Tuesday, July 22, 2008

Kresento!


ANASININPICI


Net’e bi gireyim ne war ne yok diye bakayim istedim; “war” yok elbette ama leyleklik, dingillik, kendi halkina dusmanlik, asaaiiliklik bi suru… “Bu nasil dugun!” diye bir baslik gordum, e tabi tikladik, daldik… Doguda, Suryani bir ailenin “dugun ziyafeti” ile alakali haber… Resimler felan var; wala icim cekti, imrendim:) Bi suru keles, hepsi havaya donuk,uzun namlulular, hatta Kanas bile, bi de bana bile e wala bu kadari biraz fazla olmus deditrten bi Biski:)

Hiyarlarin derdi ne dedim, bi baktim, silahlarin atilmasi imis! Anasininpici, “cocuklar oturduklari yerde tir tir titrediler” felan diye yazmis!!! Hangi cagda yasiyormusuz, bu ne ilkellikmis!!!

Simdi bu anasininpici, eeerci Doguluysa, anasi-babasi, dedesi–ninesi, aha bu laf attiiii duuun gibi bi duuuunle evlenip ciftlesmis ve ardindan da kendisi dooomustur ama bunu unutmus iste bu kepaze!

Bi de bi sey var. Baska bi duuunu de koymuslar oraya, uc gun uc gece surmus, ama tek mermi atilmamis! Tabii bu turklerin duuunuymus! Yani?! Yani acaba, bu Suryaniler iste boole felan mi demek istiyor o kuccucuk akliyla anasininpici anlamadim, anladiysaniz siz anlatin bana sevgili Hacihusrevli kaa’riilerim. O kuccucuk akliyla bi de diyor ki, turklerin dugununde mermi atilmamis, “havai fiseklerle gece aydinlatilmis!” Breh breh breh!

Ula anasininpici, sen o havai fisek dediiinin sesini duydun mu hic layn! 6,5’luk top sesi gibi be! Gece vakti havai fisekler patlamaya baslayinca, doguda, millet “candarma yine mi bombaliyor loo!” dememis midir layn! Bunu birak, o havai fiseklerin ne pis bir sey olduunun biliyon mu layn! Sen hic onlarin atildigi yeri gordun mu layn? Barut lekesi, yanik, bi daha yuzmilyonbinsene cimen cikmaz layn ordan anasininpici! Bunlar yeniyetmeler; bi de ellerine belkim yazilmis bi metin verdiler altina da bunun ismini caktilar, olabilir, belkim tepedekilerin gozune girmek icin booole yazdi, bu da olabilir ammavelakin bolbol kulaklarini cinlatmama vesile oldu iste!

Yeniyetme…

90’larin gencliii…

Hepsi boole mi?! Diil elbette ama kani bozuk tayfasi boole… Kendi milletine, onun
adetlerine dusman olanlari boole…

90larin gencliii…

“Isyankar”, “protest”ocu bi genclik…


Ama niye?


90’LARIN GENCLIII


90larin gencliii, “hayatin gayesi” nedir, bunu bilmediii, doorusu bildirilmediii icin –kani bozuklar haric- gercekten de “isyankar” bi halde; dinledikleri muziklere bakin, giydikleri kiyafetlere bakin yeter… Kani bozuklar haric, su “simsiyah” giyinen, milletin “Satanist ula bu!” dediklerine bakin mesela… Isirmiyorlar, gidin bi vesile ile iki laf edin onlarla… Ozellikle genc kizlari ile; erkekler biraz fazla asi, ama soooradan alisiyorlar, tecrube ile sabit:)

“Simsiyah” giyinmis genc bi hanimkiz, orasinda burasina da kupe, hizma, pirsing felan, yani deldirmediii yeri yok, oturun bi konusun… Hic de o kiyafetlerin “orijinal” haliyle alakasi olmadiini goreceksiniz. Wala!

Açlar!

Karinlari diiil, kalpleri aç!

Zihinleri aç!

Siiinacak bir liman pesindeler!

