ya, koy koyabildiini yani, onune geleni atiyorlar iceriye ve bu da “Cerkeslerin Gazi Pasa’ya suikasti” olarak kimilerince degerlendiriliyor!!!

Isin enteresan tarafi, bu suikast sebebiyle idam edilen Ziya Hursit LAZISTAN MEBUSU!!! Diger asilan Cavid Bey, Seferadi yani Ispanyol Yahudisinden Donme!!! Nerde looo Cerkesler, diye soran olmuyor tabii!!! Boole zamanlarda, yani sikistiklarinda hemen su lafi soolerler: “Buyuk tabloya bakmak lazim, detaylar onemli diil!” Senin o buyuk tablon yamuk ooolum, yalan, yanlis, neresine bakacagim deseniz de onemsiz kalir, ati alan uskudari gecmistir!

Isin bi baska vechesi de su… Cerkes Ethem, Yunanlilardan “gecis hakki” alana kadar “Ethem Bey”dir, Meclisde, Ankarada, yazismalarda felan hitap booledir ona, ama ne zamanki o silinmez isi yapti, adi “Cerkes Ethem”e cikti! Niye?! Yaaa! Dusunun bakalim!

1876’daki buyuk surgun ile Kafkasyadaki muslumanlar Osmanli Devleti’ne iltica ettiler; bunlar mesleklerine gore devlet idaresinde degerlendirildiler, subay olanlar, orduya alindi, idareciler burokrasye sokuldu vs. Iskan edildiler ve bu iskan mevkiileri bir “barikat” gibi tasarlandi. Devletde gorevli olanlar, subaylar, Devletin en uc noktalarinda da gorev yaptilar. Devlet yikilmaya basladiiinda hala o bolgelerde kalmislardi ve cogu Anadoluya gelmedi, TC kimliii almadi, o bolgelerde kaldilar ve orada devlet kurdular veya kurulmasi ile basina gectiler. Irak, Suriye, Misir, Urdun, Filistin, S.Arabistan, Libya velhasil Osmanliinin akabinde ortaya cikan devletlerin icinde bulundular. Askeriyesini, gizli servislerini, istihbarat servislerini olusturdular.

Burada –Anadolu- olanlar da yine ayni sekilde devlet hizmetinde bulunmaya devam ettiler; herkes tarafindan bilinen “gizli bilgi”ye gore istihbarat ve askeriyede Kafkasya kokenliler oldukca etkilidirler. Burada bir soru ortaya cikiyor: Etkilidirler madem de bu ne bicim etki?! Devleti kuran, ayakta tutan –soole veya boole, ferdi veya grub olarak, ayri mesele- bunlar olduuuna gore, o etkinin nasil olduuu ortada…

O halde, madem bunlar bu devleti ayakta tutan “unsur”, niye boole bir saldirinin hedefi oluyorlar?!

Bu saldirinin “BOP” denilen hikayeden ayri dusunulmemesi gerekir kanaatini ortalik yere atiyorum aziz Abaza, Cerkes, Udige, Cecen, Kabartay okuyucularim…

BOP, bugun eger onca bomba ve siddet ve tehdite raaamen islevsel hale gelemediyse, Kafkasya, Afganistan, Pakistan ve Irak’da direnis ortalik yerde -kimisinde az, kimisinde cok- devam ediyorsa, buraki savasci unsurlar orta dogudan buralara gelip savasiyorlarsa, demek ki bir “guvenlik aciii” var demektir ve bu aciikda da bas sorumlu olarak muhtemelen Kafkasyalilar dusunulmekte… Kendilerini surgun eden, acilar cektiren Ruslara karsi direnenlere sadece “intikam” veya “giciklik” olsun diye, silah veya para destegi vermeselerde, “sinirlardan gecis zorluuu cikarmamalari” bile, BOP nazarinda buyuk bir suc olarak algilaniyor olsa gerek!