“Uykular haram iken
Guluslerim yalandi”


demis ya buyuk turk sairi Erhan Guleryuz, aynen oole, bi “yalan”in icinde olduklarini bilemeden, ama sıkıntısını ta iclerinde hissederek ve bu sıkıntıyi da bil(e)meden bi yalan’in icinde yasamanin verdiii guluslerin bile oolesine olduuu bi (yalan) hayata “protest” bakiyorlar…

Bize kuru gurultu gelen bi muzik dinliyorlar…

Kuru gurultu… “Ritim”i ariyorlar… Ne kokusunu, ne tadini, ne nasil olduuunu bilmedikleri o ritm pesinde, dunyanin butun seslerini ayni anda bir KRESENTO gibi bosaltarak o ritmi davet etmeye, bulmaya calisiyorlar…

Kresento… Cehennemde bi mevsim!



BI CAY-BI SIMIT; “DENIZIN MAVISINE…”

Bana onu hatirlatir; birdenbire butun yayli, uflemeli, davullu enstrumanlarin yaylarindan bosalmiscasina iradesiz, kendi halleriyle, hayata, rezilliklere, istirablara, acilara, haksizliklara, adaletsizliklere, fakirliiie, issizliiie, anlayissizliiia isyani… Cehemmende –selam sana Ya Malik aleyhisselam- caanim Vazifeleler’in, ellerindeki kizgin demiri ten’e degdirmek icin yaklastirdiiinda –deeedirmediii daha ama!- anda hissedilen aciyla, bogazdan cikacak olan son nefesle ile atilan canhiras bi “çığlık”! Kresento!

Iste oturun boole genclerle, wala, bi sigara ikram edin, derin derin cektiklerini goreceksinizdir, yaninda bi cay-bi simit, “denizen mavisindeki coskun huznu, uzerinde acan huzun ciceklerini goruyor musun”, deyin… Wala! Deyin! Bitmistir is! O “simsiyah” kiyafetli, orasi burasi demir kopcali ve delik, ayaaainda postalimsi ayakkabi olan o gencler… Erirler, biterler… “Agabey” (erkekleri de “Ustad” demeye!) demeye baslarlar… Gozlerinin dolduuunu hissedersiniz, hissettiiiniz bir de, onu engelledikleridir; “Satanist aaalamaz!”… Arka fonda Metalica mi calar, Saga mi calar,u umurda diildir, cunku artik fonda “GOCTU KERWAN KALDIK DAGLAR BASINDA” calmaktadir, bunu duymasaniz da onlarin halleriyle bunu hissedersiniz.Telefonlasirsiniz, adres verirsiniz, mudaviminiz olurlar, sizin kim olduunuz bilmeden ama O KERWANI HISSETTIREN biri olduunuzu hissetiklerinden, sadik bi kopek gibi pesinizdedirler… Kopek! Hepimiz o KERWANIN pesinde olan bi kopek diil miyiz?! O KERWAN, ASILLERIN KERWANI, GERCEK INSANLARIN KERWANI, biz ise ancak ve ancak, kirintilari ile beslenen, bizi besleyeceklerine, tekme ile saldirmayacaklarina, herzaman yiyecek vereceklerine, sefkatli olacaklarina emin olduuumuz AC KOPEKLERIZ!

Hadi bunlar boole…

Ya otekiler… “Rengarenk” ve acayip, garip, tuhaf kacan “tgsettur” icindeki genc kizlarimiz…

Wala ayni haldeler, billa ayni haldeler, tella ayni haldeler!

Ve ne halde olduklarini da BILMIYORLAR! Bunlarda da kani bozuklar war, bunlarda da zorla giyinmis olmanin eserleri war bazilarinda ama ya diiierleri?!

Enteresandir, ayni muziiii dinlerler genellikle, “dini muzik” denilen –cogunlugu- rezil islerden uzakdirlar, heleki simdi yazilmis buftelerle, cistak cistak giden “ilahiler”den uzak dururlar ve iii ki de dururlar, ama onlara bi Yunus’dan, bi Seyh Galip’den, bi Misri’den, bi Abdal’dan, bi Nesimi’den, bi Itri’den dinletin, okuyun, anlamasalar bile, siiir-iyetine, laflardaki ahenke carpilirlar… Tecrube ile sabit! Bir ney’in, sir’la dolmanin istirabi ile icli icli haykirisina, bir kadem’in “olum de war!” diyen gonglarina, carpilirlar… Metalica mi… Ozborn mu?... Veya bunlarin burdaki kopyalari mi? Atilir bi cirpida kenara… “GOCTU KERWAN KALDIK DAGLAR BASINDA”, artik bambaska bi sekilde dinledikleri bi “dini musiki”dir onlar icin… Yunus bu! Kolay mi?

Cahil cuhela, bi ummi halk ozani mi “bizim Yunus”? “Emre” o; “gokgozlu”; “masmavi”; “huzunlu…”

Okumus hem de ne okumus biri o… Bugunun universitesi olan medreseyi bitirip bi de “doktora” yapmis biri; 30 sene! Hem okumus hem de odun toplamis… Ewweeet, hem de Seyhinin kizina gonul de vermis! Yanmis, yanmis, yanmis… Sonunda? “Pistik elhamdulillah”!.. Simdiki “sairler” gibi, -guya!- huzunlu huzunlu, ask-sevda siirleri yazip, hergece bi “hyman”in pesinde, bi elinde sarap testisi, bi elinde siringa ile yalanciktan, riyakarca, haince, asaaiilikca kosmamis! Sevmis! Hakikaten, “hakikat” ne ise, iste onun AYNISI olarak sevmis… Belki, 30 seneyi 1 gun gibi gecirmesine de bu “yanmislik”, belkim hergun onu gorebilirim ihtirasi sebeb olmustur, bilinmez, biz sadece Yunus’un da dahil olduuu O ASILLER KERWANININ PESINDEKI SADIK –olmaya calisan- KOPEKLERIZ…


“AYAKLARINDAN TUTUN!”

Acin su network’u, siiir sitesi yazin, yuzlerce war; yuzlercesinde de binlerce kopya; hepsinin sairi!!! belki iki el kadar isim! “Arabesk”i siir sanan zihniyet! “Seviyorum, ozluyorum, bitiyorum, eriyorum, beyaz kagidimsin sen benim, sonbahardaki sari yapraklar gibiyim”i siir! sanan zihniyet! Ama inanin bunlar revacta! Siirin, askin, sevdanin dustuuu seviyeyi burdan gorun!

Ellerinde sarap testis ile vajina yolu gozleyen pisliklerin yazdiklari niye revacta “simsiyah” ve “rengarenk”lerde?

“Siiinilacak liman!”


Hayat o kadar maddelestirilmis, o kadar yuzeysel hale getirilmis ki, 90’larin genci bundan sıkılmış, bunun farkinda da diiil, varolanin varolma sebebi olmadiini gorMUyor, ancak icindeki sıkınti ile bunu yuvasindan kilometrelerce uzaaa biraklilan bi kediciiin “yuvasinin kokusunu” hissederek bulmasi gibi hayatin bu OLMADIIINI hissederek, kelimelerin kendisine TAKDIM ETTIII ve gercek sandiii “siirlere” veya “protest”e siiiiniyor… Analari babalari var bu genclerin ama inanin kiymetli Medine’li kariilerim OKSUZLER, YETIMLER, GARIPLER!

Carsafi goruyor bu genc kizlar… Kapkara…

Iclerindeki sıkınti zaten kendilerine yetiyor, bi de bu “kapkara”lik!!! Onlar “reng” pesindeler, onlar renglerin ahenki pesindeler, onlar bu ahenkin, bu ritmin pesindeler ve onuncun de Hacihusrevli kaa’rilerim, Allah ne kadar renk yaratmis ise, hepsini uzerlerinde gorebilirsiniz! Belkim bunu da, bu arayislarini da bilmiyorlar ha! En tatli tarafi da isin iste bu ! O ASILLER, ASIKLAR KERWANIN pesinde koku almis bi KOPEK olmaya namzedler ama bu da bi yere kadar… (Dikkat edin “simsiyah” ve “rengarenk”lerin uzerindeki takilara, renkler ne kadar “canli” ise, uzerlerindeki takilar o kdar sade, basit… Basit… Sade… satafat YOK!)

Nereye kadar?

“Qua-vadis?”
Bu soruyu soranlar pacayi kurtariyor, soramayanlar, soranlari duymayanlar, hayatin gailesi icinde, uyuz bi kopek olarak ama icindeki o sıkıntilarini atamadan yasamaya devam ediyorlar; o psikolog senin bu psikolg benim, olmadi hangi kopru daa yuksek tercihini yapmaya ramak kalmis bir hayati yasamaya calisir halde!