Memeleketimize gelince…

“Hemsehricilik” asla ve asla kaybolmadi ve kaybolmaz ve kaybolmamasi da ne guzel, buna “feodalite kalintisi” goziyle bakan “kose yazarlari” ve “sosyologlar”, ewwela laflari yazdiklari gastenin, soyledikleri tivilerin sahipleri arasindaki iliskilere bakmalari lazim, orada bir nevi moderen hemsehricilik olan “zenginler arasi nikah” hikayesi mevcuttur, zengin zenginle ewlenir, “uc buyukler”in kiz-oolan ewliliklerine baksalar bunu gorurler ve laf etmezler, iste bu hemsehricilik, elbette askeriye icinde de, polis icierisinde de mevcut… Gasteci “bisey” Samil’in “Ergenekon Ahbaz ve Cerkes kayniyor” lafi, bu meyanda dooru olabilir, yani bir “tespit” olarak dooru olabilir ama “sorumlu bunlar ve bunlar zaten taa ilk gunden beri ayrik otlaridir” manasina olarak soyluyorsa ki Bizce oole demeye calisiyor, o zaman basbayagi PROVOKASYON YAPIYOR veya bunlarin suratlatindan bile zeka seviyesi ortaya cikiyor ya, verileni servis yapiyor ya, provokasyona gelmis demektir ve bunun da farkinda diildir!!

Atesle oynuyor “bisey”Samil de farkinda diil; ates diyince aklima geldi, Car, Cerkesleri surgun ederken, “Osmanliya lav atesi yolluyorum” demis, yani Cerkesleri biliyor arkadas, biliyor ve dizginlenmelerinin zor oldugunu soylemeye calisiyor ve hakli… “Bisey” Sami ama bunu bilmiyor, laylaylom gidiyor, ufleneni yaziyor, megafonla bagiriyor, boolece aslinda “yanginda ilk kurtarilacak” olan mevkiine ciktiiini da goremiyor:)))

Bahsetmistik daa ewwelden, su andaki kapisma Fetulah-Akp ile gitmemeye calisan Kemalistler arasinda; Kemalistler gideceklerini biliyorlar, ama ne kadar kopartirsak kardir mantiini guduyorlar ve yarim da olsa bir koltuk icin vaveyla kopartiyorlar; yani bunlar su veya bu sekilde anlasacaklardir ki operasyonda daa fazla hareketlilik olmamasi bunu gosteriyor. Bahsetmistik, bu turden uzlasmalar (devlerin aski gibi anasini satiyim yani) deiisik olur, BEDEL derler; bunun birincisini gecen sayi malum “Kandirali” olarak soolemistik, eh iste ikincisi de bu “bisey” Samil aday gibime geliyor:))

Kavga buyuk, bunu gormek gerekiyor; bu iki kutbun “emir kulunun” kavgasi “en ii hizmei ben yaparim” kavgasi; bu kavganin cikma sebebi ISLAM; engellenemez bisekilde gelen ISLAM… Anlasilindiii kadariyla, “Cerkesler” uzerinde durulmasi, “Ergenekoncular” diiye laf atilmasi, bu grubun kendi yanlarinda olmayacaiina inanmalari, bu sekil “karalama” yaparak santaj yapiyorlar… Bunun desifre ettii bi baska hakikat de su: “Kafkaslar” grubunun, devlet icindeki varlii! Bu, resmen kabul edilmis oldu! Peki “Kafkaslar” var da baska kimse yok mu; olmaz mi, eger bir grub ismi ortadaysa, mantik zatii en az bir grub daa olduunu soyler… Kimler?! “Anadolucular” derler mesela… “Gurbuzler Ordusu” derler mesela…

Yani…

OLEN OLSUN, KALAN SAAALAR BIZIMDIR!

Gelen Biz’iz; cunkum aziz Bagdat, Basra, Bosna, Baku, Balikesir, Biga, Sakaryali watandaslarim!

“Bisey” Samillerin cabalari(!) bunu gosteriyor!

Demedi demeyin…

OYLESINELAF@