Yazik! Bi genclik iste boole yokolup gidiyor; elleriniz bunlara, cevrenizde muhakkak varolan bi “araf”da istirap icinde kaldiiini bilmeyen bu genclere uzatin! Kurtarin onlari! Taktik belli: Bi cay-bi simit, “denizin mavisindeki coskun huznu, uzerinde acan huzun ciceklerini goruyor musun?” Anlamayacaklardir, “siyah giymissiniz, leke gostermez”, diye isi sakaya vurarak yaklasin, kesin bi iskemle cekeceklerdir size! Birakmayin onlari! Daragacinda boynunda sicim ile sallanan birisini ayaklarindan yukariya kaldirip nefes almasini saglamak gibidir bu is (bilirim!) ama dayanin, birakmayin, elinde bi bicakla, o sicimi kesecek birisi yardima gelecektir muhakkak, MUHAKKAK! Yeter ki siz pes etmeyin!

Simdi!

Simdi ukalanin biri cikar da “tek tek kurtarmak cozum diil, topyekun hepsini kurtarmak gerekir, kurtaracaiiiz” felan derse… “kopek”im ya, wala fena isiririm! Sana onu yapma diyen yok, bunu da yap ve bu INSANLIK diyorum sadece! Ve mecbursun!

Mecburiyet…

Ewet, topyekun bi kurtulus…


“ANALAR AALADI, ANALARI AALAYACAK!”

Siyasete dalalim anasini satayim ki biraz kendimize gelelim, gonlumuz eeelendirelim, daaiIitalim gitsin! Bi de yandan da, Turk mu dersiniz, Arap mi dersiniz, Bosnak mi dersiniz ne derseniz deyin ama “filitre edilmisi-hadim edilmisi” olmasin ortaseker bi kaawe, yaninda da cigara! (Sade kaaweyi icecek kadar erkek diiliz! Ooole!)

Topyekun kurtulus…

Kurtulusu bi donem ki o da “isgalden kurtulus” du, baska bi sey diil, -yoksam “tecdid-i iman, tecdid-i nikah ” felan lazimdir-, yakalar gibim olduk ammawelakin asaaiilik surusu isgalci libaslarini uzerimize giydirerek BIRILERI bogazimizda birakti tadini! Simdi de, ayni rezil surusu, ENGEREK’ONCULAR, “isgalden kurtulmak, emperyalistleri kovmak icin yeniden kuvv-yi milliye” edebiyati yapiyorlar!

Hadis-i serifdir, “MUSLUMAN BI DELIKTEN IKI DEFA ISIRILMAZ!”

Ulayn IT surusu, ta yukaridan beri yazdiiim, millete yalvar yakar olduuum, bu gencliii, bu hale kim soktu?! Bu gencliii bu sıkıntılar icine kim atti!? Bunlara bu bosluuu kim sundu? Ben yufka yurekliyimdir, Sirr-i Sekati Hazretleri, “colde bi “fasik geberiyom layn bi yudum su!” dese bile goturulmez” buyurmus, “icte zikkimlan, booourme boole lan rezil!” diyerek yine bi yudum gizli gizli gotururum galiba ama inanin –Goethe gibi!- “dostlarim!”, bu Engerek’oncular var ya, yaaamurlu havada su yok bunlara!

Ankaradaysaniz, Sakarya caddesine, Istanbuldaysaniz Akmar’a, Ortakoy’e gidin, ordaki bi, sadece bi “simsiyah kiyafetli ama yuzu istirabli genc” icin, uzerinde “rengarenk ama yamyamuk, ama yuzu acili ve saskin tesetturlu genc” icin, sadece BIRI icin, yaamurlu havada su yok! Ekmek musaf hakki icun!

Yok, iste, icerde hastaliiaa yakalanmis, gunden gune erimis, depresyona girmis, izin vermemis Bakanlik da onuncun olmus gitmis bu Engerek’on surusunden biri! Topraaii bol olsun! Ates dustuuu yeri yakarmis, ailesi –aaalarsa anam aaalar- anasi felana bassaliii, ama bu kadar, baska bi diycem yok, aazimdan bi laf daaa cikmaz!
Sormasi ayip diil, ayipcilari yakalamak icin de gerekli bi soru, birlikte yakisikli yakisikli, havali havali foto cektirdikleri Veli Kucuk’un kac cani aldiini biliyor musunuz? Ailesinden gecme bi kasaplik yok mu bu adamda! Bilecikteki mulklerini “dedesi” nasil elde etmis hele bi sorsaniza ona! Onu birakin, gecmis gecmiste kalsin, “ortulu operasyonlar” ile kac cani aldi, kac aileye, simdi kendilerinin cektikleri aciyi tattirdi! Binbasi Cem’i, yardakcisi uc kisiyi hangi iskencelerle katlettirdi?! Ha?!

Veya…

Bu IT surusu (IT, yani, Ittihat ve Terakki’dir, bunlar da onlarin gunumuzdeki temsilcileridir) eeerci o darbe planlarinda basarili olsalardi (basaramazlar ama, ben dediim ya bunlara “beceriksiz cuntaci”, bitti, bunlardan bi nane olmaz, walla!) acaba kac kisiyi bi gecede toplayip YOKEDECEKLERDI!

Hadi canim sende yani durumlari “dostlar”!

Gozumun onunde, tam su anda, su anda, biraz ilerideki cop konteynirindan bulduuu karpuzu disleyen ve benim her zamanki gibi o parkda o saatde (ve dieeer saatlerde) oturduumu bildiii icin, elinde kirli karpuz dilim ile (kabuuu!!!) yanima yaklasip, “sartli refleks’ halinde bi Winston’u, sanki Allah’i bas gozumle gorduuum (insaallah)andaki sevinc, mutluluk ile vereceiiimi bilen “akilli” birisi var! Parkin arkasi Belediye binasi, yaninda zabita ve biraz ilerde de karakol; ama bu “akilli”m, uzerinde iplerle baaaladiii kumas parcalari ile “setr” halinde, yaz-kis ayaklar ciplak ve orda burda yatarak senelerdir dolasir! Bunun sorumlusu kim? Veya gidin bi devlet hastanesine… O kuyruklari gorun, kuyruk yok diyeni de sin-kaflayin, acildeki hayat mucadelesini gorun, bunun sorumlusu kim?

Olmadi mi?

Buyrun…PKK! Niye bu hale geldi? Kim getirdi? Hizbullahi kim kurdu? Simdi girdiii kabin seklini alan ama pis bir su olan, Zaman’da, demokrasi, hurriyet, darbe karsiti olarak yazilar yazan Mumtaz’er Turkone denilen “kasablarin teorisyeni”ne bi bakin! Bunun “Cillerin A Takimi”ndaki mevkii neydi? Veli Kucuk, Mehmet Agar, H. Kocakcioglu ile ne katliamlarin teorisini cizdi ve bu “Engerek’oncular” onu uyguladilar mi?!
Liceyi, Sirnak’i bir gece, butun bir gece kursun yagmuruna tutanlar kimlerdi gozdagi icin?!

Yani!?

Geciniz!

Bunlara, yaamurlu havada su yok!


Bunu diyoruz da, bunlari iceri tikanlari mi savunuyoruz?!

Hani Bizi@ boole gorenler, yazdiklarimiz boole anlayacak olanlar varsa, nasil derler, YUZLERINE TUKUREYIM! Illa “takim tutacaklar”; ya Engerek’oncular ya AKP=Fetullah tayfasi!!! Niye? Illa niye baskasinin takimini tutayim? Kendi takimimi tutarim! (Sen anladin onu Engerek’oncu ahmak ve sana da bu gerekir, okuyuculardan da ozur! Bazen, hayasiza ders vermek icin hayasizliia dalmak gerekir, bazen ama!)

Iste bunlarin hayatlari bu kadar basit! Ya ordansin ya burdan! Hani bu senin KENDI IRADENLE olusmus bi sey olsa, eywallah bi tarafi tut, ama senin iraden nerde orda, benim “akillim”dan da kit zekali! Fillerin arasina dalarsan halinin ne olacaiiini gormuyor musun behey AHMAK! Ve bu ahmakliiinla bi de Bizi@ (ve bizim gibileri) suclamaya curet ediyorsun! Yuttururdum ben sana o laflari ama, neyse!
Darbeci bunlar! Cunku asla KENDILERI olarak gelebileceklerini, KENDI DUSUNCELERININ millet tarafindan kabul edilmeyeceiiini ve bu dusuncelerini ancak DARBE ve ZORBALIKLA millete yedirebileceklerini biliyorlar! Bunlarin hayatlari, o Akmar’da, Sakarya’da, Ortakoy’de “simsiyah” olarak oturan gencimin kiyafetinden de KAPKARA!

Kemalist misin diye sorsan, oooleyim diycektir ama nedir o desen, bi halt anlatamiycak, kafasindaki diktatorluuu anlatmaya baslayacaktir. Veya Islamcidir bunlar… Haydar Bas mesela… Bi Engerek’oncu o war bi de, neyse iste… Iste bu Islamciya sorsan, eee geldin de ne yapcan, “Haydar Bas’in cariyelerinin sayisini arttiracam, feda olsun butun karilar ona” felan demezler elbette de, kendileri disindaki muslumanlarin karilarini-kizlarini bile CARIYE olarak gorduklerini, hayatlarinin sadece “mide” ve “midenin alti” ile cevrili olduunu, bunun icin de sadece ve sadece kendi dusuncelerinin hayatda kalmasi gerektiini, baska dusuncelerin ise ya yokedilmesi veya zorbalikla sindirilmesi gerektiine inanirlar! Bu mu Islam!? Bunlar gibiler yuzunden Islam bu halde ya zaten!

Kendilerinden baskalarina hayat hakki tanimayan, kendi kucuk dunyalarini, olmayan fikirlerini “aleme rahmet” olarak goren hayalperestler; hayalperes deyince akla gelen –ki onlarin da “kahramani!”- Enver Pasa’dir, iste bunlarin sonu da aynen oole olur, olacaktir da!

Sorarim bunlara!

Gittin mi hic bi “simsiyah” kiyafetlinin yanina! Oturup konustun mu? “Derdini ooorendin mi diiil”, eeer booleyse zati sinifda kaldin, derdini HISSEDEREK yanina gidip UMIT VERDIN MI, “ayaklarindan tuttun mu?”

Gittin mi; “rengarenk” bir harmony icinde RITMI ARAYANIN yanina? “Kara carsaf giy, boole rengarenk giyerek alimli, cezbedici oluyorsun, gunnnaahhh” felan mi dedin yoksa?! Eeeer bunu dediysen zati sen bi okuzsun, yok demediysen… zati yanina bile gitmeye gerek gormemissin demekki, okuzden de betersin! Bilmezsin ki o zati “cezbedici” olmak isitiyor; RITMI CEKMEYE calisiyor, ARIYOR; hissettiiii, olmasi gerektiine inandiii ama bulamadiii ritmi, renklerin icinde ariyor, YALVARIYOR! Ama “boole giyinme!” dediiin anda… “ayaklarini birakiyorsun”… Veya gitmissindir, “ula rengarenk, ne fingirdek”, felan diye dii mi? “Ikinci” olmasi icin mi gittin? HAYVANOGLUHAYVAN derim sadece!

Bi taraf boole yaklasirken, bi tarafda “ikna odalari” ile yaklasir. Onun “rengarenklik” icinde “SEKLI DIIIL OZU” aradiini gormeden, “cene altindan baaalarsa su, cene uzerinden baaalarsa bu” diye rezilce ve ahmakca bi “kategorilestirme” icine (oysa Sezen orospusu –oole; kimse kizmasin- taaaa eskiden “beni kategorizelestirme” diiye soolemist o ermeni doneminde, o gitti bu da cozuttu) sokmaya calisiyor! Engerek’oncular!

Iste boole bi OKUZLUKTE MUSTEREKLIK var! Tencere dusmus kapaaini bulmus!

Hem Engerek’oncular hem de onlara destek verenler, ASLIYLA iste boole bi KARANLIK DUZEN taraftarlaridir; hem kemalisti hem “islamcisi!!!”, kendi karanlik zihniyeti disinda hicbir faaliyeti kabul etmeyen, hicbir nuansi gormeyen, birakin “hosgoru”lulugu, -nezaket anlaminda- anlayis’a bile sahip diiiller! Onuncun de bunlarin hepsine, yaaamurli havada su yok!


MUUUUUUHAHHAAHHAAHAAHAAAAAAAGKKKK TUU!

“Iii de ama, sen boole diyon da adamlar ABD’ye, Israile, emperyalizme karsilar, yaaaa, uyanik bunu niye soolemiyon!” diyen, “akilllim”dan da daha az zeka sahibleri cikabilir elbette.

Muuuuuuhahhaahhaaaaaaaaakk tuuu! derim evvela!

“Yazdim, bak bu yazinin olduuu sayfada, bi alttaki yazi (antiemperyalizm diye) onu oku, biraz buyu, biraz kafaciiini calistir, ooole herbilafa baliklama atlama, sooora gel, edebli edebli otur, sor, anlatayim sana!” derim sonra!

Bana ne antiemperyalistliiinden, ABD-Israil, LihtenNASNAStayn ve Papuayenigine’ye dusman olmalarindan! Bana ne?! O “simsiyah” ve “rengarenk”lilerin derdine derman oldular mi, yoksa o derdleri bunlar mi onlara verdi, duzeltmek icin bi sey yaptilar mi? Bana bunu soole?!

Bunu sooleyemiyorsun, ikiniyorsun, “kuvva”dan, “1919 ruhu”ndan bahsediyorsun!

Muuuuuuhahhaahhaaaaaaaaakk tuuu!

Yazdik, bir hayaldi “1919”, varsa, yiyorsa, buzuk buzuk demezsen, sıkıysa “1908-1909 INTIKAMI” desene! 1919, 1909’dan 10 sene sonra geldi; 1909 olmasaydi, 1919 olur muydu ve onu hangi analarininpicleri yapti?! Gormuyor musun, kor musun, 1919 demek, 1909’u KABUL ETMEK demektir ve asliyla da, “bugun 1919 sartlarini yasiyoruz” diye ahmakca laflar sarfetmek, 1909’daki DARBENIN ardindan gelen isgalleri imha icin ayaga kalkan milletin “mucadelesini”, Anakara kodamanlarinin kendi olmayan fikirleri ile yon degistirterek –ayni bugunkuler gibi!- BASKICI, ZORBA DIKTATORLUGU kurmalari ve bunu SENIN DE kabul etmen demek!

Yazdik, bi daaa yazalim: Demis ki Allahin Resulu “MUMIN BI DELIKTEN IKI DEFA ISIRILMAZ!”

“Ama bunlar antiemperyalis yaw!”


Yiyim onlarin antiemperyalistliiini!

Evvelkiler de guya ooleydi! Yunandan baska kime silah attilar bunlar!? Kime?! Fransizlara, Italyanlara daaaa 1919 sonu 1920 basi, komur, maden, kibrit imtiyazlari vererek savastan daaaa da kolay cekilmelerini saalamadilar mi? Ingilizlere, birakin baska seyleri MUSUL'U VEREREK iste bugunku acili cooorafyanin olusmasini saalamadilar mi? Hilafet’i hic konusmayalim! Yeter mi bunlar, “1919 ruhu” icin! Anla artik anla, o bir ruh ama “TUZ RUHU!” Yakar! Ve yanacaksin!

“Ama iste bunlar Irakdaki direnise de destek oluyorlarmis, Tayyip gibi diiiler…”


Muuuuhahahahahahahhhaahhhhhhkkhkkkkkk tuuu!

Musul! Kim verdi onu! Ben mi? Baban mi? Diilse o zaman sana ne?!
Biraz tarih oku, git buyuk harbin sonunda kurulan Azerbaycan Cumhuriyetini kim neden satti, ooren, oole gel! Destek oluyormus!!! Ben, “BEN@” onlarin nasil destek olduklarini ta iclerinden bilirim! Bu lafimi kucumseme! Irak’daki direnise destek verecekse, PKK’yi niye bitirmeye calisiyorlar diye sorarim o zaman en basitinden? Niye?

“Tamam da bunlarin hepsi oole diil, bunu kabul et bari yaw!”


Dedem Nasreddin rahmetli bi gun eseeeine bi kufe uzum yuklemis pazara gidiyormus, esek bu, huysuzlanmis, kufeyi de devrimis! Oldu mu!Uzumler de inek idrarinden golun icine boca! Dedem Nasreddin hoppala! demis ama yapacak bisey de yok, pazara goturup satacak, eve biseyler alacak, ama manzara ortada… N’apmali? Dedem Nasreddin –benim gibi- akilli adam, oturmus idrar golunun pardon, uzumlerin basina, cekmis kufeyi yanina, “buna deeemis, at cope, buna deeemis, at cope, buna deeememis koy kufeye, buna az deeemis, sil mendile at kufeye”!!!


Yani?

Allahicun bana bi tane adam gosterin su iceri girenlerden de “kuru diiil iste bu yas!” diyeyim ve birlikte cikmasi icin kampanya acalim anasini satayim! Bi tane! Ilac icin bi tane! Yok ole “anasinin kuzusu” Rabirtli Caycidan bahsetmeyin, herderde deva Ipsizin torunu ayyas Emin’den de! Bi anlatirim onlari size, aaaziniz acik kalir! Baska?! Ewwet?! Baska?!

Yok dii mi! Ama eksikler; Yalcin Kucuk, Nihat Genc, Serdar Akinan ismini bosvergitsinler de, bunlar da gidecekler, iceri alinacaklar ve SAHA TEMIZLENECEK! “Saha temizlemek” ne demek bilir misiniz?! Oorenin de oole gelin o halde!


“1909 INTIKAMI”

Aslinda butun bunlara da gerek yok, bu Ergerek’oncularin ve saksakcilarinin, kisaca DARBECI KLIGIN ne mal olduunu anlamak icin!

Taa en tepede yazdiiim “duuun ziyafeti” meselesine bakilsa anlasilir; bunlar iste boole insanimizi kendi adetlerine uzak tutacak, onlari asaailik, alay edilecek bi “halt” gibi gorecek hale sokan tayfa! Kesmez mi; cok mu “derin” geldi veya aradaki “bagi” kuramadin mi? Haklisin; “Kemalizm” pesinde, DARBE ÇIĞLIKLARI atanlarda, benim “akillim” kadar zeka yok ki, unuttum, bi de “derin-merin” laflari ediyom!
Olmadi; kafani sokaaaa cevir; git Akmar’a, ortakoy’e, Sakarya’ya, “simsiyah” veya “rengarenk”lilerden birisiyle –kapasiten varsa ve “kendi mali”nsa konusacaklarin!- bi selam ver, cek bi iskemle, bi cay-bi simit ismarla ve basla “denizin mavisindeki………….” O zaman anlarsin niye bunlara (ve tabii ki sana!) “yaaamurlu havada bile suyun niye yok” oldugunu!

Tek bir “simsiyah” ve “rengarenk” icin… bunlara AF YOK!


“Dostlarim!..”

Niye boole yazdim, niye aaazimi biraz bozdum hic yapmadiim bi sekilde!?


Cunku az once, su yaziyi yazmaya baslamadan uc-dort saat once, hem bi “simsiyah” hem de bi “rengarenk”le birlikte, (ve bunlar birlikte geldiler!) ciplak ayak cimenlerde yuruduk, oturduk, cay-simit ve dumanla “zehirlendik”, Kavak’a, Kale’ye baktik, hircin olsa da icinde huznu barindiran, cicekler acmis “mavi”ye bakarak cok ama cok onemli bir meseleyi hallettiik mutluluk icinde:

Reyhan’a “Reyhan” mi denir, “Feslegen” mi?!

Hayat! Iste bu!

Iste bunun icin…

“Simsiyah” ve “Rengarenk”ler icin… Allah’in izniyle, gucuyle, CIKTIGINIZI YERE KADAR KOVALAYACAGIM SIZI SEREFSIZ IT SURUSU!

Ve tabii, “1909 INTIKAMI” icin !


OYLESINELAF@

21 temmuz 08



Not: “Akif” diye birisi emperyalizm yazima bi yorum yapmis: “Berbat seyler…” Niye yawrucuum? Hep onune konulanlari yemissin, sen bi fast-food cocuuusun belli, ne demislerse aynen kabul etmissin simdiye kadar, belli, eeer ki sosyalistsen ve “yorum”un bundan ise, “Roy”a bak derim, yok musluman olarak boole diyorsan, Osmanliya,Selcukluya, hatta Allah Resulu’nun “emperyal” siyasetine bak derim! Oldu mu, anladin mi? Bunlar ev yemeiii, oole fast-food diiil, belkim dokunur, belli olmaz! Bi de… Bak senin isimdasin var bi tane hani milli sair felan; caktin… O da ooleydi, atak felan, 1909’da da “berbat”ti tabii, neyse uzun hikaye, karisik kurusuk isler, bu memleketi terketti gitti, gitmeyi tercih etti, bi nev’i “SOZUMUZ BU MUYDU PASA!?” dedi yani kendince, sooora? Kizi? Kiminle evlendi biliyon mu? Onlardan cikan veled nerde simdi? Turkiye Komunist Partisi Baskani! Yalcin Kucuk’un adamcaaizi yani! Nerden aklima geldiyse iste, boole yazayim dedim… Haaa, tamam, sen bu akli birak, diycektim! OL@

No comments: